Üç Fidan Kadıköy’de Anılacak

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilişlerinin 46. yılında Kadıköy'de anılacak.

04 Mayıs 2018 - 11:20

Deniz, Yusuf, Hüseyin... Şarkılarla ve bayraklarla bayram günü nümayişe çıkar gibi darağacına giden üç genç...

Başı dik, fütursuz...

Son mektuplarıyla, son bakışlarıyla gelecek nesillere miras bırakan üç fidan...

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan aramızdan ayrılışının 46. yılında Kadıköy Belediyesi ile Deniz Gezmiş Bağımsızlık ve Özgürlük Vakfı’nın birlikte düzenlediği bir programla anılıyor.

Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde 6 Mayıs Pazar günü saat 20:45’de gerçekleşecek anma, tiyatro ve sinema oyuncusu Rutkay Aziz’in şiir dinletisiyle başlayacak. Sunuculuğunu Levent Üzümcü’nün yapacağı gecede Nebil Özgentürk’ün hazırladığı “Denizlere Ağıt, Babalar ve Oğullar” adlı belgesel gösterilecek. Gösterimin ardından Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan başta olmak üzere döneme damgasını vuran 68 kuşağının anlatılacağı bir söyleşi gerçekleşecek. Söyleşiye; Deniz Gezmiş’in abisi Bora Gezmiş, kardeşi Hamdi Gezmiş, yoldaşı Hacı Tonak, Ressam Bedri Baykam ve 68'liler Birliği Vakfı Eski Dönem Yöneticisi Ali Işık konuşmacı olarak katılacak. Konuşmacılar o dönemle ilgili siyasi gözlemlerini, anılarını ve üç fidanın bilinmeyen yönlerini izleyicilerle paylaşacak.

Anma programı Halk Müziği Sanatçısı Sadık Gürbüz’ün vereceği konserle son bulacak.

Tarih: 6 Mayıs 2018, Pazar

Saat: 20:45

Yer: Caddebostan Kültür Merkezi – Büyük Salon

ÜÇ FİDANIN SON MEKTUPLARI

Deniz Gezmiş'in Son Mektubu

Baba,

Mektup Elinize geçmiş olduğu zaman aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben ne kadar üzülmeyin desem yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat bu durumu metanetle karşılamanızı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar, ölürler.

Önemli olan çok yaşamak değil yaşadığı süre içinde fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki benden evvel giden arkadaşlarım hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de tereddüte düşmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. O bu yola bilerek girdi ve sonunun da bu olduğunu biliyordu.

Seninle düşüncelerimiz ayrı, ama beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, Türkiye'de yaşayan Kürt ve Türk halklarının da anlayacağına inanıyorum. Cenazem için avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. Onun için cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma Annemi teselli etmek sana düşüyor. 

Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et, onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. 

Son anda yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir, seni, annemi, ağabeyimi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım.

06 Mayıs 1972

Oğlun Deniz GEZMİŞ

Yusuf Aslan'ın Son Mektubu

Sevgili Babacığım,

Bu mektubu aldığım zaman ben edebiyyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. Ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. Bir  buçuk seneden beri, benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malum Bu son onayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebiliyorum.

Babacığım, bu olayda da annemin ve Yücel'in senin tesellilerine ve desteklerine ihtiyaçları çok. Bunun için ne kadar metin olursan hem senin sağlığın için hem de onlar için o kadar iyi olur. Elbette ki, yıllarca emek verip yetiştirdiğin bir oğlunun bir günde öldürülmesi, kolay göğüslenecek bir olay değildir. Fakat siz benim ne için,  kimlere karşı mücadele verdiğimi biliyorsunuz. Ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. Sizlerin de bu bakımdan rahat ve huzur içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum.

Babacığım, annemin ve Yücel'in, senin desteklerine muhtaç olduklarını yukarıda söylemiştim. Onları rahat ettirmek için bütün gücünü kullanacağından zaten eminim. Babacığım, burada şunu ilave edeyim ki, Yücel'in hastalığından kendimi sorumlu hissediyorum. Yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız konusunda da kuşkum yok. Ablamlar için söyleyeceğim: fazla üzülmesinler, olayın sarsıntıları geçtikten sonra normal hayatlarını devam ettirsinler. Mehtap'a ne diyeyim... Benim için her zaman bol bol öpün.

Babacığım, cezaevinde kalan arkadaşları ara sıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum. Her birisi oğlun sayılır. Dışarıda bizler için uğraşan dostlarımı ve dostlarını hiçbir zaman unutmayacağını biliyorum.

Mektubum burada biterken sizi, anemi, Yücel'i, ablamı, Aziz Abiyi, Mehtap'ı hasretle kucaklarım babacığım... Sağlıcakla kalın.

Hoşçakalın

02 Mayıs 1972

Hüseyin İnan'ın Son Mektubu

Babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma,

Söyleyecek fazla söz bulamıyorum.

Bir insanın sonunda karşılayacağı tabii sonuç bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı.

Üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum.

İleride durumunu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım.

Metin olunuz.
Üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız.

Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar sevgiler!...

Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil

Candan selamlar

Hüseyin İNAN


ARŞİV