Göksel Arsoy, ‘Altın Çocuk’ serisi filmlerinde de kullandığı, şahsına ait üstü açık, kuyruklu otomobilinin izini, İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği sayesinde Kadıköy’de buldu…
Yeşilçam sinemasının ilk James Bond’u olan Göksel Arsoy, “Altın Çocuk” lakabıyla bir döneme damgasını vurmuştu. Sean Connery ile başlayan ve şimdilerde Daniel Craig'le devam eden “James Bond'”serisinin, yerli kahramanı, Yeşilçam sinemasına yıllarca hizmet etmiş aktörümüz Göksel Arsoy, uzun süre kullandığı İstanbul H-38541 plakalı 1957 model Chevrolet Belair Convertible tipi üstü açık kuyruklu otomobilinin izine, İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği’nin desteğiyle ulaştı. Arsoy, Memduh Ün’ün yönetmenliğini yaptığı 1966 yılı yapımı “Altın Çocuk”, Ertem Göreç’in yönettiği 1967 yılı yapımı “Altın Çocuk Beyrut’ta”, Zafer Davutoğlu’nun yönettiği yine 1967 yılı yapımı “Orta Şark Yanıyor” ve 1968 yılı yapımı “Altın Avcıları” serisinde ve yapımcılığını ve başrolünü üstlendiği daha birçok filminde de kullandığı, şahsına ait olan 1957 model üstü açık, kuyruklu spor Chevrolet’ine İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği’nin girişimleri ve Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nin desteğiyle ulaştı. Uzun yıllar rol arkadaşlığı da yaptığı şahsına ait araçla adeta özdeşleşmiş olan aktörün, üstü açık kuyruklu otomobiliyle karşılaşarak, uzun yıllar sonrasında aynı direksiyona geçmesiyle duygusal anlar yaşandı. Şu anda Tarabya’da bulunan Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi’nde sergilenen araç, özellikle 1966-1968 yılları arasında çekilen “Altın Çocuk” serisinde kendine has teknikleriyle tanınan gözüpek ve korkusuz bir Türk ajanının maceralarının anlatımında aktör Göksel Arsoy tarafından birçok sahnede kullanılmıştı. Hatta 1966 yapımı ilk “Altın Çocuk” filminde mücadele ettiği şebeke üyeleriyle temasında bir binanın balkonundan bahsedilen aracın içine atladığı sahne halen hafızalardaki yerini koruyor. Çekildiği dönemde büyük yankı uyandıran “Altın Çocuk” serisi bazı Avrupa ve tüm Arap ülkelerinde müthiş ilgi görmüş ve Göksel Arsoy’un Yeşilçam’da rüzgâr gibi esmesine neden olmuştu.
‘BÜYÜK BİR DUYGU SELİ YAŞADIM’
Klasik Otomobilciler Derneği ziyaretinde duygu dolu anlar yaşayan Arsoy, usta aktör o yıllarını şöyle anlattı: “1966’nın mayıs ayında ‘Altın Çocuk’ adlı Türk James Bond’unu anlatan filmi çekmek için Londra’ya gittik. Sunday Times gazetesinin yardımıyla Avustralyalı, İngiliz, Fransız ve İtalyan olmak üzere dört kız bulundu. Kızlar seksi ve çok güzeldi. Londra Büyükelçimiz Zeki Kuneralp’in yardımıyla dürbünlü tüfek ve Bond çantasını kamera önüne taşıdım. Adamlar o tüfeği kullanmama bile izin vermek istemedi. Onların Bond’u ise Kapalıçarşı’yı talan etti, kimsenin sesi çıkmadı. Üzülüyorum. İngiliz medyası o dönem bana büyük ilgi gösterdi, televizyon programlarına çıkarıldım. ‘Türk James Bond’u İngiliz James Bond’una karşı’ gibi başlıklar atıldı. O film büyük iş yaptı ve Arap ülkeleri devreye girdi. Büyük talep olunca da Bond serisi olan ‘Altın Çocuk Beyrut’ta’, ‘Orta Şark Yanıyor’ ve ‘Altın Avcıları’ filmlerini çektik. Arap aleminin en ünlü yıldızları filmlerimde oynamak için yarış ediyorlardı. Samira Ahmed, Meryem Muhammed, Tarup bunlardan bazılarıydı. Lübnan savaşı başlayınca ‘Altın Çocuk’ filmlerine ara vermek zorunda kaldık. Yıllarca yapımcılığını ve başrollerini üstlendiğim birçok filmimde de kullandığım ve benim için büyük bir manevi değeri olan 1957 model Chevrolet’imi karşımda görünce çok şaşırdım. Hislerimi tarif etmek mümkün değil. Bu otomobille o kadar fazla anım var ki anlatamam. Bana bugünü yaşatan İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği’ne sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Beni adeta duygu seline sürüklediler.”
İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Serkan Okay ise şunları söyledi: “Klasik otomobil sevgisini taşıyan hobi sahiplerinin heyecanlandıkları objeler, sadece bu araçlarla sınırlı değil,eskiye dair her şeyi kapsayabiiyor. Bu eski bir radyo ,eski bir 45 devirlik plak yada eski bir gaz lambası dahi olabilir. Yeşilçam sineması da gerçek aşkların, dostlukların, safiyane duyguların yaşatılması ve günümüzde klasik olarak kabul edilen araçların bu filmlerde çokça kullanılması itibarıyla bizim için her daim önemli. Hele ki Sayın Göksel Arsoy’la özdeşleşmiş bir otomobilin tarafımızca bulunup, kendisiyle buluşturulması bizleri olağanüstü heyecanlandırdı. Bugün anılarımızda çok özel anlar olarak yerini şimdiden almıştır. Bu vesileyle yarım asır sonra otomobili Göksel Bey’le buluşturmamıza destek olan Ural Ataman Klasik Otomobil Müzesi yetkililerine sonsuz saygı ve şükranlarımızı sunarız.”