19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı vesilesiyle bu hafta sizleri gençlerin odak noktası olduğu bir oluşumla tanıştırmak istiyoruz; Talebeyiz Biz. Bu oluşum temelleri 2.5 sene önce atılan, yeni nesil bir sivil toplum kuruluşu. 1 sene evvel de dernek statüsüne geçilmiş. Derneği ‘Gençlerin toplumsal meselelere dair kendini ifade etmesine sanat yoluyla alan açan bir öğrenenler topluluğuyuz” diye tanımlıyorlar. Biz de Bahariye’deki Talebeyiz Biz Derneği’ni ziyaret ederek, Yönetim Kurulu Başkanı Müge Ayan ve Sayman Sonel Balkan ile konuştuk.
Müge Ayan: Antropoloğum. Bilgi Üniversitesi’nde çalışıyordum, yakın zamanda emekli oldum. Üniversitedeki Sosyoloji Eğitim Çalışmaları Merkezi’nin kurucularındanım. Orada öğretmenlerle daha çok ayrımcılık, kapsayıcılık meseleleri üzerine çalışıyorduk. 20 yılı aşkın zamandır yani eğitim ortamlarında etnografik çalışmalar araştırmalar yürütüyorum. Sonrasında da Talebiyiz Biz’i kurduk, gençlerle çalışıyoruz.
Sonel Balkan: İngilizce öğretmeniyim. 18 yıl Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda görev yaptım. Daha sonra istifa ederek sivil toplum alanına geçiş yaptım. Gençlerle birlikte kurguladığımız etkinlikler üzerine çalışıyorum.
M. Ayan: Yaklaşık 2.5 sene önce ilk başladığımızda gençlerle değil de çocuklarla çalışmak vardı kafamızda. Silgi diye bir projeyle başladık. Bu ilk sergimizdi. Ancak sergi öncesi atölye çalışmasını kurgulamaya çalışırken, bir şekilde oturmadı bu iş çocuklarla. Biz de neden bunu orta-lise yaş grubuna yapmıyoruz dedik ve o şekilde değiştirdik. Yani hasbelkader liselilerle çalışmaya başlamış olduk ve aslında bu alanda ciddi bir ihtiyaç olduğunu da gördük.
“EĞİTİM BİZİ SİLİYOR”
M. Ayan: Daha önceden yürüttüğüm bir etnografik çalışmadan çıkan bir konsept. Silgi, dünyanın hiçbir yerinde Türkiye'deki okullarda olduğu kadar kullanımı yaygın olan bir şey değil. Pek çok ülkede kurşun kalem yerine tükenmez kalem tercih ediliyor. Bu da şöyle fark yaratıyor; birincisi süreç odaklı değil sonuç odaklı bir eğitim anlayışına işaret ediyor. Çünkü birnevi süreci siliyorsunuz ve kusursuz bir ürün olarak defter tutuluyor. Bunu da öğrencinin tercih ettiği değil öğretmen için yapılan bir şeye dönüştüğü bir anlayıştan da bahsediyoruz. Ayrıca da hatayı olan yaklaşımı da ortaya koyuyor silgi. Hataların tamamen silinmesini içeriyor, hatalardan öğrendiğimiz bir anlayıştan söz ediyor değiliz. Biz de bu konuları kurcalayalım istedik. Silgi teması gençlerin de ilgisini çekti. Konuyu bir adım öteye taşıyarak ‘Aslında eğitim sistemi bizi siliyor’ diyerek, konuya daha varoluşsal bir yerden onlar yaklaştılar. Silgi projemizde kapsamında İstanbul’da ilk sergimizi Karaköy’deki Schneidertempel Sanat Merkezi’nde açtık Ekim 2022’de.
