Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), sınavla öğrenci alacak kurumların listesini, yayımladığı kılavuzla açıkladı. Kılavuzdaki “nitelikli okul” listesinde, tüm Türkiye’de 222 Anadolu Lisesi, 298 İmam Hatip Lisesi, 309 Fen Lisesi, 89 Sosyal Bilimler Lisesi, 449 Meslek Lisesi yer aldı. Kadıköy’de ise 7 lise nitelikli okul olarak belirlendi. Kadıköy Ahmet Sani Gezici Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi, Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi, Göztepe İhsan Kurşunoğlu Lisesi, Hayrullah Kefoğlu Anadolu Lisesi, İstanbul Anadolu Lisesi, İstanbul Atatürk Fen Lisesi ve Kadıköy Anadolu Lisesi listede yerini aldı. Bu okulların toplam kontenjan sayısı ise bin 200 öğrenciyle sınırlı. Beş okulda karma eğitim verilirken, ikisinde ise erkek ve kız öğrenciler ayrı eğitim görüyor. Kadıköy’de bulunan Erenköy Kız Lisesi, Fenerbahçe Anadolu Lisesi gibi çok sayıda Anadolu Lisesi ise listede yer almadı.
Yeni Liseye Geçiş Sistemi’ne göre, yapılacak sınavla bin 367 okula 1 milyon 192 bin sekizinci sınıf öğrencisinin yüzde 10’u yani 126 bin 240 öğrenci nitelikli okul olarak belirlenen liselere yerleştirilecek. Geriye kalan öğrenciler ise adrese dayalı yerleştirme ile kendilerine yakın 5 okuldan birine yerleştirilecek. Bakanlığın açıkladığı listeye şimdiden tepkiler yükselmeye başladı. Eğitimciler ve veliler listenin hangi kriterlere göre hazırlandığını merak ediyor.
Merkezî Sınav 8’inci sınıf öğretim programlarına göre yapılacak. Yani sınavda sadece 8.sınıf müfredatından soru sorulacak. Nitelikli liseler için merkezi sınav 2 Haziran 2018 tarihinde yapılacak. Sınavda öğrencilere iki bölüm hâlinde çoktan seçmeli 90 soru sorulacak.
YENİ SİSTEM NELER GETİRİYOR?
Eğitim Reform Girişimi’nden Yeliz Düşkün ve Didem Aksoy, Yeni Liseye Geçiş Sistemi hakkındaki sorularımızı yanıtladı. Düşkün ve Aksoy, “Öğrencilerin sadece tek bir sınavın sonucu baz alınarak sınavla öğrenci alan liselere yerleştirilecek olması, sınava farklı okullarda girecek olması, telafi şanslarının olmaması ve üç yanlışın bir doğruyu götürmesi gibi etmenler öğrencilerde stres ve kaygıyı olumsuz etkileyebilir.” uyarısında bulunuyor.
Sizce yeni sistem eğitimde nasıl sorunlar ortaya çıkaracak?
Sınavla öğrenci alacak liselere bakıldığında bazı liselerin bütün kontenjanını sınavla aldığını bazı liselerin ise kontenjanının sadece bir kısmını sınavla aldığı görülüyor. Bu durum öğrenciler ve veliler için kafa karışıklığı yaratabilir. Örneğin mahallesinde istediği liseye adrese dayalı olarak ve sınavsız yerleşebilecek bir öğrenci, bu lisenin sınavlı kontenjanı da açıklandığı için kendini sınava girmek zorunda zannedebilir. Öğrenci istediği liseye yerleşmek için, kendini garantiye almak amacıyla da sınava girebilir.
“SINAV KAYGISI BAŞLAYABİLİR”
Bu sistemin TEOG’dan farkı nedir?
TEOG sisteminde tüm çocuklar sınava giriyordu, yeni sistemde daha az sayıda öğrenci sınava girecek. Yine de, yeni sistem sınava giren öğrenci sayısını ne kadar azaltabilecek, bunu bekleyip görmemiz gerekiyor. Sınava çok sayıda öğrenci girmesinin teste ve okul dışı kaynaklara yönelme, öğrencilerde sınav stresi ve kaygı bozukluklarının görülmesi gibi açılardan problemli göründüğünü anımsamak gerekiyor. Yeni sistemde, önceki dönemlerde uygulanan OKS ve SBS’lerdeki gibi öğrencilerin sadece tek bir sınavın sonucu baz alınarak sınavla öğrenci alan liselere yerleştirilecek olması, sınava farklı okullarda girecek olması, telafi şanslarının olmaması ve üç yanlışın bir doğruyu götürmesi gibi etmenler öğrencilerde stres ve kaygıyı olumsuz etkileyebilir.
Eğitimde Reform Girişimi olarak, açıklanan okulların hepsinin kapasite olarak nitelikli olduğunu düşünüyor musunuz?
Açıklanan okulların hangi ölçüte göre belirlendiğini söylemek güç. Dolayısıyla bu ölçüt okulların var olan akademik başarıları mıdır, değil midir, bunu yorumlamak güçleşiyor. PISA(Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) ve ÖSYM sonuçları okul türlerinin Türkiye genelindeki ortalama başarısını gösteriyor; bunlar listede yer alan okullara ilişkin tek tek veriler değil. Dolayısıyla sağlanan bilgilerle listedeki bütün okullar için, bireysel bazda nitelik yorumu yapmak mümkün değil. Ayrıca nitelik tanımının yalnızca akademik başarı üzerinden de tanımlanmaması gerekiyor; ancak elimizde daha iyi bir ölçüt şu anda yok.
