Çerçöp demiyorlar, yeniden tasarlıyorlar

Kadıköylü üç arkadaşın kurduğu bir topluluk olan “Çöpçüler” sokaklara ve çöplere atılan kullanılmayan eşyaları yeniden kullanılmaya hazır hale getiriyor. Peki bu "ileri dönüşüm" hareketi nasıl bir şey?

22 Ocak 2019 - 11:00

“Çöpçüler” ileri dönüşümü benimsemiş Kadıköylü üç arkadaşın kurduğu bir atölye. Çöpe atılan eşyaları dönüştürerek kullanılabilir hale getiriyorlar ve bunu Youtube üzerinden  paylaşıyorlar. Berk Barutçu, Ozan Bekdikli ve Buraz Ersöz ile projelerini ve hedeflerini konuştuk.

Ozan Bekdikli, Berk Barutçu ve Burak Ersöz. 

KİM BU ÇÖPÇÜLER?

  • Bu projeye başlamaya nasıl karar verdiniz? Çünkü esas mesleğiniz bu değil.

Berk Barutçu: Ben işin kamera arkasındayım. Asıl mesleğim video ve grafik. Bu proje 2015’ten beri aklımızdaydı. Çocukluktan beri üçümüzün de yaptığı bir şeymiş aslında. Sokakta bulduğumuz bir çiviyi bile eve götürüp onunla bir şey yapmayı düşünerek oynuyormuşuz.

Ozan Bekdikli : Ben grafik tasarımcıyım. Burak’la beraber aynı okulda okuduk. Berk’in dediği gibi ben evde özellikle abimle bir oyuncağı asla olduğu gibi kullanmazdım, hep onu başka bir şeyle birleştirip başka bir şey olsun diye uğraşırdım.

Burak Ersöz: Ben de grafik tasarım yapıyorum. Grafik tasarım da geri dönüşüm de aslında bir tasarım. O tasarımcı yönümüzü de yaptığımız bir şeye aktarabiliyoruz. Yeni bir şey oluştururken “işlevi nasıl olur? nasıl daha kapsamlı olur? nerede kullanılır?” diye düşünerek yapıyoruz.

GERİ DEĞİL İLERİ DÖNÜŞÜM!

  • Şu an ürettiğiniz içeriklerde tasarım sürecini mi anlatıyorsunuz?  

Ozan Bekdikli: İnsanlara “ileri dönüşümü” anlatmaya çalışıyoruz.

  • Nedir ileri dönüşüm?

Ozan Bekdikli: Globalde “upcycle” olarak geçiyor. Geri dönüşümde bütün olay metal, cam, plastik ve benzeri şeyleri hammaddeye dönüştürüp onları yeniden kullanılabilir hâle getirmek. Bir bardakla işimiz bittiğinde kapağını çıkarıp kalemlik olarak kullanayım dediğinizde ileri dönüşüm yapmış oluyorsunuz.

  • Sizin ileri dönüşüme örnek olabilecek bir tasarımınız var mı?

Ozan Bekdikli: Poşet yasağından sonra, fırın kağıdı ve ütü kullanarak poşetleri birleştirdik ve uzun ömürlü kullanılabilecek sapasağlam bir çanta yaptık.

  • Röportaj öncesinde videolarınızın içeriklerine baktım, Youtube’da farklı formatlarda içerikler var ama sizin yaptığınız biraz daha farklı.

Burak Ersöz: Bizimki biraz daha diyalog üzerinden gidiyor, evinize konuk olmuşuz gibi bir hissiyat vermeye çalışıyoruz aslında.

Ozan Bekdikli: Biraz da bu olayı anlatmak istiyoruz izleyiciye. Yoksa kamerayı koyarız, sadece eller gözükür, arkaya bir müzik ekleriz. Ama biz onu yaparken bazen o objeyi nereden bulduğumuzu konuşuyoruz, bazen zaten planladığımız gibi gitmiyor ve orada komiklikler oluyor. Çünkü Youtube dinamikleri bazen bunu da istiyor. İnsanların izlemesi için biraz diyalog, biraz esprili şeyler gerekiyor, bazı şeyleri kurguluyoruz.

TRAMPETTEN AVİZE...

  • Çevreye duyarlı mıydınız?

Ozan Bekdikli: Kendi adıma konuşursam çevreye her zaman duyarlıydım. Üniversitedeyken geri dönüşümle alakalı bir stop-motion hazırlamıştım. Dünyanın dönüşümüyle alakalı bir illüstrasyondu. Bunu bitirme projesi olarak sunmuştum.

Berk Barutçu: İsraf benim canımı çok sıkıyor. Bir şeyi kullanmayacak olabilirsin ama atmak saçma geliyor bana. Bazı insanlar çöpün kenarına daha düzenli bir şekilde koyup birilerinin alması için onu oraya bırakabiliyor, bu güzel bir şey ama bazıları direkt atıyor. Neden? Çok saçma gelecek belki ama bugün yine insanların “Bu işe yaramaz” diyerek çöpe attıkları iPhone kutularından bile biz çok farklı bir şey yapabiliriz.

  • Şu ana kadar yaptığınız en ilginç şey ne oldu?

