Yoğurtçu’nun dinginliğine doğru yol alırken karşınıza çıkan Böğürtlen Butik Cafe, farklı tarzıyla dikkat çekiyor
Esma BAYRAKTAR
Kadıköy 24 saat yaşayan, her an her yerinde bir gösteriye, bir müzik gurubuna, halay çeken gençlere, yurtdışından gelen renkli sanatçılara rastlayabileceğiniz müthiş bir cazibe merkezi haline geldi. Çarşısı başka bir âlem. Hangi saatte giderseniz gidin her yer tıklım tıklım dolu.
Sokak kafeleriyle, meyhaneleriyle, sinemalarıyla, ünlü marka mağazalarıyla burada insanlar dolu dolu yaşarlar. Fakat Kadıköy’ün bir yüzü daha vardır ki, bütün bu saydıklarımdan uzak, sakin yaşayan, kafanızı dinleyebileceğiniz yemyeşil başka bir semtidir orası…
Yenilenen yemyeşil Yoğurtçu Parkı ve yürüyüş yapan insanlar, parka bakan caddenin kenarında sıralanmış yeni açılan şirin mekânlar…
Birçok insan artık Kadıköy’ün bu tarafını tercih ediyor. Şehrin o inanılmaz temposundan yorulanlar, dinlenmek ve sakinlemek için bu semtteki kafeleri seçiyor. Yemyeşil parka bakan kafelerden birindeyiz bu hafta. Şirin mi şirin, eviniz gibi rahat döşenmiş küçük bir kış salonuyla, minik ama şirin bahçesiyle Böğürtlen Butik Cafe’deyiz.
Saksılarda yetiştirilen böğürtlenleriyle, naneleriyle, maydanozlarıyla, çiçekleriyle, greyfurt ağacıyla inanılmaz keyifli bir bahçede düzenlenmiş. Burada kahvaltı etmek keyiflerin in güzeli. Kendi el emekleriyle yapmış oldukları raflarda yine el emeği özel tasarım objeler, el örgüsü çantalar, şapkalar, bir köşesinde mini bir kütüphane, içine gömüleceğiniz koltuklar yani her şeyiyle evinizdeki gibi rahat edeceğiniz mini bir salon. Ev yapımı havuçlu kekler, poğaça ve kurabiyeler, Ali ustanın menemenleri de bu keyifli dekorasyona lezzet katıyor.
“KENDİMİZ İÇİN AÇTIK”
Tuğba Kucur ve Ali Mersin adında iki genç el ele vererek bu şirin butik kafeyi Kadıköy’e kazandırmışlar. İşletmecisi Tuğba Kucur anlatıyor mekânın hikâyesini: “Hikâyemiz kendi takılmak istediğimiz mekanı artık kendimizin oluşturmaya karar vermesiyle başladı aslında. Bu sebeple şehrin kalabalığından kaçıp yeşilliğin içinde küçük bir dünya yarattık kendimize. Kitabımı alıp güzel müzikler çalan ve güzel lezzetlerle buna eşlik eden mekânlar aramaya son verip biz ve bizim gibiler için bu ortamı yarattık. Hatta kitabı yanında olmayanları da düşünüp İngilizce/Türkçe güzel de bir kitaplık oluşturduk. Unuttuğumuz komşuluk ilişkilerini burada tekrar tatmaya başladık. Yeri geldi evlerinde pişirdikleri yemekleri getirip bizimle paylaştılar, yeri geldi bize anahtarlarını emanet ettiler yeri geldi bize bereket hediyeleri verdiler ve biz onlardan gelenler için de bir köşe yaptık.”
“KEK SEVMEYEN BİLE YEDİ”
Ali Mersin ise, kafenin vazgeçilmez yiyeceklerini anlatıyor:
“Minnacık mekânımızda her şey gözler önünde. Gül böreklerimizi misafirlerimizin gözü önünde yaptık. Ev yapımı limonatamıza kendi bahçemizde saksılarda yetiştirdiğimiz nanelerden koyduk, saksılarımızdaki böğürtlenlerden tartoletler yaptık, evimizin bahçesinden topladığımız greyfurtlardan taze sıkma meyve suları yaptık, masadaki fesleğenlerden koparıp sandviçlerine koyanlara şahit olduk. Her şeyi önce biz tattık, önce biz memnun muyuz diye baktık. Bize özel lezzetler sunduk insanlara. İsminde zorlansalar da bir kere tadanlar mutlaka o lezzetli ‘çikotop’lardan istedi. Ben kek sevmezdim ama bu başka deyip çokça havuçlu cevizli kekimizden sipariş ettiler.”
Kafenin yanı sıra keyifli alışverişe de olanak sağlayan tasarım ürünleriyle, kendine özgü kahvaltısı ve doğal ürünleriyle Böğürtlen Butik Cafe kendinden çok söz ettireceğe benziyor.
Adres: Osmanağa Mahallesi, Yoğurtçu Parkı Caddesi, No:68/A / 0216 349 81 60