Kadıköy Belediyesi, bisiklet yollarında yeni düzenlemeler yapmak üzere Bisikletli Ulaşım Çalıştay’ı düzenlerken, ilçenin bisiklet yollarını keşfe çıkan arkadaşımız Berivan Tanrıverdi karşısına çıkan engelleri bisikleti Düldül’ün dilinden yazdı…
Berivan TANRIVERDİ
Ben çoğunuzun çocukluğundaki karne hediyesiydim. Eskiden benimle vakit geçirmek için can atardınız. Hele bir de rengim kırmızı oldu mu sizden havalısı yoktu mahallede. Ben kim miyim? Bir kısmınızın unuttuğu ama bir kısmınızın da hem ulaşım aracı olarak kullandığınız bisikletiniz.
Yine de kendimi size tanıtmam gerekirse, ben iki tekerlekli bir garip Düldül. Bir pazartesi sabahı, aldım yol arkadaşımı da yanıma, sizler için başladık Kadıköy’deki bisiklet yollarını gezmeye. İstedim ki, biz bisikletlerin ve yol arkadaşlarımızın sıkıntılarını sizlerde görün.
IŞIĞIMIZ VAR YOLUMUZ YOK
Kadıköy’de mavi bisiklet yolunun varlığı biz bisikletler için çoğunlukla avantajlı olmasına rağmen sıkıntılar yaşadığımızı da söylemek zorundayım. Özellikle mavi yolun olmadığı, yayaların kaldırım olarak kullandıkları bölgeler çokça zorluk yaşadığımız alanlar içerisinde.
Bu sıkıntıları yaşadığımız yerlerden biri de Moda Caddesi’nde ne yazık ki varlığı belli olmayan bisiklet yolu. Caddenin kaldırımlarının dar olması, yaya ve bisiklet yolunun ayrımının yapılamaması bizim için büyük bir sıkıntı oluştururken, yayalar içinde tehlikeli boyutta olabiliyor. Ama buradaki problem sadece yayaların yolumuzu kullanmaları değil. Moda Caddesi’ndeki trafik ışıklarında bisikletler içinde bir bölüm bulunmasına karşın araçların yol güzergâhımıza park etmeleri de sıkıntılarımız arasında.
Hal böyle olunca yolculuğumuzu da sahile kadar yayan halde ilerletmek zorunda kalıyoruz. Bu durumdan dolayı yoldaki keyfimizin de biraz kaçtığını itiraf etmeliyim.
TAŞLAR YERİNE OTURAMADI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin denetiminde olan Moda Sahil yolunda ise bir aydır bitmek bilmeyen taş dizilimi mevcut. Geçtiğimiz Ocak ayında meydana gelen kuvvetli lodos yüzünden yerlerinden sökülen taşlar ve bozulan yol için İBB’nin hala çalışmaları devam ediyor. Ama sürecin bu kadar uzun olması biz ve yayalar açısından da başka bir problem oluşturuyor.
ASFALT SİZİN MAVİLİKLER BİZİM
Zor bela Moda Sahili’ni geçtikten sonra Kalamış’a doğru ilerlemeye başladık. Havada biraz yağmur, benim lastiklerde ise kayganlık. Biraz tedirginlikle yollarda ilerlesem de en nihayetinde ben de bir aracım, hava koşuluna rağmen yol arkadaşımı yarı yolda bırakamam. Ama ne yazık ki Kurbağalıdere’nin üzerinden bağlanan yolumuz çoğunlukla araçların işgali ile dolu. Trafiğin yoğun olduğu Kurbağalıdere kıyısında bize ait olan alandan araçların geçmesi, hatta bazı ticari araçların yolcuları için durması çok büyük tehlike oluşturmakta. Gönül ister ki motorlu araçlar bize geçiş izni versin; üzülerek belirtmeliyim ki bize yol verilmesi çok ender rastladığımız bir durum. Araç sahipleri yol vermese dahi aslında bu alan için bir çözüm mevcut. Bu güzergâha delinatörler yerleştirilmesiyle hem motorlu araçlar bizim yolumuzu işgal etmez, hem de bizler rahatlıkla pedallarımızı çevirebiliriz.
ARABANIN SAHİBİSİN YOLUN DEĞİL
Son birkaç yıldır ne yazık ki bisiklet kullanıcılarının ölüm haberlerini duyuyoruz. Ve bu ölümlerin büyük çoğunluğu motorlu araçların bize ait olan alanları kullanmaları yüzünden gerçekleşiyor. Sorumsuz bir sürücü ne mavi yola dikkat eder ne de uyarı levhalarının olmasına. Araçlarının motorlu olması bütün yolların ona ait olduğunu göstermez. Bu hem bizim yol hakkımızı hiçe saymaktır hem de yol arkadaşlarımızın hayatını tehlikeye atmaktır. Buna dikkat etmeyen sürücülerin örneklerini en çok Fenerbahçe’deki Cephaneli ve Iğrıp Sokaklarında görüyoruz.
Motorlu araçların, sırf iki tekerlekliyim diye yol kenarlarına sıkıştırarak yolumu kullanmaları, o yokuşu daha hızlı çıkabildikleri için önüme araçlarını kırarak yolumu işgal etmeleri kabul edilir değil. Olası bir kazada o çokça gürültülü olan aracın sürücüsünü korumak için hava yastıkları bulunurken, bizim yol arkadaşlarımızı sadece kaskları, dizlikleri ve kollukları bir nebze koruyabiliyor. En azından bu durumu düşünerek motorlu araç sahiplerinin bizlere daha saygılı olmalarını bekliyoruz.
YOLUNUZ YOL DEĞİL
Bozuk olan yolları işgal eden sürücülerin ardından nihayet son durağımız olan Caddebostan sahiline geldik. Siz şimdi muhtemelen “oh sahil yoluna geldin, rahat rahat çevir pedalları” diyorsunuzdur. Ben de öyle demek isterdim. Tam lastiklerimde rüzgârı, pedallarımda özgürlüğü hissetmişken İBB’ye ait bir otomobil bizim yola park etmiş öylece duruyor. Manzarayı görünce benim zincirler attı. Bende zincirler atınca benim yol arkadaşım durur mu hiç? Bıraktı beni usulca kenara, otomobilin sileceklerini kaldırdı. Bizim yol arkadaşlarının alışkanlığıdır bu. İşe yarar mı, sürücü bunu anlar mı bilemeyiz.
Yine de moralimizi bozmamaya çalıştık. Denizi de izleye izleye ilerlerken yine İBB’nin araçları kesti yolumuzu. Bu defa üç tane kamyon bizim mavi yolumuza dizilmiş, yaya yolunu da vinçle kapatmışlar ağaçları buduyorlar. Çalışma için yolun kapatılmasını anlayabiliyorum da uyarı levhasının niye olmadığını anlayamıyorum. Ne yazık ki burada da dikkatli olması gereken bizim yol arkadaşlarımız oluyor.
BİSİKLET ÇALIŞTAYI 7 MART’TA
Ben iki tekerlekli bir garip Düldül, sizlere Kadıköy’de ufak bir tur attırıp yaşadığım sıkıntıları anlatmak istedim. Ama sadece benim gözlemlerimle yollarımıza sahip çıkamayız. Eğer sizin de bisiklet yollarımızla ilgili fikirleriniz olursa 7 Mart Cumartesi günü 10.00-18.00 arası Kadıköy Belediyesi Tasarım Atölyesi’nde gerçekleşecek olan Bisiklet Çalıştayını kaçırmayın derim.