“Evet Kadıköylüyüm, iyi ki de Kadıköylüyüm”

Geçtiğimiz haziran ayında yaşamını yitiren 79 yaşındaki Betül Ünalan Ordu, iki asırdan fazla Kadıköy’de yaşayan bir ailenin mensubu. Dedesi sarayın camcısı, babası Harp Okulu’ndan Atatürk’ün sınıf arkadaşı… Viyolonsel hocası olan kızı Zümrüt Kaçar, annesini, ailesini ve Kadıköy’ü gazetemize anlattı

29 Temmuz 2022 - 13:10

“Her zaman içinizde kalmasıdır Kadıköylü olmak Moda'da doğmak, Moda İlkokulu’nda okumak, Kadıköy Kız Lisesi’nden mezun olmak... Kadıköy'de yetişmek, rıhtımda, Bahariye'de volta atmak, dayımın bahçesi kuşdili çayırında taklalar atmaktır, Kadıköy'ün ilk ve tek camcı dükkanı dedemin dizinin dibidir, Kriton Curi’dir, mahalle arkadaşım Barış Manço'dur,  Bahariye’dir... İlk öğretmenliğim Moda Anarat Hiğutyun kompleksten uzaktır, güvendir, evdir, memlekettir… Kadıköy; Haldun Taner’in önünde beklemektir,  Yoğurtçu Parkıdır... Anneannemin ve onun annesinin, annemin, benim  ve çocuklarımın çocukluğudur, tüm ailenin gençliğidir, ilk aşkların yaşandığı yerdir, aslında kendi başlı başına bir aşktır Kadıköy… Şehirden senelerce ayrı olsan kendini başka şehirli olarak görsen de özlenendir ama özlenen İstanbul değil yalnızca Kadıköy’dür, başka şehirde ölsem de beni sakın başka yere değil Kadıköy’e evime, annemin yanına defnedin demektir Kadıköylü olmak…

Evet Kadıköylüyüm, iyi ki de öyleyim.”

Yukarıdaki satırlar, 5 kuşak Kadıköylü Betül Ünalan Ordu’nun ölümünden sonra kızı Zümrüt Kaçar tarafından, annesi ile yaptığı sohbetlerden yola çıkılarak kaleme alınmış satırlar. Betül Ünalan Ordu, 6 Haziran 2022 tarihinde, 79. doğum gününde yaşamını yitirdi. “Evet Kadıköylüyüm, iyi ki de Kadıköylüyüm”, “Ne olursa olsun beni Kadıköy’e gömün” diyecek kadar Kadıköy sevdalısı Betül Ünalan Ordu’nun kızı Zümrüt Kaçar ile annesini, ailesini ve Kadıköy’ü konuştuk…

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

1970 yılında Kadıköy Feneryolu mahallesinde doğdum. Evlendim, Feneryolu Mahallesi’nde kaldım. Çocuğum oldu yine Feneryolu Mahallesi’nde kaldım. Son 4 yıla kadar Kadıköy’den hiç ayrılmadım. 4 yıl önce ani bir kararla Kadıköy’den taşındım. Ben 6 kuşak Kadıköylüyüm. Ben Kadıköy doğumluyum, oğlum Kadıköy doğumlu, annem Kadıköy doğumlu, anneannem Kadıköy doğumlu, onun annesi ve onun annesi de Üsküdar Kadıköy doğumlu (Kadıköy 1930 yılında Üsküdar’dan ayrılarak ilçe oldu). 1840’ta başlıyor hikayemiz…

Annem şimdiki Balıkçılar Çarşısı olan Güneşli Bahçe sokak doğumlu. Evlenene kadar orada, cumbalı evde yaşamışlar yani 1969 yılına kadar. O ev satıldıktan sonra da Feneryolu’na taşınmışlar. Dedem de Kosova’dan Karaman’a geliyor, orada hep göç ile gelenler varmış. Oradan da Kadıköy’e geçiyorlar 1891 yılında, dedem 10 yaşındayken. 

SANATLA İÇ İÇE BİR AİLE

Biraz ailenizden bahseder misiniz?

