İnal Aydınoğlu, 46 yıldır gönüllü olarak toplum yararına birçok projede yer almış, çevresine sevgi, umut ve ilham yaymayı ilke edinmiş bir isim. Hayatının önemli bir kısmını sosyal sorumluluk projelerine adayan Aydınoğlu, aynı zamanda eğitime verdiği önem ve bu alanda gerçekleştirdiği çalışmalarla da dikkat çekiyor.
Kadıköy Belediyesi Gönüllüleri projesi ile yüzlerce kişiyi gönüllülük ruhuyla tanıştıran ve bu alandaki deneyimlerini kitaplaştırarak gelecek nesillere aktaran Aydınoğlu, gönüllülüğün bir insanın ulaşabileceği en yüce nokta olduğunu savunuyor. 2025’te gazetemizde yeniden yazmaya başlayacak olan Aydınoğlu ile gönüllülük, insanlık ve bireysel gelişim üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
* Kırk altı yıldan beri gönüllü hizmetler içinde olduğunuzu söylediniz. Sizin gönüllü hizmetler içinde olmanızı sağlayan motivasyonunuz neydi?
İlkokula başladığımda babam iflas etmişti, oturduğumuz ev dahi alacaklılara geçmişti. Bu nedenle ilk, orta, lise döneminde kendimi çalışmak zorunda hissettim. İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ne başladığımda, iş ararken Gaziantep'ten gelen bir öneri üzerine ağabeyimle birlikte ticarete başladık. Gece gündüz demeden çalışıyor ve kazanıyordum.
Akademi bitmişti, askere gitmem gerekiyordu. İki yıllık askerlik dönemi bittiğinde işimin çok kayba uğradığını gördüm. İşimi eski günlerine döndürme çabalarım yeterli olmadı, ancak ben askerdeyken oluşan borçları ödeyebildim ve işi tasfiye edip Kadıköy’de küçük bir ofis kiralayarak emlak komisyonculuğuna başladım.
Bir arkadaşımın önerisi üzerine, Kadıköy’de “çevre edinirim” düşüncesi içinde Suadiye Lions Kulübü'ne katıldım. Lions'da işime katkı sağlayacak bir kimse bulamadım ama hayatıma sevgi, sevinç, güzellik ve mutluluk katacak gönüllülükle buluşmuştum.
“BİR İNSANIN ULAŞABİLECEĞİ EN YÜCE NOKTA”
* Gönüllülüğü nasıl tanımlarsınız?
Gönüllü, gönlünü, sevgisini, bilgi, birikim ve deneyimlerini, maddi, manevi olanaklarını hiçbir karşılık beklemeden başka insanlar, canlı cansız tüm varlıklar ile doğanın iyiliği için sarf eden ve bu amaçla hizmet veren insanlara denir.
Gönüllülük, bir insanın ulaşabileceği en yüce noktadır. Sevginin hizmete, insanın insanlığa ulaştığı insanlık zirvesidir. Yüce Yaradan “Evrenin en şerefli varlığı” diye yaratıp ruhumuza üflediği sınırsız sevgisini, dünyaya ve dünya varlıklarına ulaştırma görevini de halifem diye yarattığı insanlara vermiştir.
* Gönüllü faaliyetlerinde yer almanın insanın bireysel gelişiminde sizce nasıl bir etkisi var?
İnsanların en büyük yanılgıları, sahip oldukları her şeyin kendilerine ait olduğunu zannetmeleri, her şeyin emanetçisi olduklarını bilmemeleridir. “Ben ulaştım, ben yaptım.” dedikleri şanla, şöhretle, servetle gururlanır, egolarını geliştirir, sahip oldukları şeylerin esareti altına girer ve karşılık almadan kimseye bir şey vermek istemezler. Oysaki biz bu dünyaya imtihan olmak için geliriz. Esareti altına girdiğimiz ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşmadığımız dünyasal her değer bizim insan olma yolumuzu kapatır. İnsan olma yolu, karşılık beklemeden vermek, sevmek, “bir” iken “biz” olmaktır.
Kadıköy Mahalle Gönüllüleri'ni kurarken değer verdiğimiz en önemli konu eğitimdi. Sekiz haftalık “Temel Gönüllü Eğitimi”ni almayan kimseye gönüllü rozeti ve kimliği vermezdik. Yirmi bir yıl süren ve sekizer aylık devreler halinde Kadıköy Belediyesi Brifing Salonu'nda yapılan sevgi eğitimlerinde yaşamın, sevginin ve gönüllülüğün güzelliğini konuşurduk. Yayımlanan 17 kitabım bu kursların yazıya dökülüşüdür. Aradan geçen uzun zamana rağmen hâlâ “Gönüllülükten çok şey öğrendik, yaşamımıza çok şey kattık.” diyen gönüllüler vardır.
“CİDDİYE ALINMASI GEREKEN İNSANLIK GÖREVİ”
* Gönüllülük biraz keyfe keder yapılan bir faaliyet gibi görülüyor. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz? Bir yanda da gönüllü olmanın ciddi sorumlulukları yok mudur?
Gönüllülük en ciddiye alınması gereken insanlık görevidir. Yüce peygamberimiz, “Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir.” derken gönüllülüğü İslamiyet'in ana koşulu olarak ifade etmiştir. İnsanın yaşam kalitesi, başka insanların yaşamına karşılık beklemeden yaptığı hizmetlerle ölçülür. Başka insanların yaşamını iyileştirmek için çalışan gönüllülerin yaşamı, hizmet ettikleri ihtiyaç sahibi insanlardan daha çabuk iyileşir, gönülleri zenginleşir, bereketleri artar, ruhları aydınlanır. Her gününe sevinç, güzellik ve kutsallık katmak isteyen insan gönüllülük yapmalıdır.
Gönüllü olmak için yapılabilecek en kolay şey para vermektir. Esas olan ise insanları sevmek, yollarını açmak, sırtlarını sıvazlayıp hayata bağlamak ve birlikte çalışıp güçlenmektir.
* Kırk altı yıllık gönüllü yaşamınızda unutamadığınız ve hatırladıkça “İyi ki bu işin içinde olmuşum.” dediğiniz bir gönüllülük anınız var mı?
Her dakikam gönüllülüğün mutluluğu, sevinci ve coşkusu içinde geçiyor. Gönüllü olarak yaptığım her hizmet, söylediğim her söz, yazdığım her satır bana tasavvur edilmez ölçüde mutluluk veriyor. En mutlu olduğum anlar ise, yeni gönüllüler yetiştirmek amacıyla verdiğim derslerdi. Yüce Yaradan’ın verdiklerine şükür duygumuz ancak kullarına hizmet etmekle ifade bulur ve gönlümüzde mutluluk olarak hissedilir.
* Yeni yıldan itibaren her ay Gazete Kadıköy’de yazmaya başlayacaksınız, hangi konudaki yazılarınızı okuma fırsatımız olacak?
Tam elli yıldan beri Kadıköy’de yaşıyorum; doğduğum kent Gaziantep kadar severim. Gazete Kadıköy'ün yayımlanmasında, Gönüllü Evleri’nin kurulmasında, koroların bir mutluluk kaynağı olarak yaygınlaşmasında daima çok sevdiğim Kadıköylüler ile el ve gönül birliği yaptım. Bunlar yüz yıl yazıp da bitmeyecek konulardır...