Öğrencilerin büyük bir çoğunluğu nitelikli okulları tercih edecek, “kazanamayanlar ise İmam Hatip Liselerine yönlendirilecek” iddiası sizce gerçek olur mu?
Yeni sistem hakkında ilk bilgiler verildiğinde, Milli Eğitim Bakanlığı hiçbir öğrenciyi istemediği bir okul türüne yerleştirmeyeceğini açıklamıştı. ‘Kazanamayanlar İmam-Hatip Liselerine yönlendirilecek’ iddiası, ağırlıklı olarak çoğu Anadolu Lisesinin sınavla öğrenci alacağı, Anadolu İmam-Hatiplerininse adresle öğrenci alacağı varsayımı üzerine kurulu. Ancak açıklanan listede görüyoruz ki sınavsız ve adres temelli öğrenci alacak birçok Anadolu Lisesi var, bunun yanı sıra sınavla öğrenci alacak Anadolu İmam-Hatip Liseleri de oldukça fazla. Teknik olarak Anadolu İmam-Hatip Lisesine gitmek istemeyen öğrencilerin sınavlı ve sınavsız başvurabileceği başka okul türleri bulunuyor. Ancak burada önemli olan fiili durum olacak. Belirli bir okul türüne kontenjandan fazla talep olduğu takdirde ne olacak, öğrenciler kendi bölgelerine en yakın diğer bölgelerdeki okullara mı yerleştirilecek, yoksa başka okul türüne yerleşmek zorunda kalacak öğrenci de olacak mı bilemiyoruz. Bu durum sınavdan sonra görülecek.
Kadıköy’de 7 okul nitelikli okul ilan edildi. Bu okulların toplam kontenjan sayısı ise yaklaşık olarak 1000. Avantajlı öğrencilerin bu okulları kazandığını düşünürsek, yüzde 10’luk dilimi aşamayan öğrenciler hangi okullara gidecek?
MEB’in açıklamasına göre sınavla öğrenci alan liselere yerleşemeyen öğrenciler, kendi adres bölgelerinde istedikleri okul türündeki liseler arasından tercih yapacak ve adresine göre tercih ettiği okullardan birine yerleştirilecek.
Nitelikli okul kategorisine giremeyen okullarda nasıl bir eğitim süreci yaşanacak?
Rekabetçi olmayan, öğrencilerin iyi olma halini destekleyen bir geçiş sistemi ve ortaöğretim süreci tasarlamak için seçkin liselerin dışında, bütün liselerde eğitimin niteliğinin iyileştirilmesi şart. Bunun için ise donanımlı öğretmenler yetiştirilmesi, öğretmenlerin mesleki ve kişisel gelişimi için olanak sağlanması ve ihtiyaç duyduğu alanlarda onlara destek verilmesi önemlidir. Bunun yanı sıra özellikle dezavantajlı okullarda eğitim niteliğini iyileştirmek ve fırsat eşitliği sağlamak için bu okullara daha fazla kaynak ayrılmalıdır.
OKULLARIN BAŞARI SIRALAMASI
“Okul türleri hakkında bildiğimiz bazı verilere bakarsak, örneğin PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) sonuçları bir ölçüt olarak kabul edilirse okul türlerine göre başarı sırası: 1. Fen Lisesi, 2. Sosyal Bilimler Lisesi, 3. Anadolu Lisesi, 4. Anadolu İmam Hatip Lisesi ve 5. Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesidir. ÖSYM sonuçları bir ölçüt olarak kabul edilirse, 4 yıllık bir üniversiteye yerleşen öğrenci oranı bakımından okulların sıralaması: 1. Sosyal Bilimler Lisesi, 2. Fen Lisesi, 3. Anadolu Lisesi, 4. Anadolu İmam-Hatip Lisesi ve 5. Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesidir. Sınavla öğrenci alan okulların toplam kontenjanlarına baktığımızda ise tablo şöyle: 1. Anadolu Lisesi (34.530) 2. Fen lisesi (34.500) 3. Sosyal Bilimler Lisesi (9.450) 4. Anadolu İmam-Hatip Lisesi (28.860) 5. Mesleki ve Teknik Lise (19.170).”
YÜZDE 10’A GİREMEYEN NE OLACAK?
Bilimsel Laik Eğitim Hareketi de yeni eğitim sistemi hakkında bir rapor yayınladı. Rapora göre, İstanbul’da yer alan Anadolu Liseleri’ni toplam 40 bin 24 kontenjana sahip. İl dışında hiçbir öğrencinin İstanbul’daki okullara kayıt yaptırmadığı koşulda dahi 77 bin öğrenci bir örgün eğitim programı dahi olmayan Açık Lise, dershanelerden dönüştürülen Temel Lise ya da Özel Liselere gitmek zorunda bırakılacak. Yine aynı rapora göre, Kadıköy’de bu yıl, 3 bin 723 8.Sınıf öğrencisinin mezun olması bekleniyor. Ancak bunlardan sadece bin 200’ü nitelikli okullara yerleştirilecek. Geriye kalan kısım ise adrese dayalı kayıt sistemine göre en yakın okullara kaydedilecek. Bu sonuçlara göre öğrencilerin sadece yüzde 29’u evine yakın Anadolu Liselerine yerleşebilecek.