Süreyya Erişkin, fotoğraftan kartpostala, eski belgelerden rozetlere, kibrit kutusundan anahtarlığa kadar kadar birçok malzemenin koleksiyonerliğini yapan bir Kadıköylü. Erişkin’in, 1960’lı yılların başında babasından kalan pul defterleriyle başlayan bu hevesi zamanla bir tutkuya dönüşmüş. Şu an koleksiyonunda 25 bin adet fotoğraf olduğunu söyleyen Erişkin, arşivinde 500’e yakın Kadıköy fotoğrafının olduğunu ifade ediyor. Bu fotoğrafların büyük bir çoğunluğu ise 1930-1970 yıllarına ait. Erişkin ile hem koleksiyon tutkusunu hem de fotoğraflar üzerinden Kadıköy’ün eski mimarisini, günlük yaşamını ve sosyal hayatını konuştuk.
“ÇOCUKLUK HEVESİ TUTKUYA DÖNÜŞMÜŞ”
Fotoğraf biriktirme merakınız nasıl başladı?
İlk olarak 60’lı yılların başında babamdan kalan pul defterleri ile başladı bende bu heves. Sonrasında sadece pul değil birçok farklı konuda koleksiyon oluşturmaya başladım, bu bende bir tutku haline dönüştü. 90’lı yılların sonundan itibaren elimde biriken ürünlerin bir kısmını dijital pazaryerleri sayesinde paylaşmaya ve satmaya başladım.
1963- 23 Nisan kutlamaları
Elinizdeki fotoğrafları ve diğer malzemeleri nasıl ediniyorsunuz?
Çevrimiçi erişimin olanakları ve ilgilendiğiniz ürün yelpazesi bu kadar geniş olunca ister istemez tedarik ağınız da o ölçüde genişliyor ve birçok farklı çevreden ürün elde edebiliyorsunuz. Dolayısıyla bunlar arasında sahaflar, antikacılar, arkadaş çevresinden kişiler hatta eskiciler bile var. Benim ilgi alanlarımı bilen bu kişiler arayıp ürünlere göz atmam için haber veriyorlar, kendim keşfe çıkarsam da “oo fotokart abi gelmiş” diyorlar. Yine benzer şekilde kendileri ve müşterileri için benden satın aldıkları ürünler oluyor. Yani tedarikçilerimle aramda çift yönlü bir alışveriş ve iletişim var diyebilirim.
1954- Söğütlüçeşme Caddesi'nde Cenaze Töreni
25 BİN FOTOĞRAF
Şu an kaç fotoğraf var elinizde?
Elimde şu an yaklaşık 25 bin fotoğraf var. Şimdiye kadar sanırım bir bu kadar da internetten satmışızdır. Kendi koleksiyonum için ayırdığım ve şu anda satışta olmayan 3 bin adet kadar da epeyi nadir parçalar yer alıyor, onlar da bakarsınız gün gelir alıcısını bulur. Fotoğrafların büyük bir kısmı Türkiye’deki 1930-1980 yılları arasındaki sosyal yaşamı yansıtan fotoğraflar. Yani aile, okul, asker, tören, evlilik, kadın, çocuk vb. konulara sahip hatıra fotoğrafları. Sayıca bunu -başta İstanbul olmak üzere- Anadolu’nun şehir görünümlerini yansıtan fotoğraflar takip ediyor.
1970- Rıhtımda simit satan bir çocuk
Kadıköy özelinde kaç fotoğraf var?
Kadıköy özelinde 500 kadar var. Kadıköy’e ait kartpostal ve fotokartlar da bir o kadar vardır. Fotoğraflar daha çok Moda, Göztepe, Fenerbahçe, Erenköy, Caddebostan gibi sosyal hayatın daha canlı olduğu semtlere ait, 1930-1970 yıl aralığı ise yoğunlukta diyebilirim.
1975- Söğütlüçeşme Caddesi'nde protesto yürüyüşü yapan gençler
KADIKÖY’ÜN BELLEĞİ
Kadıköy’deki fotoğraflara baktığınızda semtin geçmişine dair neler söylenebilir?
Eski fotoğraflarda kişilerin kıyafetlerinden tebessümlerine size yansıyan o incelik ve kaliteyi bugün bulmak zor. Durumun yıllar içinde bu noktaya gelmesi hem nüfus artışı hem de semte ulaşım imkanlarının artması ile oldu. Sizin de bildiğiniz gibi Kadıköy uzun zamandır kapasitesinin çok üstünde bir sosyal etkileşime maruz kalıyor. Yapılaşmanın da İstanbul’da en agresif şekilde yaşandığı ilçelerden biri. Mesela geçen gün bizim de oturduğumuz Acıbadem bölgesinde bulunan Sokullu Köşkü’nün bir fotoğrafına bakıyordum, neredeydi acaba diye düşünürken köşkün şimdi güvenlikli bir sitenin içinde kaybolduğunu farkettim. Bunun gibi oldukça fazla örnek var. Dolayısıyla benim korkum Kadıköy’ün şimdiye kadar bir şekilde muhafaza edebildiği ve kendine has kültürel-sosyal dokusunu kaybetmesi ve herhangi bir yerle benzeşmesi olur. Fotoğrafların da bu dokunun ve semt belleğinin korunmasına katkı sağlayacak tarihsel birer belge olduğunu düşünüyorum.
