Hayvanlarla terapi mümkün

İnsanın en büyük dostu hayvanların, psikolojik tedavi için de yardımcı olduğunu biliyor muydunuz?

17 Aralık 2015 - 16:35
Eylül BİROL
Geçtiğimiz günlerde Kadıköy’de faaliyet sürdüren Avrasya Şizofreni Derneği’nin, Kadıköy Belediyesi barınakları ziyareti sonrasında yaşadıkları olumlu sosyal deneyim, “Hayvan destekli terapi mümkün mü? Nasıl yapılır ve yapılıyor?” sorularını akıllara getirdi. Daha önce de çeşitli psikolojik rahatsızlığı olan, yaşlandıkça asosyalleşen bireylerin hayvanlarla kurduğu ilişkide olumlu tepkiler aldığı biliniyordu. Biz de soruyu uzmanlarına ve deneyimleyenlere sorduk.

“TEDAVİDE DESTEKLEYİCİ”
Hayvan destekli terapi konusunda uluslararası alanda da başvurulan uzmanlardan biri olan Yrd. Doç. Dr. Sibel Cevizci sorularımızı yanıtladı.
Hayvan destekli tedavi nedir?
Hayvan Destekli Tedavi (HDT), belirli bir hedefe yönelik olarak uygulanan tedavi prosedürünün ayrılmaz bir parçası olan müdahale programıdır. Kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal sağlık sorunlarının iyileştirilmesinde bir destekleyici yöntemdir. Dolayısıyla başta profesyonel olmayan kişilerce hayvan olan her yerde ve her hayvanla gelişigüzel yapılabilecek bir uygulama değildir. Aktivitelerden de en önemli farkı budur.
Hangi hastalıklarda kullanılırlar? Kimler bu tedaviyi kullanabilir?
Tıbbi çalışmalara ve saha taramalarına göre HDT’nin insanlar üzerinde rahatlatıcı ve destekleyici etkileri olduğu açıktır. Bu olumlu etkileşim ile bazı hastalıklarda elde edilen iyileşmeler anksiyete ve depresyonda azalma, özgüven artışı, İletişim isteğinin artması, kan basıncı düşüşü, iyileşme için gerekli motivasyon artışı (özellikle kanser gibi kronik hastalıkların uzun süren, meşakkatli tedavi süreçlerine ve soğuk hasta odalarına hastaların uyumunu artırmak için insancıl bir terapi ortamı sağlamak için), operasyon geçirmiş olan bazı hastalarda ağrı kesicilere duyulan ihtiyacın azalması, hasta kişinin diğer hastalarla, yakınlarıyla ve hastane personeli ile iletişim kurmasında iyileşme sağlamak, engelleri olan bireylerin rehabilitasyonuna yardımcı olmak, toplum katılımını artırmak, sosyal yaşamlarına destek olmak, madde bağımlılığı olan çocuklarda terapi süreçlerine destek olmak, şiddet gören çocuk veya yetişkinlerin rehabilitasyonuna katkıda bulunmak… Bütün bu konularda yapılmış çalışmalar mevcut olup, uzman ekiple prosedüre uygun çalışıldığında olumlu sonuçlar elde edildiği kanıtlanmıştır.

“İNSAN VE HAYVANIN BAĞI”
Özellikle psikolojik rahatsızlıklarda hayvan terapisi sırasında, hayvanın kaybı (ölümü) veya terapi bitimi, hastanın hayvanla kurduğu bağ noktasında nasıl bir etki yapıyor?
Sadece insan odaklı bir HDT’den söz edilemez. Uygulamada temel prensip insan-hayvan etkileşimi sonucu ortaya çıkan “pozitif-iyileştici bağ”dır. Bu bağ, her iki canlı da bu etkileşimi isterse, birbiriyle iletişim kurmaktan keyif alıp, birlikte terapi sürecine veya aktiviteye devam etmek isterse mümkündür. Biri iyi, mutlu ve refah olmadan diğerinin de iyi, mutlu ve refah içinde olması beklenemez.
Ancak, ne yazık ki, kedi köpek gibi ev hayvanlarının ömrü insan yaşamı kadar uzun değil. Bu nedenle hayvanın kaybı, ölmesi öncelikle onunla birlikte yaşayan ve çalışan kişi için son derece üzücü ve travmatik bir durumdur. Bir terapi süreci sırasında böyle talihsiz bir olay yaşandı ne yazık ki, ne kadar üzüldüğünü çok iyi hissettim. Serebral palsili ve zihinsel engelli çocukların terapisi sırasında ilk HDT köpeği Joel’in son doğum günü kutlamasını yapmışlar sonra Joel vefat etmiş. Elbette, onunla terapiye katılan hastaları da bu durum etkilemiştir. Burada önemli olan özellikle grup terapisiyse bu acının ve yaşanılan hüznün mutlaka paylaşılarak, acının yaşanmasının ve yas sürecinin de sağlanmasıdır.

SITKI AMCA ve ÇARLİ
Kadıköy Belediyesi tarafından duyurulan bir başka dostluk hikayesi de Sıtkı Amca ve Çarli’ye dairdi. Moda’daki bir yaşlı bakımevinin Kadıköy Belediyesi Geçici Hayvan Bakım Merkezi’nden sahiplendiği Çarli isimli köpek sayesinde, uzun süredir odasından çıkmayan ve yürümeyen 97 yaşındaki Sıtkı Amca, her gün bahçeye çıkıp Çarli’yle vakit geçirmeye başlamış, Çarli duyma güçlüğü çeken Sıtkı Amca’yı tekrar hayata bağlamıştı. Sıtkı Amca, ekim ayında vefat etmişti.

“SOSYAL TERAPİ OLDU”
Kadıköy’de bulunan Avrasya Şizofreni Derneği başkanı, Şizofreni Dernekleri Federasyonu İstanbul temsilcisi Mustafa Alper bize derneklerinin barınak ziyaretini ve etkilerini anlattı:
“Dernekteki hastalarımız barınak ziyaretinden önce dernek yönetiminin önerisi olmadan kendi aralarında para topladılar ve barınağa yem götürdüler. Ortak hareket etme, manevi haz biçiminde oldu. Bir arkadaşımızı sokak köpeği ısırmıştı mesela, tüm bunlara rağmen o da geldi. Çok da mutlu oldular. Hayvanlarla iletişim kurma, başlarını okşamaları, dört beş tane arkadaş olağanüstü biçimde kendi mutluluklarını bizlerle paylaştılar. Şizofrenide sosyal terapi anlamında bakıldığında bir kaplumbağa hızıyla mesafe alındığı için, bu deneyim ve etkileri gerçekten olağanüstüydü.”

ARŞİV