Kadıköy Belediyesi tarafından bu yıl “Sürdürülebilir Şehir: Geleceğe Emek Ver!" temasıyla 8.kez yapılan Kadıköy Çevre Festivali, Özgürlük Parkı'nda 31 Mayıs ile 2 Haziran tarihleri arasında gerçekleşti.
"Sürdürülebilirlik" teması altında panellerin ve seminerlerin düzenlendiği, müziğin, tiyatronun, eğlenceli ve eğitici oyunların oynandığı, çevreci okullara ödüllerin verildiği festivalde, çok sayıda dernek, vakıf ve kooperatif de stant açtı.
“SORUMLULUK BİLİNCİYLE HAREKET EDİYORUZ”
“Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı festivali olan Çevre Festivali’ne hoş geldiniz.” diyerek festivalin açılış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kadıköy Belediyesi olarak çevre dostu projeler ve uygulamalarla sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyoruz. Festivalimiz doğaya olan sorumluluk bilincimizin ve çabalarımızın bir parçası. Bu yıl 8. kez düzenlediğimiz festivalle çevre konusunda farkındalık yaratmak, deneyimlerimizi paylaşmak, birlikte çözümler üretmek için zengin bir ortam sağlamaya devam edeceğiz.”
Kentlerin karşılaştığı sorunların her geçen gün arttığına dikkat çeken Kösedağı, “ Bu sorunlarla başa çıkmak için daha çok çaba sarf etmemiz gerektiğinin farkındayız. Kentlerimizin sürdürülebilirliği, çevre bilincimizin güçlendirilmesi ve doğal kaynaklarımızın korunması için hep beraber çalışmalıyız. Yeşil alanların artırılması, atık yönetimi ve enerji verimliliği gibi konularda daha cesur ve etkin adımlar atmamızın tam zamanı.” dedi.
“KÜÇÜK ÖNLEMLER BÜYÜK DEĞİŞİMLERİN BAŞLANGICI OLABİLİR”
Kadıköy Belediyesi’nin çevre dostu projeler ve uygulamalarla sürdürülebilir bir gelecek için çalıştığını belirten Mesut Kösedağı şunları söyledi: “Bu uygulamalarımıza güneş enerji panelleri, yağmur suyu hasadı, binalarda gri su toplaması ve kullanılması, ekolojik yaşam merkezi ve atıksız dükkan gibi örnekleri verebilirim. Ancak çevre sorunlarıyla mücadelede başarılı olmanın tüm toplumun ortak çabası ile mümkün olduğunu da biliyoruz. Her birimizin günlük hayatta alacağı küçük önlemler, büyük değişimlerin başlangıcı olabilir. Bu nedenle geç kalmamak için yarın değil “bugün” diyoruz. Festivalimizde bir araya gelerek, çevre konusunda bilgi alışverişi yapacak, deneyimlerimizi paylaşacak, kentimizi ve dünyayı daha yaşanabilir bir yer haline getirmek amacıyla gelecek için çözümler üreteceğiz.”
“HEPİMİZİN ORTAK SORUNU”
Festivalin konuğu olan, Kadıköy Belediyesi’nin Almanya’dan kardeş kenti Friedrichshain-Kreuzberg Belediye Başkanı Clara Herrmann da şunları söyledi: “Bugün bu güzel parkta katılımımızı sağladığı için Mesut başkana teşekkür ediyorum. Kadıköy ile Kreuzberg arasında 25 yıl üzerinde kardeş ve dostluk ilişkisi var. Bu dostluk ve kardeşlik ilişkisinin canlı tutulması için çok çalışıyoruz ve çalışmaya da devam edeceğiz. Çevre Festivali de bunlardan biri. Çevre sorunları hepimizin ortak sorunları. Bunların çözülmesi konusunda birlikte çalışmalar yapıyoruz. Çevre ve iklim krizi konusunda ziyaret ettiğimiz Çevre Festivali de bu çalışmalara güzel bir örnek. Kardeş kentimizin yaptığı bu çalışmayı gördüğümüz için seviniyoruz. Birlikte adımlar atacağız. Hedeflere ulaşıyoruz.”
“SU KAYNAKLARI ÇEŞİTLİLİĞİ ÖNEMLİ”
Festivalin açılış konuşmalarının ardından ‘Sürdürülebilir Kentler için Yağmur Suyu Hasadı’ ile ‘Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Kalkınma için Şehirler’ başlıklı paneller gerçekleşti.
‘Sürdürülebilir Kentler için Yağmur Suyu Hasadı’ başlıklı panelin konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi’nden Dr. Akgün İlhan ile Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ender Peker, konu başlığı altında önemli bilgiler paylaştı.
