Edebiyatı, sanatı ve sağlığı tartışıyorlar

Geçtiğimiz yıl Kadıköy’de kapılarını açan A&B Düşünce Atölyesi, akademisyen, yazar ve araştırmacıları ilgililerle buluşturuyor

06 Şubat 2019 - 10:07

Gazeteci Ayla Türksoy ve psikiyatrist Burhanettin Kaya’nın birlikte kurduğu A&B Düşünce Atölyesi; kadınlar, çocuklar ve akademisyenler için  çeşitli söyleşiler ve atölyeler düzenliyor. Edebiyattan sanata, sağlıktan bilime kadar birçok alanda tartışmaların yapıldığı bu platformu Türksoy ve Kaya ile konuştuk.

Buranın kuruluş amacını ve hikâyesini anlatır mısınız?

Burhanettin Kaya: Ben psikiyatristim. Ayla’yla bir araya geldiğimizde ortak etkinlik yapma hayalimiz vardı. İstanbul’da böyle bir platform oluşturalım, bir tartışma alanı yaratalım ve kendimize emeklilik sonrası için kültürel ve sanatsal etkinlikler üzerinden de bir çalışma alanı açalım istedik.

Kadıköy’ü tercih etme nedeniniz nedir?

Ayla Türksoy: Kadıköy’ün genç bir enerjisi var. Kültürel faaliyetlere daha açık ve bunu talep eden bir kitle var burada. Evimiz Avrupa yakasında ama Anadolu yakası bizim için bu anlamda bir cazibe.

Burhanettin Kaya: Belediyenin buradaki çalışmaları, yaptığı yatırımı sanatsal ve kültürel etkinlikler üzerinden geliştirmesi dikkat çekici. Kadıköy bu anlamda insanı rahatlatan bir renge sahip. Örneğin Bahariye’de yürürken tiyatro topluluklarını görebiliyorsunuz. Yeldeğirmeni’ni geziyorsunuz, insanı heyecanlandıran görüntüler var. Bu bağlamda burası hem üretecek insanlarla birlikte olabilmek için hem de böyle bir kültürel yapıyı izleyen, bundan beslenenlerle buluşmak için iyi bir mekan gibi görünüyor.

SUSKUNLUĞU AŞMAK İÇİN...

  • Biraraya gelmek için çabaladığımız bir dönemdeyiz. Burası o konuda nasıl bir alan açıyor?

Burhanettin Kaya: Kesinlikle öyle. Çok kolay konuşamadığımız, her konuştuğumuz sözcükte tedirginlik hissettiğimiz son on yılda yaşıyoruz. Bu dönemde insanların bu suskunluğunu aşabilecek, yeniden sesleri buluşturacak her türlü küçük etkinlik çok değerli. Buraya genç insanlar sorularıyla geliyorlar. Biz de çokça tartışmalar yapalım, insanların ilgisi artsın, yeni konuşmacılar çağıralım istiyoruz.

  • Söyleşilerin ve atölyelerin yürütücüleri genellikle akademisyenler. Bunu özel olarak mı tercih ediyorsunuz? Çünkü son yıllarda akademi alanında çok fazla sorun yaşandığını biliyoruz.

Ayla Türksoy: Akademideki o tıkanıklık ya da akademi dışında kalan kişilerin de burada yeniden ders anlatabiliyor olması önemsediğimiz bir proje. Şu anda proje aşamasında olan görüştüğümüz akademisyenler var.

  • Şu ana kadar çok sayıda atölye ve söyleşi düzenlediniz. Nasıl geçti bu çalışmalar?

Burhanettin Kaya: Geçtiğimiz eylül ayında “Güz Okulu” yaptık ve bu bir ilkti. İki gün süren, felsefe, psikiyatri, psikoloji (3P) ismiyle yaptığımız bir etkinlikti. Ona da güncel ile ilgili büyük tartışmalar yürütecek konuşmacılar davet ettik.Tanınan, eleştirel yanıyla bilinen insanlar da vardı. Temamız “sınırlar”dı. Bir sempozyum aslında ama klasik sempozyumdan farklı, konuşmacıların daha uzun süreli bir araya geldiği bir etkinlik olduğu için okul ismini kullandık. İkincisiyle devam edeceğiz. İkinci tema da “yol” olabilir.

Ayla Türksoy: Çocuklar için de yazı atölyesi hayalimiz var. Çocuklar için yapılan şeyler çok kıymetli, umarım yaz tatiline yetiştirebiliriz.

  • Atölye ve söyleşilerde nasıl bir yöntem izliyorsunuz?

