“Eğitimde de sağlıkta da sınıfta kaldık"

Öğrenci Sendikası üyesi Irmak Karayel, pandemi sürecinde eğitimde yaşanan aksaklıkları ve yeniden yüzyüze eğitime geçiş ile ilgili olarak gazetemize değerlendirmelerde bulundu.

09 Haziran 2021 - 15:07

Ülkemizde ilk korona virüs vakalarının görülmesiyle beraber yüz yüze eğitime geçici olarak ara verilmişti. Online olarak eğitime devam eden öğrenciler birçok zorlukla karşı karşıya kaldı ve bu sıkıntılar hala devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde atılan normalleşme adımları ile beraber, üniversitelerin tekrar yüz yüze eğitime geçebileceği de gündeme gelmişti. Öğrenci Sendikası üyesi Irmak Karayel, eğitimde yaşanan aksaklıkları ve üniversitelerin yeniden açılma durumu Gazete Kadıköy için değerlendirdi.

İLK BAŞLARDAKİ CİDDİYET YERİNİ RAHATLIĞA BIRAKTI”

Öğrenci Sendikası üyesi Irmak Karayel, uzaktan eğitim sürecini şöyle değerlendiriyor: “Pandeminin ilk aylarında eğitim sürecinin akademisyenler ve öğrenciler açısından bugüne kıyasla daha büyük bir ciddiyet ve önemle ilerlediğini düşünüyorum. Özellikle son dönemlerde bu ciddiyetin yerini aşırı bir rahatlık aldığını söylemek sanırım yanlış olmaz. Bunu yaşadığım bir olayla örneklendirmek istiyorum; güz dönemi vize sınavlarında okulun çevrimiçi sınav sisteminde meydana gelen bir aksaklık nedeniyle sınava giriş yapamadım. Daha sınav süresi tamamlanmadan dersin hocasına sistem üzerinden mesaj atmama rağmen aylardır hiçbir şekilde geri dönüş alamadım. Bu ve daha birçok aksaklık sebebiyle çeşitli mağduriyetler yaşadık.”

Türkiye’de ki aşılama oranlarına da değinen Karayel, “Our World İn Data sayfasındaki verilere bakarsak, Türkiye iki doz aşısını tamamlayan ülkeler arasında %16 aşılama oranıyla 11. sırada yer alıyor. Sağlık Bakanı bugüne kadar ‘Önümüzdeki ay ciddi oranda aşı bolluğu yaşayacağız’  açıklamasını her ay yeniden dile getirmek yerine uygulamaya geçebilseydi bugün hala bunu tartışıyor olmazdık. Bu nedenle gerek sağlık gerekse eğitim alanında sınıfta kalan ülkelerden biriyiz ne yazık ki. Toplamda 17 bin kişinin katıldığı kongreler düzenlenebiliyorsa, eğitim konusunun da gerekli adımlar atılabilirdi” diyor.

“TÜM BU SORUNLAR ZATEN VARDI”

Pandemi sürecinin eğitim açısından iyi yönetilemediğini söyleyen Karayel, “EBA TV altyapı yetersizliğinden dolayı birkaç kez çöktü. Bunlar kesinlikle yaşanmaması gereken durumlardı. Öğrencilere derse katılabilmeleri için gerekli imkânların sürecin en başında sağlanmış olması gerekiyordu. Yaşanmış olan bu mağduriyetlere bakarsak, eğitimin varlığından da fırsat eşitliğinden de bahsedebilmek mümkün değil. Aslında tüm bu sorunlar zaten vardı, salgın süreci bu sorunların biraz daha gözler önüne serilmesini sağladı” dedi.

