Getty Araştırma Enstitüsü, 1980’lerde Türkiye’ye seyahat ederek Osmanlı dönemine ait çeşitli formatlarda fotoğrafları toplayan Fransız koleksiyoncu Pierre de Gigord’un 6 bini aşkın fotoğrafını dijital ortama aktardı. Koleksiyon, 19. yüzyılın ikinci yarısında yaygınlaşan bir fotoğraf baskı biçimi olan, kağıtların üzerine yumurta akı sürülerek yapılan “albümin baskı” ile elde edilmiş fotoğraflardan cam negatiflere kadar birçok farklı yapıda fotoğrafı barındırıyor. 19 ve 20. yüzyılda İstanbul mimarisi, kentsel ve doğal manzaraları, bin yıllık arkeolojik alanlar, günlük yaşam, moda ve toplum içi çeşitlilik gibi birçok konuya dair belge niteliğinde fotoğraflara ulaşmak mümkün.
Pera-Haydarpaşa Vapuru
Dijitalleştirme projesi, 19. yüzyıldan I. Dünya Savaşı’na kadar olan süreci kapsıyor (I-VIII. Seriler). Getty Araştırma Enstitüsü fotoğrafçılarından Lyndsey Godwin-Kresge, ulaşılması oldukça zor olan ve erişimi kısıtlı kasalarda saklanan materyallerden binlercesini dijital dosyalar hâline getirdi. Stajyerler Emily McKibben ve Soohyun Yang’ın yardımlarıyla birlikte Şef Katalogcu Beth Guynn da dijitalleştirme sürecini başlatanlardan.
Ahırkapı'dan çekilen bir fotoğraf, karşı kıyıda Kadıköy'ün panoraması...
1878 yılında İstanbul siluetinin panoramik görüntüsünü elde etmek için ayrı baskıların bir arada basılmasını gerektiren 10 parçalı bir Konstantinopolis panoraması da koleksiyonda yer alıyor. IV. Seri’de yer alan bu baskının yapımında 10 parça albümin baskının birbirine dikilmesi gibi zorlu süreçlerden geçilmiş. Çekimler artık tek ekranda bir bütün olarak görüntülenebiliyor. Koleksiyonda yer alan 82 adet cam levha negatifi dijitalleştirildi ve pozitif görüntü hâline getirildi. Bu görüntüler arasında ise İstanbul’un Avrupa yakasından bir sokak görüntüsü bulunuyor.
Bu fotoğraf da Haydarpaşa'dan çekilmiş. 1875 yılına ait bu görüntüde Moda açık bir şekilde görülebiliyor.
GÖRSELLER İNDİRİLEBİLİYOR
Bilim insanları Gigord Koleksiyonu’nu Türk mimarisi, arkeoloji, Bizans ve İslam sanatı, sömürgecilik sonrası dönem çalışmaları ve fotoğraf tarihi gibi çeşitli disiplinlerle ilgili araştırma yaparken kullanabilecek. Dijital dosyalara Getty Araştırma Ensitüsü kataloğundan tekli kayıtlar halinde ulaşılabiliyor. Enstitünün kullandığı veri tabanı ve arama sitesi olan Primo Search üzerinden koleksiyondaki dosyaların isimleri envanter şeklinde görüntülenebiliyor, bazı serilere çevrimiçi olarak ulaşılabiliyor ve görseller indirilebiliyor. Ancak koleksiyonun tümüne ulaşmak için siteye üye olmak ve dosyalara erişim talebinde bulunmak gerekiyor. Dijitalleştirilmemiş olan IX. ve X. Seriler ve tüm koleksiyonun orijinal versiyonları ise Los Angeles’ta bulunan Getty Araştırma Enstitüsü Özel Koleksiyonlar bölümünde saklanıyor.
1875 yılında çekilen bu fotoğraf ise Moda'dan. (Fotoğrafın sol alt kısmına not düşülmüş)
144 YIL ÖNCE KADIKÖY
Arşivi detaylı tarayınca Kadıköy ile ilgili bazı fotoğraflara eriştik. Bu fotoğraflardan ikisi 1875 yılında çekilmiş ve Moda’yı gösteriyor. Fotoğraflardan biri ise 1875 yılında çekilen ve Haydarpaşa’dan Yeldeğirmeni ve Moda’yı gördüğümüz bir fotoğraf. Sonuncu fotoğrafta ise Topkapı Sarayı’ndan (Ahırkapı) çekilen ve Kadıköy’ün panoramitik görüntüsünü oluşturan fotoğraf.
