Hemşirelerden “Yorulduk, tükendik” feryadı

Ağır çalışma koşullarında uzun ve yorucu mesailer yaptıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik, “Pek çoğumuz iş güvencesi olmadan pandemi mücadelesini yürütüyor. Yorulduk, tükendik, öldük. Ama bizi en çok tüketen de sesimizin duyulmayışı” dedi

06 Mayıs 2021 - 10:37

Korona virüsü salgını ile mücadelede sağlık çalışanları zor şartlarda büyük bir özveri ile çalışmaya devam ediyor. Bu mücadelede yüzlerce sağlık çalışanı hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler arasında bu mücadelenin görünmez kahramanları hemşireler de bulunuyor. Hemşireler Haftası vesilesiyle pandeminin görünmez kahramanları olan hemşirelerin bu süreçte yaşadıkları sıkıntıları, beklentilerini Türk Hemşireler Derneği (THD) Genel Başkanı Prof. Dr. Sevilay Şenol Çelik ile konuştuk. 

‘YORULDUK, TÜKENDİK, ÖLDÜK’

Hemşirelerin yaşadığı en önemli sorunlar nelerdir?

Bizler yıllardır pek çok sorunla mücadele ediyoruz. Bu sorunları çeşitli ortamlarda sayısız kere dile getirdik. Ülkenin hemşireleri olarak, halkımıza hak ettikleri düzeyde nitelikli bakımı sağlamada engellerimiz var dedik. Bu engellerin ortadan kaldırılması için alanda uzmanlığımız, tecrübemiz, bilimsel zeminimiz, isteğimiz, gücümüz çözüm önerilerimiz var dedik. Bunu da defalarca çeşitli ortamlarda dile getirdik. Ancak her seferinde sesimizi duymama konusunda kararlı bir yönetimle karşı karşıya kaldık. Bu ülkenin hemşireleri olarak gerçekten çok ağır çalışma koşullarında, uzun ve yorucu mesailer yapıyoruz. Adaletsiz ve insanca yaşamamıza izin vermeyecek ödeme sistemleriyle, pek çoğumuz iş güvencesi olmadan pandemi mücadelesini yürütüyor. Yorulduk, tükendik, öldük. Ama bizi en çok tüketen de sesimizin duyulmayışı, duyulan sese ise duyarsız ve kayıtsız kalınış, bu mücadeledeki önemimizin fark edilmeyişi oldu. 

Korona virüsü salgınında gittikçe derinleşen ve ortaya yeni çıkan sorunlar var mı?

Pandemi süreci bizlere bir toplumun sağlık sisteminin, olağanüstü koşullara uyumu sağlama kapasitesinin sürdürülebilir olmasının ne kadar önemli olduğunu, pandemi ile sadece sağlık sistemi üzerinde mücadelenin nasıl imkânsız olduğunu gösterdi. Mevcut sağlık politikalarının bizlerin gördüğü ve dile getirdiği ancak ısrarla yine görmezden gelinen zayıflıkları bugün karşımıza ciddi sorunlar olarak ortaya çıktı. Koruyucu sağlık hizmetlerinin, sağlık eğitiminin eksikliği nedeniyle ortaya çıkan sorunları bugün hepimiz görüyoruz. Sağlığı korumaktansa, hastalıkları tedavi etmenin, sağlık yatırımlarını koruyucu değil. 2. 3. basamak hastaneler yapmanın, hemşireleri hastanelere kapatmanın sonuçlarını bugün yüksek bulaş oranı, dolu hastaneler ve yoğun bakımlar olarak yaşıyoruz.

‘YÜK HEMŞİRELERİN OMUZLARINDA’

Pandeminin bir buçuk yıla yaklaştığı bugün halen pandeminin tüm yükü sağlık sisteminde, sağlık sistemin yükü de büyük ölçüde hemşirenin omuzlarındadır. Bir sağlık sisteminde hastanın sistemden almasını gerektiren uygulamaların yüzde 80’i hemşireler eliyle yürütülür. Bugün sağlık sistemine aşırı yüklenmenin ve bu aşırı yüklenme halinin sonucu ülkemizde hemşireler hala uzun çalışma saatleri, fazla mesai, standartların çok üstünde hemşire hasta oranı gibi olumsuz çalışma koşullarında çalışıyor. Açlık sınırının biraz üstünde maaş, adaletsiz ödenen ve sağlık hizmetlerini ticarileştiren ek ödeme sistemine tabiler. Farklı düzeydeki kadro ve unvanlar, verilmeyen üç bin 600 ek gösterge ve geriye dönük uygulanmayan fiili hizmet gibi özlük haklarına yönelik sorunlar yaşıyor. Hakim sendika ile hastane yöneticilerinin baskısına ve ayrımcılığına maruz kalıyor. Sistemden kaynaklı sorunlar nedeniyle ilk temas noktasında oldukları  için şiddete de uğruyorlar.  Liyakata dayalı olmayan yönetici atamaları ve bazı hastanelerde hemşire dahi olmayan ‘hemşirelik hizmetleri yöneticileri’ ile bu olağanüstü durum yönetilmeye çalışılıyor. 