Karayel, “Sadece eğitim açısından değil, genel olarak çok büyük sıkıntılar yaşadık. Sürecin kamuyona şeffaf bir biçimde yansıtılmaması en başından beri çok büyük bir hataydı, biz yaklaşık bir sene gerçek vaka sayılarını öğrenemedik. Yazın gelmesiyle beraber önemli turizm bölgelerindeki vaka sayılarının aniden sıfırlanmasını da göz önünde bulundurursak, bu durum hala tartışılırlığını koruyor diyebilirim. Ayrıca TTB’nin önerilerinin dikkate alınmaması, sürecin birlikte ilerletilmemesi, kısaca politikanın bilimin üstünde tutulması bu sürecin başarısız işleyişinin en önemli sebepleridir. Bunca yaşanan şeyin arasında eğitimde aksaklıkların olmaması zaten mümkün değil.

SİYASETTE YASAKLAR GEÇERLİLİĞİNİ YİTİRİYOR”

Online eğitim sürecinin eğitim kalitesini önemli oranda düşürdüğünü belirten Karayel, “Biz öğrenciler üzerinde yaratılan psikolojik sıkıntılar her geçen gün artıyor. Devlet üniversiteleri Mart 2020’den beri hiç açılmadı fakat bazı özel üniversiteler hibrit eğitimle okulları yarı zamanlı olarak açtılar. Üniversitelerdeki uygulamalı derslerin yapılabilmesi için öğrencilerin okula gitmeleri kesinlikle bir mecburiyet. Özellikle özel okullarda öğrencilerin uygulama derslerinden belirli bir ücret karşılığında geçtiğini yakın çevremden duymuştum. Bunun hiçbir şekilde kabul edilebilir olduğunu düşünmüyorum. Bu uygulama özellikle sağlık alanında eğitim gören öğrenciler için uzun vadede ciddi sıkıntıların doğmasına sebebiyet verecek. Okulların açılmasıyla oluşacak olan şehirlerarası hareketlilik ise en temelde aşılanmanın hızlı ve doğru biçimde yapılmasıyla toplum için risk olmaktan çıkarılabilir. Ayrıca geçtiğimiz aylarda parti kongrelerinde 17 bin kişinin bir arada olduğu görseller medyaya yansımıştı. Halk sağlığı için eğitim durma noktasına getirilirken siyaset söz konusu olduğunda tüm yasaklar geçerliliğini yitiriyor. Bu nedenle üniversitelerin açılmasıyla birlikte yaşanılabilecek şehirlerarası hareketliliği, pandemi süreci açısından toplumu daha da sıkıntıya sokabilecek bir durum olarak görmüyorum” diyor

“ÇÖZÜM ÜRETEBİLMEK İÇİN ÇALIŞMALARIMIZA DEVAM ETTİK”

Öğrenci sendikasının pandemi sürecindeki faaliyetlerine de değinen Karayel, “Öğrenci Sendikası olarak okulların kapalı oluşundan kaynaklı öğrencilerin bir araya gelemediği bu pandemi sürecinde gerek sosyal medyada gerek sokakta öğrencilerin yaşadığı haksızlıklara, ekonomik ve sosyal problemlere farkındalık yarabilmek, seslerini duyurabilmek ve bunlara çözüm üretebilmek için çalışmalarımıza devam ettik. Örneğin sınavlarda kamera gözetimi, özel okullardaki öğrencilerin ücretlerle ilgili yaşamış olduğu mağduriyetler için örgütlendik ve bunların birçoğundan da başarıyla sonuç aldık. 17 Kasım Uluslararası Öğrenciler Günü’nde 23 ilde sokağa çıkarak Türkiye’deki öğrencilerin durumuna ve eğitim sürecinin işleyişine dair basın açıklamasında bulunduk. Bununla eş zamanlı olarak sektör meclislerinde ve çeviri gazetesinde de faaliyetlerimiz aralıksız devam etti. Özetle, pandemi süreci her ne kadar büyük bir bölümümüzün yüz yüze gelmesini engellemiş olsa da biz öğrenciler için sürecin en az mağduriyetle atlatılması amacıyla hep birlikte çalıştık” ifadelerini kullanıyor.


ARŞİV