Haziran'da ölmek zor...

Türk ve Dünya şiirinin ustası Nazım Hikmet, ölümünün 52. yılında Barış Manço Kültür Merkezi’nde anıldı

05 Haziran 2015 - 11:14
Erhan DEMİRTAŞ
61 yıllık hayatına, şiirler, mahpusluklar, sürgünler ve sevdalar sığdıran ulu çınar Nazım Hikmet, ölümümün 52. yılında Kadıköy Belediyesi Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlikle anıldı. Tiyatro sanatçısı Zafer Diper’in sunumuyla gerçekleşen anma etkinliğine katılan Kadıköylüler, bebekliğini, çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını Kadıköy’de geçiren şiirin yürek işçisi Nazım Hikmet’i unutmadı.
Zafer Diper, şairin “Yaşamak Şakaya Gelmez” şiirini okuyarak konukları selamladı. Diper’den sonra sahneye çıkan İTÜ Türk Müziği Devlet Konservatuarı’ndan Deniz Esen ve arkadaşları Nazım Hikmet’in şiirlerinden bestelenen ezgileri seslendirdi.
Müzik dinletisinin ardından sahneye çıkan gazeteci yazar Orhan Karaveli, Nazım Hikmet’le ilgili anılarını paylaştı. Uluslararası bir kongre için Moskova’ya gittiğinde Nazım Hikmet’le tanıştığını söyleyen Karaveli, “Aklımda onunla tanışmak gibi bir düşünce yoktu. Türkiye’den gideli 10 yıl olmuştu ve kimse Nazım Hikmet’ten haber alamıyordu” diye konuştu. “Nazım, bir arkadaştı, bir dosttu. Şairliğini tartışmaya gerek bile yok ama o gerçek bir yurtseverdi” diyen Karaveli, Nazım Hikmet’in anlaşılamadığını ifade etti.
“Nazım gibi bir yurtseveri on yıllarca hapiste tutmak zulümdür” diyen Karaveli, “Ona yapılanlar bizim için büyük bir vebaldir. Belki biz bir şey yapmadık ama biz o suçu işleyenlerin torunlarıyız” diye konuştu.


TÜRKİYE’YE GETİRİLSİN
Nazım Hikmet’in Anadolu’da bir köy mezarlığında gömülmek istediğini hatırlatan Karaveli, “Bir takım bahanelerin arkasına sığınarak Nazım’ın mezarının Türkiye’ye taşınmasını geçiştirdik. Onun mezarına zarar verirler korkusunu yaşayarak Nazım’ı orada bırakamayız” dedi. Karaveli, salondaki katılımcılara “Bu akşam burada bu konuyu düşünelim ve tartışalım. Nazım Hikmet’i sadece kitaplarıyla anlayamayız. Onun vasiyetini yerine getirmemiz gerek” diye seslendi.
Orhan Karaveli’nin konuşmasından ardından sahneye sanatçı Muzaffer Özdemir çıktı. Özdemir, şairin “Beyler Bu Vatana Nasıl Kıydınız” şiirinden bestelenen türküyü seslendirdi. Gecenin sonunda İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Pantomim Sanat Dalı öğrencileri, Vecihi Ofluoğlu yönetiminde “Ceviz Ağacı”nı yorumladı.

“ŞAİR BABA”
Nazım Hikmet’in hapishane arkadaşı ressam İbrahim Balaban da gecenin onur konuğu olarak anma etkinliğine katıldı. “Nazım Hikmet benim Şair Babamdır” diyen Balaban, Hikmet’le geçirdiği hapishane anılarını katılımcılarla paylaştı. Balaban Nazım Hikmet’le yaşadığı bir anıyı şu sözlerle anlattı: “Hapishane müdürü hem bana hem de Şair Baba’ya oda verdi. Bir gün resim yapıyordum. İçeri biri girdi ve ‘Nazım Hikmet senden dört fırça istiyor’ dedi. Ben de ne ona ne de başka birine verecek fırçam yok dedim. Birkaç dakika sonra Şair Baba geldi.‘Balaban, ben senden dört fırça istedim neden vermedin?’ dedi. Ben vermem diyince bana dönüp şöyle dedi: Bir baba oğluna bir bağ vermiş de, oğlu ona bir salkım üzüm vermemiş. Bunun üzerine birbirimize sarıldık. Ben ona hayatımı verir gibi fırçalarımı verdim. Öylesine mutluyduk ki birbirimizden hiç ayrılmadık.”
 Gecenin sonunda etkinliğe katılan tüm sanatçılar hatıra fotoğrafı çektirdi. 
Etiketler; nazım hikmet

ARŞİV