Tren yollarından sokaklara, gri duvarlardan boğucu alt geçitlere kadar, şehrin sıkışmış yüzüne renk katan graffiti, Kadıköy'ün sanatçıları ile hayat buluyor.
Gökçe UYGUN
Fotoğraflar: Baran ÇEVİK- Yılmaz Başar BABÜR
Sanat kenti Kadıköy'de geçtiğimiz günlerde yine “renkli bir sanatsal” performans vardı. Elleri sprey boyalı 3 genç, Kadıköy’ün şirin sokaklarından Ayrılık Çeşmesi’nin duvarlarına graffiti yapıyorlardı. Bizim de ilgimiz çekti. “Kimdir bu gençler?” diye sora sora bulduk, Yeldeğirmeni’nin deniz manzaralı dik sokaklarından birindeki şirin atölyelerinin kapısını çaldık. Wase ile Seko içerdeydi, Peak ve Down’u göremedik. Bunlar elbette ki takma isimleri. Gerçek isimlerini söylemekten hazzetmiyorlar. Zaten graffiti dünyasında gerçek isimlerini bilen de pek yok. Bu 4 graffiti aşığı gençten oluşan grubun adı “Kasap 34”. İddialı ve keskin bir isim seçmişler kendilerine. Nedenini soruyorum, yanıtlıyorlar; “Aslında bu ismin çok özel bir hikâyesi yok. (gülüyorlar). Kasap kelimesinin sert bir çağrışımı var. ‘Duvarların kasabı..’ gibi düşünebiliriz. Farklı bir kelimeyi farklı bir yerde kullandığınız zaman dikkat çekiyor. Biz de bunu yaptık”
‘SATANİST DEĞİL, GRAFFİTİCİ!’
Kasap 34, yaklaşık 1 yıl önce kurulmuş, Yeldeğirmeni’ndeki bu mekâna ise 6 ay önce yerleşmişler. Hem graffiti çalışmalarını, projelerini burada yürütüyorlar hem de atölyenin kendini döndürmesi için dövme yapıyorlar. Neden biraraya geldiklerini, Kasap 34'ü nasıl kurduklarını şöyle anlatıyorlar;
“Graffitiyi zaten sokaklarda yapıyorduk, hâlâ da yapıyoruz ama biraz daha farklı şeylerin arayışı içine girdik, yeteneğimizi geliştirmek istedik. Bir de şu var; günümüzde graffiti popülerliğini kazanıyor gibi görünse de tam olarak öyle değil. Bu alanda istihdam yok, sanata destek yok. Türkiye maalesef ki heykellerin yıkıldığı bir ülke. İnsanların, graffitiyi de hoş görür gibi dursalar da pek sevdiklerini sanmıyorum. Eskiden sokakları kirlettiğimizi düşünüyorlardı şimdi biraz daha düzeldi bu bakış açısı. Neyse ki artık ‘Satanist bunlar!’ evresini atlattık (gülüyorlar) O yüzden biz graffiticiler yalnız değil de, birlikte olalım, grup kuralım dedik. Çok da iyi oldu. Burada hem işlerimizi yapıyoruz hem kendimizi geliştiriyoruz.''
GRAFFİTİ ADRENALİN DEMEK...
Çalışmak, üretmek onlar için anahtar kelimeler. Daha farklı işler üretebilmek için çalışıyorlar sürekli. Graffitilere iç dünyalarını yansıtıyorlar. Zaman zaman “illegal” diye tanımlanan işler de yapıyorlar ki onlara göre asıl graffiti heyecanı da bu...;
“İllegal adrenalin yaratıyor. Legal yaparken, yani bir şirket ya da kurum için belli bir yere belli bir şey çizerken o heyecan olmuyor. Çünkü legal işler, kendini sergileme aracı. Kurumun ve işini izleyenlenlere kendini beğendirme amacın var. Ama illegalde, yanlış olmuş, hatalı boya kullanmışsın .. filan, dert değil. Önemi olan sıra dışı bir yere-bir kurum duvarına, işlek bir caddeye-imzanı koymak, ben buradaydım demek.”
‘BİRAZ DAHA SAYGI...’
Kasap 34’ün bir derdi var aslında insanlardan yana. İstanbul’a, Kadıköy'e gelen yabancı turistler, graffiti yaparken kendilerini büyük bir zevkle izlerken, bazen Kadıköylülerin “hemen polisi araması” canlarını sıkıyor. “Gri duvarların renklenmesi fena mı?” diye soran Wase ve Seko,”'Birkaç sene öncesine dek Kadıköy’ün tüm duvarlarında bizim işlerimiz vardı. Ama nedense son zamanlarda insanların saygısı da tahammülü de azaldı. Bütün gece uğraşıp yaptığımız bir işin ertesi gün üstüne boyayla kapatılması hoş olmuyor tabi. Oysa biz renklendiriyoruz Kadıköy'ü...” diyorlar. Wase ile Seko, sanatçıların yoğun olarak yaşadığı bir ilçe olan Kadıköy’ün insanlarına ise “biraz daha saygı” çağrısını yapıyorlar.
KASAP 34-GİT İŞBİRLİĞİ
Geçtiğimiz günlerde, “Bağımsız ve birlikte” sloganıyla Kadıköy’deki sanat mekânlarına işbirliği içinde sanat üretme imkanı sunan İkametgâh Kadıköy etkinlikleri kapsamında Kadıköy sokaklarını renklendirdi Kasap 34... Kardeş ekibi Görsel İletişim Teknesi (GİT) ile birlikte Rasimpaşa Mahallesi’ndeki Ayrılıkçeşme Sokağı’nı şenlendiren Kasap 34 ekibi, “Sürprizlerimiz devam edecek, Kadıköylüler bizi takip etsin” diyor.