Annemin anne tarafından dedesi Kadıköy’ün ilk camcısı, saray camcısı. Oğlu, Karagöz Hüseyin yani İsmail Dümbüllü’nün hocası. İsmail Dümbüllü amatör olarak Karagöz Hüseyin’in sahnesinde eğitim almaya başlıyor. Karagöz Hüseyin tuluat oyuncusu, Karagöz Hacivat oynatıyor. Karagöz Hüseyin’in kızı da Hikmet Karagöz ise Zeki Müren ile Ayşe Opereti’ni oynayan ilk Türk Primadonna sanatçısı. Anneannem ud, teyzem keman çalardı. Annemin sesi de çok güzeldi. Genlerden bana da geçti tabi ki...  Annem amatör olarak şarkı söylerdi. Barış Manço, annemin mahalle arkadaşıymış. O, gitar çalarken annem de söylermiş. Ayrıca yine o dönem radyoda çalışan bir bayan varmış, anneanneme hep “Bu kızı bana vereceksin ben onu ses sanatçısı yapacağım.” dermiş ama annem 10 yaşında annesini, 11 yaşında da babasını kaybedince dayım annemin ses sanatçısı olmasına izin vermemiş. Annemin içinde hep bir ukde kalmış.

Annem ben 6 yaşımdayken eve piyano getirtti, 10 yaşıma kadar ders aldım. 10 yaşımda Mimar Sinan Konservatuar viyolonsel bölümünü kazandım. Ailede profesyonel olarak müzikle ben ilgileniyorum. Profesyonel viyolonsel hocasıyım aynı zamanda güzel sanatlar lisesinde okutulmak üzere viyolonsel ders kitap yazarıyım. Şimdi oğlum Ali Ege de hem davul çalıyor hem de rap müzik yapıyor. Söz bestecisi aynı zamanda. Geçenlerde Z Festte konseri vardı…

“DEDEM ATATÜRK’ÜN SINIF ARKADAŞI”  

Anlaşılan dedeniz hariç herkes sanatla uğraşıyordu ailenizde…

Dedem askerdi. Mustafa Kemal’in Harp Okulu’ndan sınıf arkadaşıydı. Aynı zamanda evcil hayvanlarının veterineri de oluyor... Dedem 60 yaşına kadar askerliğini yapıyor. 93 Harbi İstiklal Madalyası’na sahiptir. Eskiden Kadıköy sadece asker ve öğretmenlerin olduğu bir semtti, benim çocukluğumda memur semtiydi yani.

ANILARDAKİ KADIKÖY…

Anılarınızdaki Kadıköy nasıl bir yer?

Kadıköy, kalitesi yüksek ilçelerden biriydi. Daha temiz daha düzenliydi. Apartmanlar daha az katlıydı, ağaçlar daha çoktu. Biz Kadıköy’de meyve ağaçlarının üzerinde büyüdük. Elma ağaçları, erik ağaçları, dut ağaçları…

Çocukken biraz ilerimizdeki ormanda kamp kurardı büyüklerimiz, çadırlar kurardı. Her evin bahçesinde çardak vardı. Herkes bir şeyler pişirir ve piknik yapardık. Çocukken çok eğlenirdik. Annem de hep doğduğu sokak olan Güneşli Bahçe Sokak’tan özlemle bahsederdi… Şimdilerde Kadıköy’de deprem bahane edilerek kentsel dönüşüm başladı. Artık apartmanlardan o ağaçların izi bile yok. 

Annem hep anlatırdı; evlerinin önünde bir yokuş varmış, Osmanağa Camisi’ne çıkar o yokuş. O caminin oradan kar yağdığı zaman kızakla kayarmış, buralarda kimse yoktu derdi. Şimdi o yerde iğne atsanız yere düşmez. Annem o sokağın eski halini çok özlüyordu. Beni ziyarete Kaş’a geldi ve burada rahatsızlandı. Annemi kendi doğum gününde kaybettik. Hep şunu söylerdi;  “Ben nerede olursam olayım, beni mutlaka Kadıköy’e gömün, nerede ölürsem öleyim mutlaka Kadıköy’e gömün.”

Kadıköy’de değişen sadece yapılar mı?

Eski komşuluklar kalmadı. Komşularımızla aile gibiydik. Şimdilerde aynı apartmanda yan komşunuzu tanımıyorsunuz. Kadıköy’ün o eski halini çok özledim… 

“KENTSEL DÖNÜŞÜMDEN KAÇTIM” 

Bir gün Kadıköy’e geri dönmeyi düşünüyor musunuz?

Kadıköy benim için büyük bir aşk fakat kentsel dönüşümden kaçtım. Yüksek binalar üzerime geldiği için Kaş’a tayinimi istemiştim ama Kadıköy’e döneceğim ve bu yüzden nereye gidersem gideyim Kadıköy’e döneceğim için çok huzurlu hissediyorum kendimi. Kadıköy sadece benim değil, annemin, anneannemin ve onun annesinin de doğduğu dolayısıyla aidiyet duygum çok fazla. Bir gün geri döneceğim. Biliyorum, bunun huzurunu hissediyorum.


ARŞİV