19. yüzyıldan günümüze uzanan tarihi ile İstanbul'un en eski mezarlıklarından olan Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı, ziyaretçilerini zamanda hüzünlü bir yolculuğa çıkarıyor...
Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı'na (Haidar Pasha Cemetery), normal şartlar altında özel izinle girilebiliyor. Ancak aralarında Gazete Kadıköy muhabiri olarak benim de bulunduğum küçük bir grup, “Açık Kapı” katılımcılarıydık. Açık Kapı bir festival... Arkitera Mimarlık Merkezi tarafından Vitra sponsorluğunda geçtiğimiz aylarda gerçekleştirildi. Amaç; İstanbul’un mimari mirasını kentlilerin dikkatine sunmak. Bunun için de normalde halka açık olmayan binalar, festival süresince ziyaret edilebiliyor. İşte biz de bu vesileyle Açık Kapı Festivali kapsamında girdik Haydarpaşa İngiliz Mezarlığı'na... Gezimizde bize refakat eden Demet Savaşan ve Özgü Yıldız'ın verdiği bilgiler eşliğinde, “şehrin ortasında ama şehirden uzak” bu ilginç mezarlığı keşfettik...
HAS BAHÇE'DEN MEZARLIĞA...
Gelin önce mezarlığın tarihine bir göz atalım. Aslında burası, yıllar yıllar evvel, mezarlık olmadan önce, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Has Bahçe’nin bir parçası olarak kullanılıyormuş.
Mezarlığın doğuş hikâyesi ise 1853-1856 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı’na uzanıyor. Sultan Abdülmecid dönemindeki savaşta, İngiltere Fransa’yla birlikte Osmanlı’nın yanında savaşa girdi. Rusya’ya karşı verilen bu mücadelede büyük kayıplar verildi. İşte bu arazi de Osmanlı tarafından savaşta ölen İngiliz askerleri için tahsis edilmiş. Zira Kırım Savaşı sırasında İngiliz Ordusu'nca kullanılan Haydarpaşa Askeri Hastanesi'nde ve sonradan Kırım cephesinden yaralı olarak gelip bu hastanede ölen ve yine hastane olarak kullanılan Selimiye Kışlası'nda yaşamını yitiren askerler buraya gömülmüş. 1867 yılında, savaş sonrası büyük bir kolera salgını İstanbul’u vurduktan sonra bu salgın ile mezarlık sivil İngilizlerin kullanımına bırakılmış. Böylece İngiliz Mezarlığı olarak anılmaya başlanan mezarlığın 20. yüzyıldaki ebedi misafirleri de 1. ve 2. Dünya savaşlarında yaşamını yitiren İngiliz vatandaşı asker ve siviller olmuş. Bugüne değin yaklaşık 16 bin kişinin buraya defnedildiği belirtiliyor.
KAHRAMANLARI BEKLEYEN MELEKLER...
Haydarpaşa Limanı ile Gülhane Askerî Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Komutanlığı arasında yer alan mezarlığa, Üsküdar'dan Kadıköy'e uzanan Tıbbiye Caddesi üzerinden ulaşılabiliyor. İngiliz Mezarlığı, İstanbul'da olmasına rağmen mülkiyeti İngiltere'ye ait. Bir nevi İngiliz toprağındayız yani! Çeşit çeşit ağaçlarıyla, adeta bir ormanı andıran mezarlığa girişteki ilk alanda daha çok Kırım Savaşı sırasında hayatını kaybeden askerler ve subayların yattığını öğreniyoruz. Birkaç adım ötede ise büyük bir anıt selamlıyor bizi; Melekler Abidesi... Resmi adıyla Kraliçe Victorya Abidesi... Kaynaklara göre bu anıt, “1854, 1855 ve 1856 senelerinde Rusya’ya karşı yapılan harpte vatanları uğruna ölen İngiliz ordu ve bahriyesine mensup subay ve erlerin hatırası için” dikilmiş. 1857 yılında yapılan 28 metrelik abidenin 4 köşesinde, bir elinde defne dalından örülme bir taç ile diğer elinde tüy kalem tutan dört melek heykeli bulunuyor. Fransızca, İngilizce ve Arapça yazılar yer alıyor. (Arapça yazılar, İngiliz ordusundaki Müslüman Hintliler için)
Anıttan aşağıya inen dar yol, geniş bir düzlüğe açılıyor ki buranın tek yapısı da minik bir şapel...
1898-1908 yılları arasında İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisi Sir Nicolaus Rodericus O'Conor anısına yaptırılmış. Ağaçların arasındaki yoldan ilerleyerek, mezarlığın diğer bölümüne varıyoruz. Burada daha çok asker mezarları, alanın Kadıköy’e bakan tarafında ise İstanbul’da ölen sivil İngiliz vatandaşları gömülü.
‘GİTTİ FAKAT UNUTULMADI’
Buradaki ilginç mezar taşları çekiyor dikkatimizi... Örneğin Arapça yazılar yazan mezar taşlarının, I. Dünya Savaşı'nda İngiliz ordusunda savaşan Müslüman Hint askerlere ait olduğunu öğreniyoruz.
Taşlarda İngilizce yazılar göze çarpıyor; “Gone but not forgotten” (Gitti ama unutulmadı), “He died for his country” (O, ülkesi için öldü), “His beatiful memory lives in our hearts” (Onun güzel anısı kalplerimizde yaşıyor)... Kalp şeklinde 2 mezar taşı var İngiliz bir çiftin, az ileride minicik bir mezar taşı bir bebeğe ait, ötekedeki Haç şeklindeki bazı taşlarda da “God is Love” (Tanrı sevgidir) yazıyor. İsimsiz taşlar da var; “an İndian Soldier” (Hintli bir asker)
MEZARLIKTAKİ ELÇİLER
İngiliz Mezarlığı'nda tanınmış siviller de yatıyor. Bu kişiler arasında I. Elizabeth dönemi İngiliz büyükelçisi Sir Edward Barton bulunuyor. Barton, İstanbul'da bir süre görev yaptıktan sonra 1598 yılında Heybeliada'da yaşamını yitirmiş ve ölümünden 257 yıl sonra kalıntıları adadaki mezarından alınarak buraya aktarılmış. Bir diğer ünlü sivil isim de 1822’de doğan ve 1868 tarihinde Osmanlı hizmetine giren ve 1881 yılında vezirlik ve müşirlik (büyük amiral) rütbesiyle donanma komutanlığına kadar yükselen Augustus Charles Hobart Hampten (Osmanlı'daki adıyla Hobart Paşa). 1886 yılında tedavi için gittiği İtalya'da ölünce Türk topraklarında defnedilme vasiyeti üzerine II. Abdülhamid tarafından cenazesi Necid vapuruyla İstanbul'a getirilmiş ve buraya defnedilmiş. Türk hükümetinin davetlisi olarak Türk dilinin sadeleştirilmesi çalışmalarına katılması amacıyla davet edilip ülkemize gelen Sir Denison Ross'un da mezarı burada. 1939’da İngiliz hükümetini temsilen ticari ilişkilerden sorumlu olarak İstanbul Konsolosluğuna atanmış, fakat Nisan 1940’da eşini kaybettikten beş ay kadar sonra kendisi de hayata veda etmiş. Karı-koca bugün İngiliz mezarlığında birlikte yatıyorlar.
Yazı ve Fotoğraflar: Gökçe UYGUN