Berk Barutçu: Trampetten bir avize yapmıştık. O ilginç oldu, onu da hediye ettik şu an arkadaşımızın evinde asılı. Gitarla hoparlörü birleştirmiştik, o da kitaplık gibi ilginç bir şey olmuştu. Altını raf gibi yaptık, kolonlarını üstüne taktık, gitarın ortasındaki delik kısmına da bas taktık.

SATMIYORLAR HEDİYE EDİYORLAR

  • Kullanılmayan ve eski malzemelerden yeni şeyler yapmak “moda” oldu sanki. Bir de çok yüksek fiyatlara satılıyor bu ürünler. Bu durum sizi rahatsız ediyor mu?

Berk Barutçu: Bu konuyla ilgili çok ilginç bir anımız var: Bir takipçimiz evindeki ekmek dolabını atacağını söyledi biz de gidip aldık. Sonra düşündük, epey uğraştık ve bundan bir minibar yaptık. O esnada da internetten minibar fiyatlarına bakıyorduk, 3 bin liradan aşağıya minibar neredeyse yok ve ama biz bunu yaklaşık 50 TL’ye mal ettik. Bitirdikten sonra internette bir satış sitesi üzerinden satmaya karar verdik, videoda da bunu belirtelim dedik. Piyasada bunlar 2 bin liradan başlıyorsa biz bin lira olarak koyalım, bakalım ne tepkiler geliyor. Bize büyük saldırılar geleceğini tahmin ettik, bir deney olarak yaptık bunu. Videonun altındaki yorumlarda “Öyle bir şeye 2 bin lira verilir mi?” yazarak tepki gösterdiler. Onu mağazaya koyunca başka bir şeye dönüşüyor. Bizim orada anlatmak istediğimiz çok küçük bir şey var: evde örneğin bir kitaplığınız varsa siz de 50 tl’ye bunun aynısını yapabilirsiniz, bize de 1000 lira vermenize gerek yok. Ama yine de insanlar o tarafa çok odaklanmıyorlar, mağazada olunca konsept ürün diye bakıyorlar.

  • Siz satış yapıyor musunuz?

Hayır, zaten amacımız bu değil. Tasarladıklarımızı arkadaşlarımıza ve takipçilerimize hediye ediyoruz.(gülüyor)

  • Şu an izleyicilerden gelen tepkiler nasıl?

Berk Barutçu:  Bir arkadaşımızın 13 yaşındaki oğlu, bizim bir videomuzu izledikten sonra evde bir ayakkabı kutusundan dergilik yapmış. Bize de fotoğrafını gönderdi, çok beğendik. Bizim videomuzu izleyip bulduğu ilk şeyden bunu yapabiliyor, bu çok ilginç oldu. Belki daha büyük bir şey bulsa onunla yeni bir şey yapmaya gidecek. Zaten bizim yapmak istediğimiz şey de  tam olarak bu.

  • Sizin yaptığınız şey çocuklar için de iyi bir örnek aslında.

Berk Barutçu: Bizim toplum olarak yaptığımız en büyük hatalardan biri basit bir makinenin nasıl çalıştığını çocuklara sebep-sonuç ilişkisi içinde açıklamamamız. Bunu yapmak çocuğun tasarım algısını, düşünme şeklini değiştiriyor. Umarız bizi izleyen çocuklar iyi şeyler öğreniyorlardır.

Burak Ersöz: Genç bir takipçimiz  “Büyük ekmek dolabından ne yapabirim?” diye sordu. Şimdi biz ona bir proje yapıyoruz, ona göndereceğiz ve yapacak.

Market poşetlerinden yapılan çanta.

“TOPLULUK OLUŞTURMAK İSTİYORUZ”

  • Peki, malzemeleri nereden buluyorsunuz, çöpleri geziyor musunuz cidden?

Burak Ersöz: Çoğu şeyi çöpten buluyoruz, bazen alıyoruz, çok enteresan oluyor. Arabayla gezen eskicilerden kayak takımı, trampet gibi çok ilginç şeyler alıyoruz.

Ozan Bekdikli: Bazen çıkıp dolaşıyoruz mesela evde tadilat yapılmış ve kapılar, eşyalar atılmış oluyor. Biz de hepsini olmasa da işimize yarayacakları taşıyoruz.

  • İleriye dönük hedefleriniz neler?

Ozan Bekdikli: Şu an sabit bir atölyemiz yok. Bir arkadaşımızın Yeldeğirmeni’ndeki atölyesini kullanıyoruz. Kadıköy’de bir atölyeye taşınacağız. Ama bu atölyenin sadece bizim kullandığımız ve video çektiğimiz bir yer değil halka açık bir alan olmasını istiyoruz.

Burak Ersöz: Bir topluluk, farklı alanlarda becerileri olan insanların karşılaşmasını sağlamak, bir dayanışma ağı oluşturmak gibi bir hedefimiz var.

Berk Barutçu:  Bizimle iletişim kurmak isteyenler sosyal medya kanallarından ya da mail adresimizden bize ulaşabilirler. Her türlü öneriye açığız. Ayrıca, eşyalarını atmak isteyenlerin de eşyalarına talibiz.

Çöpçüler'i Youtube, İnstagram ve Facebook'tan takip edebilirsiniz. 


ARŞİV