ALMAN SUBAYININ GÖZÜNDEN HAYDARPAŞA
Dijitalleştirilen 60’tan fazla fotoğraf albümü (I. ve II. Seri), Osmanlı’yı ziyaret eden koleksiyoncu ve fotoğrafçıların kişisel anlatımına ulaşılmasını sağlıyor. “Türkei = Kleinasien 1917–1918” (Türkiye = Küçük Asya) albümünde, bir Alman subayının çektiği fotoğraflar bulunuyor. Bu albümde yer alan fotoğraflardan bazıları ise Haydarpaşa Garı ve çevresine ait.
Albümün ithaf kısmında “Sevgili Pauline” yazmasına rağmen içeriğinde savaş dönemine ait, Alman ordusunun Türkiye’deki varlığını yansıtan görseller bulunuyor. Albüm, standart dijitalleştirme süreci kapsamında sayfa sayfa taranmış fakat görüntüleyenlerin detaylara da ulaşmalarını sağlamak amacıyla tek tek fotoğraflara da yer verilmiş. Bu albümde şehirlere, pazar yerlerine, yıkım anlarına ve günlük hayata ait fotoğraflar görülebiliyor.
Bazı kaynaklarda, 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz ordusuna ait uçakların Haydarpaşa Garı'nı bombaladığı belirtiliyor ama bu kesin bir bilgi değil. Ancak fotoğrafların üzerine "bomba" ve "patlama" notu da düşülmüş. Bu fotoğraf da Haydarpaşa Garı'nın patlamadan zarar gördüğünü gösteriyor.
Albümde dikkatimizi çeken en önemli Kadıköy görselleri ise Haydarpaşa Garı’nın 1. Dünya Savaşı sırasındaki durumunu gözler önüne seriyor. Bazı görsellerde fotoğrafların üzerine yazılan notlarda “patlama” ve “bomba” notu da düşülmüş. Arşivde ayrıca Hardarpaşa Garı çevresindeki mezarların görüntüsü de yer alıyor.
Aykan Özener
“PATLAMA SONRASI ÇEKİLMİŞ OLABİLİR”
Arşivdeki Kadıköy fotoğraflarını yorumlayan, arkeolog ve fotoğrafçı Aykan Özener, “Haydarpaşa Garı ve etrafındaki Osmanlı mezarlıklarında çekilmişler. Gar fotoğraflarıyla ilgili net bilgilere sahip olduğumuzdan bunları açıklamakta pek zorluk çekmiyoruz. Ancak mezarlıklar üzerine biraz araştırma yapmamız gerekiyor. Zira fotoğrafçısı üzerine sadece ‘Türk Friedhof in Haidapascha’ ibarelerini yazmış. ‘Friedhof’ Almanca’da mezarlık anlamına geliyor. Yani Haydarpaşa’daki Türk Mezarlığı demiş. Explosion, ‘patlama’ anlamına geliyor. Yani ‘Haydarpaşa Patlaması’ diye bir ibare var fotoğrafın altında. Fotoğraftan patlama sırasında mı yoksa sonrası mı pek kestiremiyoruz. Ama sonrası olma olasılığı yüksek. Çünkü patlamaya ait eski bir fotoğraftan dehşetin boyutunu algılıyoruz.” diyor.
