"Gazhane, tüm paydaşlarla yönetilmeli"

90’lı yıllardan beri tarihi Hasanpaşa Gazhanesi için mücadele eden Gazhane Çevre Gönüllüleri’yle; kültür sanat, kütüphane, yeme-içme fonksiyonlarıyla hizmet veren Müze Gazhane’nin ilk yaşını konuştuk. Ekipten Işık Demirtaş, “Hayalimizdeki Gazhane fiziki açıdan gerçekleşti. Ama yönetimsel açıdan hayalimizin gerçekleştiğini söylemek mümkün değil” görüşünde…

19 Temmuz 2022 - 13:58

Geçtiğimiz günlerde, ‘müze’ adı altında ilk yaşını tamamlayan ‘Müze Gazhane’yi genel müdürü Selin Talazan’a sormuştuk. Bu sayımızda da Tarihi Hasanpaşa Gazhanesi’nin ‘Müze Gazhane’ye evrilmesindeki baş aktörlerden Gazhane Çevre Gönüllüleri’nden Işık Demirtaş ile aradan geçen bir yılın kritiğini yaptık. 

  • Çeyrek asrı aşan mücadelenizin meyvesini almış gibi hissediyor musunuz?

Mücadelemizin farklı alanlarda sabırla çalışma yürütenlere ilham verdiğini görmek önemli. Ancak kamusal mekânların yönetimi konusunda aynı şeyi söyleyemiyoruz. Kamu bilincinin yetersizliği, yerel yönetimlerin kamusal mekânların yönetimi konusundaki deneyimsizliği, toplumsal inisiyatifler, sivil toplum kuruluşları ve uzmanlık örgütleri ile karşılıklı tecrübe aktarımı konusundaki eksiklikler kültür sanat alanlarının nasıl yönetileceğine dair fikirlerin başlangıç aşamasından ileriye taşınamamasına neden oluyor. 

  • Hayalinizde nasıl bir gazhane vardı? Şimdiki hal, bu hayalle ne kadar örtüşüyor?

Hayalimizdeki Gazhane’yi mahallede yaşayanlarla hep birlikte oluşturmuştuk. Öğrenciler, aileler, semtte oturanlar, muhtarlık, yerel yönetimler ve meslek örgütleri çeşitli zamanlarda bir araya gelerek hayallerimizi ve gerçekleri konuştuk. İTÜ proje ekibi uzun çalışmalardan sonra mahallelinin de taleplerini göz önünde bulundurarak gazhanedeki binaların işlevine yönelik önerilerinde bulundu. Fiziki açıdan bunun gerçekleştiğini görüyoruz.

  • Peki ya sosyal açıdan?

2000’li yıllardan itibaren, gazhanenin mahalleden soyutlanmadan faaliyet göstermesi yönündeki görüşlerimizi dile getiriyoruz. İdealimiz kültür sanatın parayla alınıp satılmaması yönündeydi. Şehir Tiyatroları dışındaki hiçbir kültür sanat etkinliği ücretli değil. Bu çok büyük kazanım.

  • Yönetim açısından nasıl değerlendiriyorsunuz?

Yönetim modeli açısından hayalimizin gerçekleştiğini maalesef söylemek mümkün değil. Çünkü biz, Gazhane’deki yönetimin tüm paydaşlarla birlikte olması gerektiğini söylüyoruz. Merkezi bir yönetim mekanizması sorun çözücü değil sorun üreten bir sistem. Mahalledeki muhtarlıktan başlayarak, konunun uzmanları, meslek örgütleri, sivil toplum hep birlikte karar mekanizmalarında olmalı.  

Etkinlik, yönetim gibi konularda Müze Gazhane’de yapılacak tüm düzenlemelerde mahalleye, yerele ve kente yabancılaşmadan gerçekleştirilmesi ilkesinin dikkate alınması önceliğimizdir.   Atölye çalışmalarının içeriklerinin yanı sıra duyurularının da yereldeki çocuk ve gençleri nasıl daha etkin bir şekilde katabileceği gözetilerek yapılmalı Mahallelinin, yereldeki sanatçıların, bölge STK’ların, bölgedeki okulların, planlanmış etkinliklere değil kendi planladıkları etkinliklere katıldığı koşullar oluşturulmalı.

 

“BAZI ETKİNLİKLER TARİHİ KİMLİĞE ZARAR VERİYOR”

  • Müze Gazhane’de yapılan etkinlikleri genel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Atölyeler şeklinde yapılan, belli bir sürece yayılan, katılım amacı ve ortak ürün hedefi olan sosyo kültürel çalışmaları kıymetli buluyoruz. “Afife Batur Kütüphanesi” ve “Sesli Çalışma Alanı”nın gençler için ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Söyleşiler, belgesel ve sinema  filmi gösterimleri, konserler hem semte hem de İstanbul’un kültür hayatına dokunması anlamında çok önemli bir yere sahip. Bütün bu örnekler kültür sanat etkinliklerinin ücretsiz olarak sunulduğu alanlar. Tam da bizim savunduğumuz gibi…

Bu mekan, her şeyden önce bir endüstri yapısı olarak kendisi bir müze. Bu yapıları işlevsel bir tanıma oturtmadan önce bunların bir bütünün parçaları olduğunu unutmamak gerekir. Dolayısıyla bu alan daha çok açık alan etkinliklerinin öne çıktığı bir “agora-meydan” bize göre. Buluşma, paylaşma, üretme alanı… Bu durumun da mahalle içinde kalma özelliği ile birleşmesi gerekiyor. Önce mahallelilerin, sonra Kadıköylülerin ve sonra İstanbulluların mekanı. Ancak son zamanlarda kültür endüstrisi öğelerinin alanda varlıklarını artırma çabasını görmekteyiz. Son günlerde yapılan etkinlikler ise alanın tarihi endüstri siti kimliğine zarar verici nitelikte. Buna dikkat çekmek isteriz.

