Türkiye Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Genel-İş) Araştırma Dairesinin (emar) hazırladığı Türkiye’de Genç Emeği Raporu yayınlandı. Araştırmada, Türkiye’deki gençlerin istihdamının durumu, işsizlik sorunu, güvencesiz çalışma koşulları, genç yoksulluğu, sendikalaşma ve dünyada genç istihdamını incelendi.
Araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de 15-24 yaş aralığındaki genç nüfusun yalnızca yüzde 39,5’i (yaklaşık 4 milyon 609 bin kişi) istihdama katılabiliyor. Cinsiyet eşitsizliği ise, toplumun birçok farklı alanında olduğu gibi iş gücü piyasasında da kendini gösteriyor. 15-24 yaş arasındaki erkeklerin istihdam oranı yüzde 51,7 (yaklaşık 3 milyon 119 bin kişi) iken aynı yaş grubundaki kadınların istihdam oranı yüzde 26,4’te (yaklaşık 1 milyon 490 bin kişi) kaldı. Bu fark, erkeklerin iş gücüne katılım oranının, kadınların katılım oranından iki kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Raporda dikkat çeken bir başka konu üniversite mezunu gençlerin istihdama katılım oranındaki düşüş. Rapora göre Türkiye’de meslek lisesi mezunları, üniversite mezunlarına kıyasla daha yüksek oranda istihdam ediliyor. 15-24 yaş grubuna ilişkin verilere göre, üniversite mezunlarının istihdam oranı yüzde 56,5 iken mesleki ve teknik lise mezunlarının istihdam oranı yüzde 57,3. Genel lise mezunlarının istihdam oranı ise yalnızca yüzde 36,4.
“HER 4 GENÇTEN BİRİ NEET!”
Rapora göre Türkiye'de genç istihdam oranı OECD’ye göre 2023 yılında yüzde 37,6 olarak ölçüldü. Bu oran, AB ortalaması olan yüzde 35,8’in bir miktar üzerinde iken, OECD ortalaması olan yüzde 43,7’nin altında kaldı. 15 ile 29 yaş arasında ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerin sayısı (NEET) geçtiğimiz yıl 4 milyon 676 bine (yüzde 25,9) ulaştı. Yani her 4 gençten biri ne eğitimine devam edebiliyor ne de iş gücüne katılabiliyor. Rapora göre, NEET oranının yüksek olması genç işsizliğinin yanı sıra kayıt dışı çalışmanın yoğunluğunun arttığına işaret ediyor. Eğitimini tamamlayan veya bir şekilde devam etmeyen ve bununla birlikte istihdam edilmeyen gençleri kapsayan “NEET” OECD verisinde Türkiye yüzde 22,5 oranla Avrupa birincisi. Avrupa ve diğer dünya ülkelerinde bu oran 20’nin altında.
ÜNİVERSİTE MEZUNU 4 GENÇTEN 1’İ İŞSİZ
Raporda, 2002 yılında Türkiye’de 68’i devlet, 25’i vakıf olmak üzere toplam 93 üniversite bulunduğu, günümüzde ise bu sayının 129 devlet ve 79 vakıf üniversitesi olmak üzere 208’e yükseldiği belirtildi.Eğitim durumuna göre genç işsizlik oranları karşılaştırıldığında, üniversite mezunu her dört gençten birinin işsiz. Genç işsizlik, eğitim düzeyine göre incelendiğinde, ortalama 22-25 yaş aralığında üniversiteden mezun olan bireylerin iş hayatına dahil olamadığı kaydedildi. Türkiye’de nüfusun yaklaşık yüzde 10’u üniversite öğrencisiyken bu oran Avrupa ülkelerinde yüzde 2’ye kadar düştü.
2023 verilerine göre Türkiye’de genç işsizlik oranı yüzde 17,4. Bu oran, Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 14,5’in ve OECD ortalaması olan yüzde 10,5’in oldukça üzerinde. Türkiye, genç işsizliğinde incelenen 15 ülke arasında dördüncü sırada yer alıyor.
YÜZDE 91’İ SENDİKASIZ!
“Gençlerin çalışma hayatına katılımının düşük olması, sendikalaşmayı da olumsuz etkilemektedir.” ifadelerinin yer verildiği raporda şu bilgiler paylaşıldı: “Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının verilerine göre, 15 ile 29 yaş arasında 9 milyon 265 bin 156 sigortalı işçi bulunmaktadır. Bu işçilerin yalnızca 790 bin 762’si sendika üyesidir. Genç işçilerin sadece yüzde 9’u sendikalıdır. Kayıt dışı istihdam edilen gençlerin de sosyal güvenceden yoksun olduğu göz önüne alındığında, gençlerin en temel sendikal haklara sahip olmadıkları açıkça görülmektedir.”
Raporda gençlerin iş bulamadıkları için psikolojik, sosyal ve ekonomik açıdan ciddi sorunlar yaşadıkları vurgulanırken şu taleplere yer verildi:
• “Üniversitelerdeki bağımsız, özerk ve bilimsel eğitim sistemine yönelik baskılar kaldırılmalı; ‘her şehre bir üniversite’ politikalarından vazgeçilerek mevcut üniversite ve meslek yüksekokullarının niteliği artırılmalı.
• İstihdamını artıracak kamu yatırımları yapılmalı ve gençlerin düzenli iş yaşamına geçişleri kolaylaştırılmalı.”
• Gençlerin sendika hakkını özgürce kullanabilmesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı; sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılmalı ve örgütlenme özgürlüğü sağlanmalı.
• İşsizlikle mücadele ve istihdamı artırmaya yönelik geliştirilecek politikalarda, genç kadınların iş gücüne eşit biçimde katılımını destekleyen cinsiyet eşitliğine dayalı kamu politikaları hayata geçirilmeli.
• Gençlerin ucuz iş gücü olarak görülmesi ve kayıt dışı çalışmaya yönlendirilmesi engellenmeli.