Tüm dünyada hemşire açığının olmasına, meslektaşlarımızın insanlık dışı çalışma temposuna karşın, atanamayan/işsiz hemşireler var. Atanamayan hemşirelerin atamasının yapılması yerine, hemşire açığı var gerekçesi ile hemşire görev, yetki ve sorumluluklarının diğer sağlık çalışanlarına devredilmeye, hemşire ucuz sağlık insan gücü olarak görülmeye devam ediyor. 

‘YAŞAM HAKKIMIZI KORUMAKTA ZORLANIYORUZ’

Halihazırda mevcut hak kaybı yanı sıra pandemi nedeniyle de kayıp yaşıyoruz. Öncelikle yaşam hakkımızı korumakta zorlanıyoruz. Aşırı çalışma temposu, iş yaşamımızdaki virüsle sürekli maruziyet nedeniyle tekrar tekrar enfekte olan meslektaşlarımız var. Yaşamını yitiren sağlık çalışanları var. Özlük haklarımıza yönelik pandemi öncesinde de var olan ama karşılanmayan taleplerimiz var. Ek gösterge, fiili hizmet ödemesinin geriye dönük olarak işletilmesi ve yamalı bohçayı andıran maaşlarımızın, emekliliğimize de yansıyacak şekilde tek kalemde ödenmesini istiyoruz.   

Sorunların çözümü için neler yapılmalı, hangi adımlar atılmalı?

Yaşamın ne kadar kutsal ve değerli olduğu bilinci ile Covid-19 hastalığı ile savaşan hemşirelerin bu savaştan yorgun, tükenmiş, endişeli, umutsuz, hasarlı ve kayıpla çıkmamaları için yöneticilere ve karar vericilere büyük sorumluluk düşmektedir. Sağlık çalışanlarını güvende tutmadığı sürece hiçbir ülke, hastane veya klinik hastalarını güvende tutamayacaktır. Sağlık çalışanlarının fiziksel olduğu kadar ruhsal ve sosyal sağlıkları da göz önünde bulundurulmalıdır. 

‘COVİD-19 MESLEK HASTALIĞI KABUL EDİLMELİ’

Bu doğrultuda öncelikle toplumun sağlık ihtiyaçlarını karşılayacak yeterliliklere sahip yeterli sayıda hemşire işgücü sağlanmalı, hemşirelerin hemşirelik yasa ve yönetmelikleri doğrultusunda çalışması sağlanmalı. Çalışma ortamları baskı ve şiddetten acilen arındırılmalı, özlük haklarına yönelik beklenen düzenlemeler bir an önce yapılmalı. Covid-19 illiyet bağı aranmadan meslek hastalığı kabul edilmeli, iş güvencesiz 4/B ve 4/C çalışma kadroları 4/A kapsamına alınmalı, üniversite hastanelerinde çalışan meslektaşlarımızın özlük hakları ve çalışma koşulları iyileştirilmeli. Hemşirelik eğitiminin iyileştirilmesine yönelik yatırımlar yapılmalı ve hemşirelerin karar alma süreçlerine etkin katılımı sağlanmalıdır.

Hemşirelerin  sorunlarının çözümü için dernek olarak ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? 

Bizler, kamu yararına bir dernek olarak faaliyetlerimizi sivil toplum kuruluşunun yasal çerçevesi dahilinde gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız çalışmaları derneğimizin sosyal medya hesapları ve web sayfasından tüm halkımız ve meslektaşlarımız takip edebilir. Pandeminin ilk günlerinden beri ülkenin hemen her ilinde yaşanan gelişmeleri yakından takip ediyoruz. 

Sağlık politikaları ve sağlık hizmet alanındaki yasal düzenlemelere etki etmeye çalışıyor, pek çok alanda toplum sağlığı lehine hukuksal mücadele yürütüyoruz. Hemşireliğin hem klinik hem de akademik uzmanlığından beslenerek, derneğimizin temel amacı olan, hemşirelik mesleğinin toplum yararına üst düzeyde nitelikli ve güvenilir hizmet verecek özerk bir sağlık mesleği olması için faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.


ARŞİV