Burhanettin Kaya: Bizim aslında travma etkinliğinde de kullandığımız bir modelimiz var. Birinin anlattığı, ötekinin dinleyip not aldığı şekilde değil de interaktif ilerleyen, birlikte üretmeye  ve bilgi kaynaklarından beslenmeye dayalı bir yapı. Çocuklarla olan bir etkinliğe de bunu uyarlayabilmek istiyoruz. Onların hem öğrendiği hem uyguladığı, özgün bir şey için kafa yormak gerekiyor.

KADINLAR YAZIYOR

  • Kadınların içinde olduğu ve kadınların yaşadığı sorunların tartışıldığı çalışmalar da yürütüyorsunuz.

Ayla Türksoy: Kadın yazı atölyesi düzenliyoruz ve bütün eğiticilerimiz de kadın. Edebiyat kurumu içinde zaten kadınların yer alabilmesi, kitap çıkarabilmesi çok zor. Sayısal orana baktığımızda bile bunu görebiliyoruz. Çekmecelerde birikiyor yazılanlar. Ödül mekanizmasına baktığımızda genellikle erkeklere verilen ödüller var. Birçok değerli kadın yazarımız var ama onların adına Duygu Asena ve Sennur Sezer dışında ödül verilmiyor bildiğim kadarıyla. Kadına yönelik gizli bir şiddet uygulanıyor diyebilirim ve bu da travmatik bir durum. Biz de buna pozitif yönden bakmaya çalışalım, kendimiz için bir yazı atölyesi yapıp travma hakkında da konuşalım, kadınların yazmasının önündeki engellerden kurtulalım istiyoruz.

  • Nasıl şeyler çıkıyor peki?

Burhanettin Kaya: Önceden herhangi bir yazarlık deneyimi olmayan kişilerden de çok yaratıcı, şaşırtıcı öyküler çıkıyor. Dil, betimlemeler, anlatım, kurgu konusunda çok iyi şeylerle karşılaştık. O yüzden aslında yazar olmak bir yetenek meselesi değil. Çok yetenekli insanlar farklı yazarlar olabilirler ama herkes yazabilir, yazmayı öğrenebilir. Meslek olarak seçmeyebilir ama herkes yazabilir, sözcükleri bir araya getirip bir uyum, bir imge çıkarabilir. Yazmak illa da bir ürünü satmak, yazar tanımıyla anılmak için değildir. İnsanın kendini onarması için gereklidir. Biz de burada bireyin kendini onarması için bir çeşit terapi olarak da öneriyoruz, gerçekten de sonuçları çok olumlu oluyor.

Bizim salonumuz küçük ama örneğin Dayanışma Akademisi bizimle birlikte burayı kullanmak isterse burası her zaman açık. STK’lere de aynı şeyi söyledik. Mesela Yazarlar Sendikası başkanı arkadaşımız, onu da buraya davet ettik ve onların da her zaman kullanabileceği bir alan olduğunu, ortak etkinliklere hazır olduğumuzu söyledik.

ATÖLYELER VE SÖYLEŞİLERE DEVAM

  • Her yerde bir dayanışma hali var.

Burhanettin Kaya: Travmanın yarattığı fiziksel, ruhsal, sosyal ve hatta tarihsel bütün sonuçlarla başa çıkmanın en önemli yolu toplumsal dayanışmadır, beraberliktir. Biz de o dayanışmaya destek vermeye çabalıyoruz.

  • Açılacak ya da açılması planlanan atölyeler neler?

Burhanettin Kaya: Bir şiir atölyesi düşüncemiz var. Müzik konusunda da bir Dicle Derman’ın Osmanlı’dan günümüze geleneksel müziğin evrimi ve dinletilerle ilgili bir projemiz var, ondan haber bekliyoruz. Marmara Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan yabancı bir akademisyenle İngilizce okuma grubu planladık, bir eser ve bir yazar üzerinden ilerleyecek. F. Scott Fitzgerald’ın Muhteşem Gatsby adlı eseriyle başlayacak, onu okuyup tartışacaklar. Onu duyurduk, o konuda da Türkiye’de bu düzeyde başka bir yer yok. Bu konuda ve yeni etkinliklerle ilgili önerilere açığız. Yaptıklarımızın interaktif olmasına, üretimi desteklemesine önem veriyoruz. Ücretsiz söyleşilerimiz devam edecek. Özellikle toplum sağlığını ilgilendiren güncel konularla ilgili etkinlikler planlıyoruz.

Etkinliklerden haberdar olmak için burayı takip edebilirsiniz. 


ARŞİV