1930- Foto Servanis'te çekilmiş bir aile fotoğrafı
Fotoğraflarınızın üstündeki logolara baktığımızda eski stüdyoların isimlerini görüyoruz. Bunlardan kalan var mı?
Stüdyo fotoğrafçılığı geleneği maalesef günümüzde bitti, tek tük kalan vardır. Bir insanın fotoğraf çektirmek amacıyla stüdyoya gitmesi için artık ya mezuniyet ve evlilik gibi hayatının çok özel bir evresi olması ya da kimlik-vize gibi özel çekim talep edilmesi gerekiyor. Haliyle talep bu kadar azalınca tek işi fotoğraf çekmek olan bir stüdyoyu çekip çevirebilmek kolay değil. Telefonlarımız birer fotoğraf makinesine dönüşmeden önce fotoğraf çektirme talebi çok daha fazla idi. Mesela ailece veya arkadaş grubu olarak güzel kıyafetler giyilir ve her yıl stüdyoya hatıra fotoğrafı çekilmeye gidilirdi. Dolayısıyla stüdyolar da bu dönemlerde altın çağını yaşamış yerler. Kadıköy’de eski stüdyolardan aklıma ilk gelenler Servanis, Reks, Venüs, Foto Kadıköy, Işık ve Atlantis. Tabii o dönemin şartları ve zamanın ruhu da çok farklı.
1957- Bağdat Caddesi'nden geçen bir fayton
ELLE TUTULUR FOTOĞRAFLAR
Siz “fotokart” adlı online bir platform üzerinden bu fotoğrafları satıyorsunuz. Bu fotoğrafları kimler neden alıyor?
Fotoğrafların alıcıları oldukça çeşitli. Daha çok bir konu üstünde arşiv oluşturan araştırmacılar, akademisyenler, tarihçiler ve fotoğraf koleksiyonerleri tarafından satın alınıyor. Bir tez üstünde çalışan öğrencilerden de talepler geliyor, bütçeleri yeterli olmadığı durumda biz bildiğimiz kadarıyla kaynak öneriyor ya da o konu hakkındaki bilgisine inandığımız kişilere yönlendiriyoruz. Bu bahsettiğim profiller dışındaki kişilerden gelen talepler de giderek artıyor. Sanıyorum günümüzde nostalji hissiyatı ile dijital detoks kavramının yükselişte olması aynı zamanda hacimsel-elle tutulur tarihi malzemeye olan ilgiyi de artırmış durumda, ki bu da sevindirici bir gelişme.
1900'lerin başı- Haydarpaşa'dan Kadıköy'ün göründüğü bu kartpostal
Bir de alıcısını bekleyen, gerçekten doğru kişiyle buluşmasını istediğimiz ve “özel koleksiyon” olarak ifade ettiğimiz fotoğraflar da mevcut. Mesela bunlar arasında İstanbul’u dolu dolu yaşamış Rus heykeltraş Iraida Barry’e ait bir fotoğraf albümü mevcut, bu albümde yaklaşık 300 fotoğraf yer alıyor. Kendisinin acıklı bir hikayesi var ancak fotoğraflar İstanbul’daki 1920-1970 yılları arasındaki sosyal yaşamı göstermesi açısından her biri birer belge niteliğinde. Yine ünlü Türk empresyonist ressam Hikmet Onat’ın 80’e yakın fotoğrafının yer aldığı bir seri mevcut. Bu da Türk sanat tarihi ile uğraşanlar için kıymetli bir arşiv belgesi. Sonuç olarak bir dönem ya da konu üzerine odaklanan araştırmacılara ve genel olarak koleksiyon ve hobi kültürüne katkımız 17 yıldır sürüyor. Aynı zamanda online mağazamıza giren kişilerin kültür dünyasını daha da zenginleştirmek amacıyla geçtiğimiz nisan ayında bir blog bölümü açtık. Burayı da sıklıkla güncelliyoruz, fotoğraf meraklıları bu bölümüzü de takip edebilir ve haftalık bültenimize üye olabilirler.
1925- Acıbadem'de bir okulun önünde duran öğrenciler
Süreyya Erişkin' arşivinde 500 adet Kadıköy fotoğrafı olduğunu ifade ediyor. Bunların bazılarını fotokart sayfasında görmek mümkün.