"Her gitarımın kendine has bir değeri var"

Yaklaşık 60 gitarı bulunan Kadıköylü gitar koleksiyoncusu Murat Yücelen, “Biraz merak, biraz tutku, biraz şans, biraz da parasızlıktan enstrüman, cihaz ve plak koleksiyonum oldu” dedi

03 Kasım 2022 - 09:55

Gençlik dönemleri 1980’lere denk gelen ve o zamanın rock müzik kültüründen etkilenen Kadıköylü gitar koleksiyoncusu Murat Yücelen, koleksiyonunu ve gitar tutkusunu Gazete Kadıköy’e anlattı. Yaklaşın 60 gitarı bulunan Yücelen, “Vintage enstrüman ve plak koleksiyonu yapmak bugün artık çok daha maliyetli bir hale geldi. Kendi merak alanım açısından doğru zamanda doğru alışveriş kararları vermişim” dedi.

“O ZAMANLAR BİLGİYE ULAŞMAK ZORDU”

Yücelen, “Ergenliğini 1980’lerde yaşamış biri olarak özellikle rock müziğine ilgi duydum. Ablamın odasında Erkin Koray’ın bir posteri asılıydı, ilk gördüğüm gitar da onun muhteşem beyaz Gibson SG’si olsa gerek. O zamanlar bilgiye ulaşmak zordu, öğrenme imkanları kısıtlıydı, çevrede ne çok fazla enstrüman ne de çok fazla sayıda esinlenecek kişi vardı. Babam sağolsun denizci olduğu için bana Sevilla’dan bizzat çok güzel bir klasik gitar getirdi ve değerli hoca, üstad Yücel Deran’dan ders alarak gitar çalmayı öğrenme şansım oldu. Enstrümanı bu denli sevmemi uzun yıllar sonra ona borçlu olduğumu düşünüyorum. Diğer erken dönem esin ve bilgi kaynaklarım üstadlar İzi Eli, Murat Sezen ve Erkan Oğur oldular, onlardan gitarın müzikteki değeri, önemi ve teknolojisi hakkında çok şey öğrendim, ufkumu açtılar” dedi.

“YENİ ENSTRÜMANLARA PARAM YETMİYORDU”

“Doğru zamanda doğru alışveriş kararları vermişim” diyen Yücelen, “En büyük şanslarımdan biri, şu anda “vintage” olarak görülüp koleksiyon değeri oluşan enstrümanların, o dönemde Asya’dan gelmeye başlayan görece ucuz parıltılı gitarlar nedeniyle eski ve dökülmüş denerek bir nevi kenara atılmaya başlanması oldu. İthal edilen yeni enstrümanlara pek param yetmediği için Tünel, Şişhane ve Sıraselvilerdeki sayılı müzik dükkanlarından cep harçlığımla 1960 ve 1970’lerden elektro gitar, efekt pedalları, bantlı echo ve analog synthesizerlar alabildim. Benzer şekilde 90'lı yılların başlarında ABD’de üniversite öğrencisi iken CD çıktığı için neredeyse bedavaya satılan yüzlerce plak da aldım ve oradan da artık koleksiyon değeri taşıyan enstrümanları bir öğrenci için bile uygun fiyatlara alabildim. Yani biraz merak, biraz tutku, biraz şans, biraz da parasızlıktan enstrüman, cihaz ve plak koleksiyonum oldu diyebilirim. Ünlü bir internet sitesinde eski eşyalar açık artırma usülü ile satılmaya başlayana kadar böyle gitti, sonra talep artınca fiyatlar inanılmaz yükselmeye başladı, vintage enstrüman ve plak koleksiyonu yapmak bugün artık çok daha maliyetli bir hale geldi; kısacası, kendi merak alanım açısından doğru zamanda doğru alışveriş kararları vermişim” şeklinde konuştu.