(Schneidertempel Sanat Merkezi’ndeki Silgi sergisi)
M. Ayan: Sergiyi Şişli’deki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde de açacaktık ki deprem oldu. Silgi ekibindeki gençler, deprem bölgesi için birşeyler yapmak istediler. ‘Biz işlerimizi üretelim, satalım, oradan elde ettiğimiz gelirle deprem bölgesindeki genç arkadaşlarımızla atölyeler yapalım’ dediler. Böylelikle konsepti onalr belirlemiş oldu, adına da ‘Gençler de var!’ dediler. Çünkü deprem zamanı çocuklara, kadınlara yönelik, görece daha hızlı bir aksiyon alındı fakat gençler için pek bir şey yapılmıyordu ilk aşamada.
“GENÇLER YAFTALAMALARA MARUZ KALIYOR”
M. Ayan: Yetişkinci bir anlayışın hakim olduğu bir toplumdayız. Yetişkinler, gençlerden daha üstün görülüyor. Gençler vurdumduymazdır, apolitiktir vesairedir gibi bir takım yaftalamalara maruz kalıyorlar.
M. Ayan: 5 kişilik bir yönetim kurulumuz var. Sonel ve ben ekibin ihtiyarlarıyız (gülümsüyor), 3 de genç var. 15-25 yaş arası gençlere hitap ediyoruz, kararları da birlikte alıyoruz.
M. Ayan: Derdimiz gençlerin toplumsal meselelere ilişkin kendilerini ifade etmesine alan açmak ama bunu sanat yoluyla yapıyoruz. Sanatı aslında araç gibi düşünebiliriz.
M. Ayan: Tabi, gençler toplumsal meselelere ilişkin gençler kendilerini yeterince ifade edebilecek alanları bulamıyorlar veya ettiklerinde de ‘Sen benden daha mı iyi biliyorsun, bana saygısızlık ediyorsun’ gibi bir anlayışla karşılaşıyorlar okullarda.
S. Balkan: Biz o kuşak kavramını çok doğru bulmuyoruz. O etiketlerle mücadele ederken, gençleri böyle harflerle gruplandırmak çok doğru gelmiyor.
M. Ayan: Ayrıca gençler derken heterojen bir kitleden bahsediyoruz. Aynı özelliklere sahip homojen bir kitle değiller.
“HER GENÇ BİRİCİK”
S. Balkan: Evet, ‘Bizim zamanımızda biz böyle değildik’ denir. Ama o zamanki dinamiklerle bugünkü gençlerin dinamikleri aynı değil ki. Her bir genç biriciktir, kendine has özellikleri vardır. Onları dinledikçe görüyorum ki hiç de öyle apolitik falan değiller, her şeyin gayet farkındalar ve kendilerini ifade edebilecek bir alan buldukları zaman da çok güzel ifade ediyorlar.
M. Ayan: ‘Biz de genç olduk’ deniliyor. Kendimi de katarak söylüyorum, evet biz de genç olduk ama başka bir sosyoekonomik bağlamda, bambaşka bir politik iklimde genç olduk. Bugün genç olmak da bambaşka bir şey. Şimdi ile kıyas etmenin hiçbir karşılığı yok.
S. Balkan: ‘Etkileşim çemberleri’ diye bir etkinliğe başladık, yine gençlerden gelen talep üzerine. Alanında uzmanlaşmış kişilerle gençler buluşuyor. Bir yere gelmiş birinin oraya nasıl geldiğini dinlemek, geçler de ‘evet ben de yapabilirim’ duygusu yaratıyor.
(Sanatçı-eğitimci Bakar Akbay’ın ‘Etkileşim Çemberleri’ serisi kapsamında gençlerle buluşmasından bir kare.)
M. Ayan: Güzel sanatlar fakültesindeki öğrencilerle, liselileri de bir araya getirdik ve bunun çok işleyen bir yöntem olduğunu fark ettik. Bir nevi usta-çırak ilişkisiyle akran öğrenmesi oldu.
