Yaşam Hakkına Saygı Derneği, 2008 yılından beri hayvan dostlarımızın yaşam hakkını savunmak için çeşitli çalışmalar düzenliyor. Bu çalışmaları görünür kılmak için de paneller, imza kampanyaları ve sosyal medya yoluyla afiş çalışması yapıyor. Dernek, “Gözlerim ol, Işığın olayım” kampanyasıyla da sahiplenmede engelli kedilere ve köpeklere öncelik verilmesi için farkındalık yaratmak istiyor.
“ÇOK FAZLA ENGELLİ HAYVAN VAR”
Yaşam hakkına saygı duyulan bir dünya isteğini dile getiren Yaşam Hakkına Saygı Derneği’nin kurucusu Özgün Öztürk, “İnsanları bilinçlendirmek için çalışmalar yapıyoruz. “Gözlerim ol, Işığın olayım” kampanyasıyla da engelli hayvanları görünür kılmak istiyoruz. Çok fazla engelli hayvan var. Fakat sahiplenmede engelli hayvanlar tercih edilmiyor. Özellikle görme engelli kedi ve köpekten korkuyorlar. Gözleri görmeyen bir hayvanın gören bir hayvandan hiçbir farkı yok. Şu an görme engelli bir kedim var. Daha önce de görme engelli bir köpeğim vardı. Gören kedilerim her şeyi deviriyorlar. Ama görme engelli kedim daha dikkatli. Her yeri işaretliyor. Bütün eşyaların yerini biliyor” diye konuştu.
“MUTLU ETMEK VE OLMAK İÇİN EL UZATIN”
Görme engelli ve felçli kedi ile köpeğin sokakta ve barınakta yaşamasının çok zor olduğuna dikkat çeken dernek kurucusu Özgün Öztürk; “Onlara bakmanın hiçbir zorluğu yok. Sizin ona vereceğiniz hayat onun kurtuluşu demek. Onların gülümsemesini gördüğünüz zaman çok mutlu oluyorsunuz” dedi.
“SATIN ALMA, EVLAT EDİN”
Daha fazla kişiye ulaşıp, farkındalık yaratmak için özellikle sosyal medya üzerinden afiş çalışması yaptığına işaret eden Özgün Öztürk, kedi ve köpek evlat edinmek için barınakların tercih edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Öztürk, satın almak yerine evlat edinmenin daha önemli olduğuna vurgu yapıp, konuşmasına şu bilgileri ekledi; “Pet shoptan hayvan satın almak farkında olmadan bir kanlı ticarete ortak olmaktır. Çünkü arka tarafta üretim çiftlikleri var. Merdiven altı denilen daha korkunç yerler söz konusu. Siz her para ödediğinizde bilmeden o üretimi desteklemiş oluyorsunuz. Bu durum yunus parkları için de geçerli. Yunuslar yolculuk boyunca birçok eziyete maruz kalıyor. Açık deniz yerine kapalı bir havuzda yaşıyor. Bir insanı hayatı boyunca aynalarla kaplı bir odada tek başına yaşamaya mahkûm etmekle aynı şey. Havuzda gönderilen dalgalar, duvarlara çarpıp geri döndüğünde onları delirtiyor. Çünkü kendi seslerini sürekli olarak duyuyorlar. Birçoğu ölüyor.”
“EVİMDE BİR KARGAYA DA BAKIYORUM”
Evinde üç kedi, bir köpek ve bir karga ile birlikte yaşayan Özgün Öztürk, “Evimde üç yıldır bir kargaya bakıyorum. Kanatları sakat o yüzden uçamıyor. Yoksa yabani bir hayvan evde bakılmaz. Sadece gece kafesine koyuyorum uyusun diye. Karga, kediler ve köpek bir arada mutlu bir şekilde yaşıyor” diye konuştu.