“ÇALIŞIR HALDE, HALA HAYATTA OLMALARI HOŞUMA GİDİYOR”

Yaklaşık 60 gitarı bulunan Yücelen, “Bunların her birinin koleksiyon değerine sahip olduğunu söyleyemem. Yeni gitarların bazıları çok güzel ve keyifle çalınabilir oluyor, onları da severek alıp çalıyorum. Ayrıca ülkemizde artık çok değerli luthierler yetişti. Bu sayede hiçbir zaman sahip olamayacağım vintage enstrümanların birebir hatta çalınabilirlik açısından belki daha bile iyi kopyalarını yaptırabilme fırsatım da oluyor. Her eski enstrüman çalınabilirlik açısından çok da iyi olmayabiliyor, ben de sadece koleksiyon yapmayı değil aynı zamanda çalmayı da sevdiğim için enstrümanın hissi ve tonuna da önem veriyorum. Ama çalmak için olmasa da eski, farklı, nadir veya ilginç olduğu için sahip olduğum aletler de var. En azından temiz, bakımlı, çalışır halde yani hala hayatta olmaları hoşuma gidiyor” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Gitarların maddi değerleri aslında benim için hiçbir zaman ilk planda olmadı. Her bir enstrümanın hissi, tınısı, şekli, duruşu farklı, bu da bana keyif veriyor. Belki de CNC makinelerinden önceki enstrümanlarda insani el emeği ve zanaat unsuru daha fazla olduğu için eski aletleri restore etmek, elime almak, çalmak veya sadece duvara asıp bakmak bile, yani bir şekilde değer verip yaşatma kısmı sanırım benim için en önemli tatmin kaynağı oluyor.”

“EN ESKİ GİTARIM 1943 YILINDAN”

Elinde bulunan enstrümanlarının hepsinin ayrı bir değeri olduğunu söyleyen Yücelen, “Her gitarımın kendine has bir değeri var. Bazıları maddi olarak da değerli olabilir ama ben daha ziyade tarihi ve manevi değerleri açısından birkaçını sizlerle paylaşmak istiyorum. En eski enstrümanım 1943 yılından Amerikan yapımı Kay archtop bir gitar, tarihteki ilk manyetiklerden birine sahip olduğu için değer veriyorum. 1960’ların ilk yarısından Alman yapımı iki Framus gitarım var, ikisinde de aynı manyetikler kullanılmış olmasına rağmen biri jazz kasa biri de solid body oldukları için çalımları ve tınıları farklı. Bana göre en değerli gitarım 1965 Eylül yapımı bir Fender Jaguar. 1987’de Şişhane’deki pasajda küçük bir dükkan olan Senkop Müzik’ten satın aldığım ilk elektro gitarım. İlk konserlerimde kayıtlarımda bu gitarı çaldığım için yeri her zaman ayrı, çalımı ve tonları da muhteşem; görece nadir “blonde” renkte olduğu için maddi olarak da değerli olduğunu varsayıyorum. 1978’den bir Fender Jazz Bass’im var; o da yine her yönden çok iyi bir alet ve yine görece nadir bir renk olan “antigua” renginde olduğu için ayrıca hoşuma gidiyor. 1960 ortalarından Amerikan yapımı Harmony Silhouette; bu gitar da bana bir pırlanta gibi görünüyor, duru tonları ve rahat çalımı ile de çok keyifli bir gitar. Yine 1960’lardan İtalyan yapımı Eko marka üç gitarım var; biri jazz kasa biri solid body biri de 12 telli akustik. Çalım olarak en iyi aletler olmasalar da o dönemlerin tonlarını alıp havasını solumak için güzel geliyorlar. 1960 ve 70’li yıllardan Japonya, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Sovyetler Birliği, Belarus, Bulgaristan, Polonya gibi çeşitli ülkelerde üretilmiş gitarlarım var. Bunların bazıları pek kaliteli enstrümanlar olmasalar da farklı ilginç özellikleri, yapıları, renkleri veya şekilleri olduğu için hoşuma gidiyorlar; hepsini de bakımlı, çalışır ve her an çalınabilir şekilde muhafaza etmeye çalışıyorum” ifadelerini kullandı.


ARŞİV