İklim değişikliği çağında, kuraklığın yaşadığın bu dönemde ek su kaynağı yaratmanın her zamankinden daha önemli olduğuna vurgu yapan Dr. Akgül İlhan, “Su kaynaklarının çeşitliliği çok önemli. Geçtiğimiz sene korkunç bir deprem yaşadık. Hatay’ın bazı bölgelerinde hala şebeke suyuna erişim yok. Tek bir kaynağa bağımlı olmak bir kenti bir toplumu afetler karşısında daha kırılgan hale getiriyor. Geçirimsiz zeminin, betonun ve asfaltın bol olduğu yerlerde yağmur yağdığı zaman su toprakla buluşamıyor ve yeraltı sularını besleyemiyor. Bu sular sellere de neden oluyor. Selleri önlemek için de yağmur suyunu hasat etmek çok önemli. Bu suyu çeşitli şekilde kullanabiliriz. Arabaların yıkanması ve bitkilerin sulanması gibi. Kadıköy Belediyesi ile yağmur suyu hasadı projesine başladık, çalışmaya devam ediyoruz.” diye konuştu.
Doç. Dr. Ender Peker de şu bilgileri paylaştı: “Yağmur suyu hasadı için somut adım atılabilir. Örneğin planlı alanlar imar yönetmeliğinde ‘2 bin metrekareden büyük parselleri yapılacak olan yeni binaların tamamında yağmur suyu toplama sistemleri olmak zorunda’ yer alabilir. Yasalar çıkarılıyor. Ama bu yasalar çıkarılırken hayal ettiğimiz gibi olmuyor. Yeşil alanlar, kamu binalarını bahçeleri, pazar alanları da yağmur suyu toplama alanları içinde yer alabilir. Yağmur hasadı ile toplanan sular bahçe sulamada, sokak temizliğinde, yangın musluğunda, araba yıkamada, pazar yeri yıkamada, çöp konteynerlerin temizliğinde kullanılabilir.”
“GELECEK KUŞAKLAR DÜŞÜNÜLMELİ”
‘Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Kalkınma için Şehirler’ başlıklı panelde konuşan Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr. Betül Duman, sürdürülebilir ve kapsayıcı şehirlerin herkesi (kadınları, çocukları, gençleri, yaşlıları, mültecileri… ) içine alacak ve geride bırakmayacak şekilde geliştirilmesi gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti: “Şehirlerin sürdürülebilir olması aslında tüm dünyanın sorunu. Uluslararası kurumlar ve yaklaşımlar, sürdürülebilir şehirler ve kapsayıcı şehirler meselesinin yerel yönetimlerin kapasite geliştirmesi gereken alan ve temel misyonu olarak görüyor. Bizim yönetim şeklimiz büyük oranda merkeziyetçi yapılanmaya dayanıyor. Bu merkeziyetçilikte yerel yönetim ve yerel toplulukların yeti kaybı yaşadığı bir süreçle karşı karşıyayız. Yeti kaybının yaşandığı bu ortamda kapsayıcılığı ve sürdürülebilirliği bu çerçevede değerlendirmek gerekir.”
“Sürdürülebilir bir şehre ulaşmak için katılımcı, paydaşları dinleyen politikalara ihtiyaç var.” diyen Mikado Sürdürülebilir Kalkınma Programları Koordinatörü Bilinç Sezgin de “Biz de ise bir takım yetki sahibi kişilerin uygun gördüğü kanılar üzerinden süreç işliyor. Bunu sokak hayvanları yasa tasarısında da gördük. Herhangi bir akademik çalışma yapılmadan, veterinerlere, hayvan hakları savunucularına danışılmadan, hayvan katletmek üzerine boş kağıt üzerine yapılan bir yasa tasarısı. Ülke olarak sürdürülebilirliğe bakış açımızı değiştirmemiz gerekiyor. Çerçevemizi şeffaf, katılımcı ve hesap verebilir üzerinden çizmemiz gerekiyor. Bu nasıl yapılabilir. Örneğin bir şehir planlarken sadece müteahhitten değil şehir plancılarından, mimarlardan ve mühendislerden de görüş almanız gerekir” diye konuştu.
“BİZİM İÇİN GÜZEL BİR ANI OLDU”
Mustafa Aykın İlkokulu da festivalde yer alarak çevre ilgili yaptığı çalışmaları sergiledi. Okulun öğrencilerinden Bade Eldem, “Hayvanlar ve görme engelliler için çalışmalarımız var. Yumurta kartonundan, mandallardan oyuncak yaptık. Pil topladık. Festivalde olmak bizim için güzel bir oldu.” dedi.
Nükleer Karşıtı Platform İstanbul Yürütme Kurulu’ndan Nurhan Altınakar da “Buraya katıldığımız için memnunuz. Çünkü festival çatısı altında çalışmalarımızı anlatacağız. O yüzden Kadıköy Belediyesi’ne bize öncülük ettiği için teşekkür ediyoruz.” diye konuştu.
“FESTİVAL HEP DEVAM ETSİN”
Validebağ Gönüllüleri Derneği’nden Neşe Şahna da şunları söyledi: “Festival çok güzel başladı. Çevre ile ilgili çok güzel stantlar var. Çok faydalı olacak. Okullardan öğrenciler geldi, onlarla eğlendiren ve eğiten oyun oynadık. Çevre festivalinin hep devam etmesini diliyoruz. Bizler de stantımızı ziyaret edecek kişilere Validebağ Korusu için verilen mücadeleyi de anlatacağız.”