S. Balkan: Malum ekonomi korkunç, gençler dışarıya çıkıp bir yere gidemiyor. Bunun alternatifini burada yaratıyoruz. Gençler burada atölyeler esnasında birşeyler yiyip içebiliyor, dolaptaki malzmeleri kullanabiliyor, kitaplardan yararlanabiliyor. Burası belli bir açılış-kapanış dilimi olan bir mekan değil henüz, daha oraya da gelemedik. Ama öyle bir yere dönüşmesini istiyoruz. Gençlerin gelip gittiği, sanat ürettiği, sosyalleştiği, sürekli açık güvenli bir alan… Tabi bu noktada bütün mevzu ekonomik döngüye geliyor. Mesela buradaki malzemelerin sürdürülebilirliği de önemli. O nedenle web sitemizde bir ‘bizim dükkan’ var. Gençlerin ürettiği sanat işlerinin satışı mevcut.
(Talebeyiz Biz'li gençlerin 'Gençler de Var!' sergisinden...)
S. Balkan: Arsuz'da Füsun Sayek Sağlık ve Eğitim Geliştirme Derneği ortaklığıyla "Sanat Elçisi Gençlerle Kültür-Sanata Erişim ve Aktif Katılım: Toplum Tabanlı Bir Model Önerisi" projesi bu. Sivil Toplum için Destek Vakfı ve Turkey Mozaik Foundation iş birliğiyle kurulan Yerel Güçlenmeye Destek Fonu II kapsamında hayata geçiriyoruz. Gençlerin kültür sanata erişimi ve katılımı model önerisiyle çıkacağız sahaya. 15 liseli ve 5 üniversiteli gençle çalıştığımız bir süreç olacak. Hataylı en az 5 gencin sanat elçisi olmasını öngörüyoruz.22 Mayıs’ta oraya gidiyoruz. 1 yıl sürecek bir çalışma olacak.
S. Balkan: Evet, mesele sadece onlara ihtiyacı olan alanı açmak, gerekli malzemeleri vermek değil. Gençlerin istihdamını da çok önemsiyoruz. Herhangi bir projede, en az bir üniversite öğrencisini istihdam etmek hedefimiz var. mesela Hatay projemizde bir genç burada, İstanbul’da, bir genç de Hatay’da proje asistanlığı yapacak.Ayrıca Bizim Dükkan eğer hayal ettiğimiz gibi giderse orada da gençlere iş imanı yaratmayı istiyoruz.
M. Ayan: Açıkçası rakamlarla hiç işimiz yok. Her bir rakamın arkasında bir gencin hikayesi var. Önemli olan onu görebilmek.
S. Balkan: Organik ve yavaş yavaş büyümeyi önemsiyoruz. Burada bir etkinlik yapacağız, hadi reklam verelim de 200 tane genç gelsin’ gibi bir tarzımız yok. Zaten mekanımız küçük, burada 20 kişiden fazla olduğu zaman o etkileşim yitiriliyor. Bizim için çok önemli birbirimizin gözüne bakabileceğimiz, birbirimizi dinleyip anlayabileceğimiz ortamlar kurabilmek.
M. Ayan: Gençlerin bulunmaktan heyecan duyduğu bir lokasyon burası. Öte yandan, sanatının erişimin sanata erişimin kısıtlı olduğu diğer İstanbul ilçelerinde de konumlanmak da önemli. Oralarda da var olmak isteriz. Çünkü buraya Bahçeşehir, Gaziosmanpaşa gibi uzak yerlerden gelenler var.
S. Balkan: Bizi takip etsinler. Açık Açık Platform’a üye olduk, bilançolarımızı oradan yayınlıyoruz. Yetişkinler bağışta bulunabilirler, Bizim Dükkan’da alışveriş yapabilirler.
M. Ayan: Gençler bize burada kimleri konuk olarak görmek istedikleri, hangi konularda atölyelere ihtiyaç olduğu konusunda önerilerde bulunabilirler.