Kadıköy Rıhtım'da toplanan hayvanseverler, “Mahallemizin köpekleri nerede?”, “Sokak hayvanlarına özgürlük”, “Barınaklar ölüm kamplarıdır”, “Sokak hayvanları sahipsiz değildir” yazılı pankartlar taşıdılar.
1200 BELEDİYEDE HALA BAKIMEVİ YOK
Birçok sivil toplum kuruluşunun desteklediği, hayvanseverler adına yapılan açıklamada, "Binlerce masum hayvan hunharca yaralanarak, işkence edilerek zulmedilerek toplatılıp, canlı canlı gömülüp karlı dağlara atılıp, vahşice yok edildiler. 2004 yılında çıkan Hayvanları Koruma Kanunu'na göre belediyelere bakım evleri kurma ve kısırlaştırma işlemi yaptırma görevi verildiği halde, 1200 belediyede hala gerçek bir bakımevi yoktur" denildi.
Sanatçıların konuya duyarlı olmaları talep edilen eyleme bazı sanatçılar katıldı. Müzisyen Yusuf Güney konuşmasında “Aynı amaç için buradayız. Hepimiz yapılan yanlışın düzeltilmesi, hayvanların hak ettikleri hayatı bulabilmeleri için toplandık. Yapılacak şey çok basit. Kısırlaştırmalar düzgün yapılacak, gönüllülerle çalışılması gerekiyor çünkü bu iş gerçekten gönül işi. Ülkemizde çok hayvan var ama bunları karga tulumba alıp bir yerlere hapsetmek doğru değil” dedi.
“ESAS SORUN İNSAN MÜDAHALESİ”
Doğukan Manço da geçen hafta paylaştığı videoyla köpekleri öldüren kişilerin yakalanmasını sağlamıştı. Güney’in ardından söz alan Manço, olayla ilgili ayrıntıları paylaştı: “Ben uzun zamandır hayvan besleyen biriyim. İlk 2 köpeğim zehirlenerek öldü. Zehirlenmenin nasıl bir şey olduğunu biliyorum. Geçenlerde bir video paylaştım. 15 köpeği bir anda öldürdüler. Orası bir koruma alanı. Koruma alanında herhangi bir köpeği öldürmek suçtur, dinimizde de yeri yoktur. Bunu duyurdum ve o video 15 bin kişi tarafından paylaşıldı. Ciddi bir duyar ciddi bir farkındalık gerçekleşti ve bu konunun üzerinde duruldu. Bugün aldığım bir duyuma göre şüpheli 3 kişiden 2'sine ulaşıldı diğerinin bulunması için çalışma devam ediyor.”
“Hayvanlar bizim evlatlarımız gibi” diyen Manço, esas sorunun insan müdahalesinden kaynaklandığını belirtti: “Sevgilinize, çocuğunuza bir hayvan alırken lütfen onu besleyebileceğinizi düşünerek alın. Çünkü o hayvanlar daha sonra bırakılıyorlar. Bugün pitbull türü köpekleri hedef almış durumdalar. Gelip bir görsünler. Onların hepsinin davranışlarının sokak hayvanlarından farksız olduğunu göreceksiniz. Sorun burada ırk, cins değil. Sorun, o hayvanların davranışlarını etkileyecek insan müdahaleleri.”
“BUNLARIN KARŞILIĞI OLACAKTIR”
Yonca Evcimik de hayvanseverlerle birlikte eyleme katılanlardandı. Evcimik, şunları söyledi: “Öncelikle sizleri alkışlamak istiyorum çünkü sizin gibi yürekli insanlar oldukça sırtımız yere gelmez, can dostlarımız da yalnız kalmaz zaten. Her geçen gün daha fazla büyüyor bu gruplar ve çok mutlu oluyorum. Bütün bunların karşılığı olacaktır ben eminim. Ben eminim her şey çok güzel olacak. Yılmayalım, ayakta duralım. Can dostlarımız sahipsiz değil.”
Hayvan haklarıyla ilgili neredeyse tüm eylemlere katılan tiyatrocu Tuna Arman ise “Sokak hayvanları sahipsiz değil” diye başladığı konuşmasına şöyle devam etti: “Onları da Allah yarattı, insan olana emanet etti. Onlara sahip çıkmak için sadece insan olmak gerekiyor. Biz her zaman varız, her yerde varız. Her eylemde söyledim: her şehirde bir kişi bile olsa biz binleriz. Tek yüreğiz. Her can için canımız yanıyor. Bizlerin sokağa dökülmesinden korkuyorlar. Ben barınak istemiyorum, hapishane istemiyorum. Doğal yaşam merkezi adı altında süslü cümlelerle öğretmeye çalıştıkları yer var ya, oralar bari yeşil alan olsun. Onlar niye beton üstünde ölecekler? Suçları ne? Ben kendimi Boğaz Köprüsü’ne bağlamıştım yasa için. Ölene kadar da devam edeceğim. Birinin daha canı yansın yine köprüdeyim. Her zaman her yerde el eleyiz.”