  • Müze Gazhane’de olmasını istedikleriniz neler?

Yaklaşık bir yıllık süreç içinde en az haftada iki kez alanda bulunuyoruz. Bu esnada  karşılaştığımız Müze Gazhane ziyaretçileri alanın geçmişine dair eksikliğe dikkat çekiyorlar. Bir sanayi tesisi olarak Gazhane’nin ve sivil mücadele örneği olarak Gazhane Çevre Gönüllüleri’nin hafızasına dair hiçbir bilgiye rastlamadıklarını ifade ediyorlar.  Nisan 2021’de İBB Kültür Varlıkları Dairesi ile Kalıcı Sergi Protokolü imzaladık. Ancak bu protokol uygulanmadığı için mücadele tarihimizin yer alacağı kalıcı sergimizi oluşturamadık. 

  • Ama sizlerin de burada yaptığı etkinlikler var.

Bir yılı aşkın süredir periyodik olarak her ayın ilk cumartesi günü “Gazhaneyi Arşınlayarak Tanıyoruz” alan gezilerini yapıyoruz. Her ayın üçüncü cumartesilerinde de, “Kentten Kırdan Mücadeleler Söyleşileri” yapıyoruz. 28 Mayıs’ta “Yeniden” başlığıyla, toplam 52 etkinlik  500’e yakın katılımcı ve binlerce izleyiciyle “9. Gazhane Şenliği”ni gerçekleştirdik. Bu, Gazhane açılışından sonraki ilk şenliğimizdi. Mahalleliler başta olmak üzere, birlikte kültür etkinlikleri oluşturmak, katılmak, üretmek, paylaşmak ve tabi eğlenmek. Şenlikte yapmak istediğimiz buydu. Büyük ölçüde bunu başardığımızı düşünüyoruz.

İBB İLE MASAYI KURMAK…

Gazhane Çevre Gönüllüleri, 2003’te “Gazhane Stratejik Yönetim Modeli” adlı bir kitap hazırlamıştı. Bu çalışma sonucunda bu kamusal alanın doğrudan katılım meclisi ile yönetilmesi modeli ortaya konuldu. GÇG, 2003’ten bu yana bu kitabı İBB’de pek çok yetkiliye iletti. Gazhane’nin yönetimine ilişkin gönüllülerin ortak görüşü şöyle: “Alanın yönetimi konusu bir yıl önce de gündeme getirilmişti. İBB, ‘İç-İcra’, ‘Dış-Danışma’ kurullarının oluşacağını dillendirmişti. Ancak bu çok önemli konu da gelişme kaydedilmeyenler rafında beklemekte. Bunu nasıl yaparız? Önce masayı İBB ile birlikte kurmamız gerekiyor. Bu masada yalnızca biz olmayacağız; Hasanpaşalılar, Kadıköylüler ve kültür sanat-zanaat üretim alanları olacak. Hazırlıklarımız bu yönde.”

 “GAZHANEYİ ANLATAN BİR MÜZE NEDEN YOK?”

Müzecilik Meslek Kuruluşları Derneği üyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Müzecilik Programı Doktora öğrencisi Ayça Bayrak Uluğ’un 16 Ocak 2022’de kaleme aldığı eleştirel yazıdan bazı başlıklar şöyle:

  • İsmi Müze Gazhane olan bir alanda, Hasanpaşa Gazhanesi’nin kendi hikayesini anlatan bir müze neden yok?

  • Yapılara eşlik eden bilgi panolarındaki metinlerde, “sıradan” izleyici tarafından anlaşılması güç olan teknik bir dil kullanılmış.

  • Bilgi panoları aracılığıyla kurulan anlatı, gazhanenin bir endüstri mirası ve hafıza mekânı olarak öneminin ve tarihteki konumunun izleyiciye aktarılması açısından yetersiz olmakla birlikte; giriş panosunda bir hafıza mekânı olduğu belirtilen gazhane yalnızca teknik yönleriyle ele alınıyor. Bu durum sunulan gazhane anlatısında önemli boşluklara işaret ediyor.

  •  Bu boşlukların Gazhane Çevre Gönüllüleri’nin organize ettiği rehberli turlarla kısmen ve sınırlı bir erişimle doldurulması mümkün. Gazhane’de çalışmış, aktif olarak kent savunuculuğu yapmış kişilerin bu mekanlara dair deneyimlerini ilk ağızdan dinlemek çok değerli olmakla birlikte, daha fazla izleyiciye ulaşabilmek açısından sınırlı kalıyor.  

 http://www.mmkd.org.tr/hasanpasa-gazhanesini-anlatmayan-muze-muze-gazhane/


 

 


ARŞİV