“HAYDARPAŞA AÇIK ORDUGAH OLARAK KULLANILMIŞ”
Fotoğrafların nereye ait olduğunu anlamak için kaynakları incelemek gerektiğini ifade eden Özener, Haydarpaşa Garı ve çevresi hakkında en kesin tarihsel bilgileri Semavi Eyice’nin aktardığını söylüyor. Özener, Haydarpaşa Garı’nın ön kapısında yürüyen askerleri gördüğümüz bu fotoğrafı ise şöyle yorumluyor: “Bu sefer altında bir yazı yok. O yüzden yine Eyice’nin yazısında karşılaştığımız bir bilgiden yola çıkarak 1.Dünya Savaşı sırasından bir fotoğraf diyebiliriz sanırım. Zira yazıda; ‘Haydarpaşa çayırı ve arkasındaki düzlük, Osmanlı ordusunun bir kısmının Anadolu yönünde sefere çıktığında toplandığı yerdi. XIX. yüzyılda Nizâm-ı Cedîd askerleri tâlimlerini burada yapıyorlardı. Ayrıca I. Dünya Savaşı sırasında Haydarpaşa çayırı açık ordugâh olarak kullanılmıştı. Başta Çanakkale olmak üzere savaş alanlarından getirilen yaralıların da burada kurulan çadırlarda barındırıldığı söylenir.’ diye bir paragraf var. Bombalamadan sonra olması muhtemel zira yerlerde taş molozlar görülmekte. Bir başka detay da bugünkü giriş kapısından biliyoruz ve binanın ana kapısı görülüyor.”
HAYDAR BABA TÜRBESİ
Kadıköy ile ilgili diğer üç fotoğraf ise “Haydarpaşa Türk mezarlığı” altyazılarıyla karşımıza geliyor. Özener, fotoğraflardan sadece birinin yerinin kesin bir şekilde tespit edilebildiğini belirtiyor. Özener, bu fotoğrafın Haydarpaşa Garı peronlarının içinde bulunan ve Haydar Baba Türbesi olarak anılan yere ait olduğunu söylüyor. Özener bu iddiasını ise şöyle açıklıyor: “Yerini tahmin etme sebebim ortadaki demir perforelerle çevrelenmiş (muhtemel bir önemli evliyaya ait olduğunu düşündüğüm) yapı ve sıra selviler. Eski fotoğrafa baktığımız zaman bu türbenin etrafında başka mezar taşları da görülmekte ki, burasının zamanında bir mezarlık olduğu aşikâr. Ancak bugün üzerinden demir rayları geçiyor. Eyice yazısında demir yollarının genişletilmesi sırasında birçok alanın da kaybolduğundan bahsediyor. O halde tam yerini belirleyemediğim iki fotoğraf için ise geriye iki varsayım kalıyor. Birincisi türbe ve mezarlıkları çeken kişinin aynı fotoğrafçı olduğunu düşünürsek çok fazla mezarlık çekmekle uğraşmayacağı, muhtemelen aynı veya yakındaki bir mezarlığı fotoğraflamış olacağı. İkincisi ise bugün Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı olarak geçen, artık birçok kimsenin giremediği bir Osmanlı Mezarlığını çekmiş olabileceği varsayımı. Bugün Marmaray Projesi sebebiyle bir ucu tamamen kapanmış ve daha genişken olduğu gibi küçülerek yok olacak bir mezarlıktır burası da. Etrafındaki diğer birçok Osmanlı mezar taşının da yol yapımı vs. nedenlerle çoktan kaybolduğunu bir başka metinde de okudum.”
“Varsayımlarda veya kesin olduğunu düşündüğüm bilgilerle incelediğim bu beş fotoğraf bize günümüz metropol İstanbul’u hakkında bir çok bilgi veriyor.” diyen Özener, son olarak şunları söylüyor: “Yakın sayılabilecek bir tarihimiz hakkında bile elimizde elle tutulur bir bilgiye sahip değiliz. Başka bir açıdan da bize korumanın, arşivlemenin önemini tokat gibi yüzümüze vuran beş fotoğraf düştü Kadıköylülerin önüne. Haydarpaşa Garı’nın arkasında ortaya çıkan Bizans yerleşiminden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Kentsel dönüşüm- aslında rant hırsı diyebiliriz- adeta tarihin yeniden yazılmasına sebep olacak bulguların çıkmasıyla gözlerimizi merakla Kadıköy’e çevirmemize yol açtı. Gün geçmiyor ki bir bina temel kazısı sırasında arkeolojik bir yerleşim bulunmasın. Kalkeidon kentinin izleri her geçen gün ortaya serpilmeye başladı.”
Arşiv çok geniş olduğu için detaylı bir arama yapmayı gerektiriyor. İsteyenler buradan arşive ulaşabilir.