"Her şeyimizi biliyor ve izliyorlar"

İnternetteki ekosistemi takip etmek amacıyla Gözlemevi kuruldu. İlk raporunu şubat ayında yayınlayan Gözlemevi’nin kurucusu Handan Usla, “Hakkımızda her türlü bilgiye sahipler. Her şeyimizi biliyor ve izliyorlar” dedi

12 Mayıs 2022 - 17:00

Türkiye’deki internet ekosistemini takibe alacak, açıklar varsa bulup işaretleyecek, internetin sosyal, ekonomik ve çevresel etkileri hakkında raporlar hazırlayacak olan Gözlemevi kuruldu. Türkiye’de interneti takibe alacak olan ilk kurum olma özelliğini taşıyan Gözlemevi, toplumda eleştirel teknoloji okuryazarlığının geliştirilmesine yönelik eğitimler vermeyi atölyeler düzenlemeyi 

Gözlemevi’nin ilk çalışması olan “İnternette Politika Boşlukları: Aralıktan Sızan Şiddet” başlıklı rapor, geçtiğimiz şubat ayında yayınlandı. Türkiye’deki internet ekosisteminde şiddetin izini süren raporda, teknoloji firmalarının politikalarındaki açıkları ve uygulamalarındaki eksiklerin şiddete nasıl davetiye çıkardığını anlatılıyor. 

YETİŞKİN SİTELERİNDEN TIKLANMA TUZAĞI

Facebook ve Twitter gibi sosyal ağ sitelerinin uyguladıkları reklam politikalarına rağmen şiddeti teşvik eden reklamların yayında olduğunu tespit eden rapor, şiddet görüntüleri ve cinsel tacizi bir opsiyon olarak sunan bir oyun firmasının şiddet içerikli reklamlarını işaret ediyor. Google’daki politika açığından yararlanan bazı yetişkin sitelerinin, çocuğun cinsel istismarı niteliğini tanımlayan başlık ve yönlendirmeleri tıklama tuzağı amacıyla kullandığının da tespit edildiği raporda, çok ziyaretçili bir sitenin şiddeti teşvik eden içeriklerini denetlememesi ve güvensiz bir platforma dönüşmesi de örnekleniyor. Raporda “Bayıltıcı ilaç”, “Bayıltıcı sprey” gibi aramaların sonucunda, bayıltıcı ürünlerin pazarlandığı ve bunun cinsel şiddete teşvik sunumlarıyla yapıldığı da anlatılıyor. Ayrıca Google’ın “Zengin Sonuçlar” arama modülünde cinsel şiddete teşvik eden soruların ön plana çıkarıldığı da tespit ediliyor.

“GELECEĞİMİZİ BELİRLİYOR OLACAKLAR”

Gözlemevi’nin kurucusu Handan Uslu, teknoloji devlerinin hayatlarımıza olan etkisi ve gücünden yola çıktıklarını, buna karşı insanın sözü ve haklarının öncelikleri olduğunu belirterek, “Teknoloji firmaları çok büyük bir hızla büyüyor. Sahip oldukları altyapı gücü ve etki alanları ile gittikçe hükümetleri andırmaya, kimi zaman onlardan bile etkili otorite figürlerine dönüşmeye başladılar. Piyasa değerleri, çoğu ülkenin ekonomik büyüklüğünü geçmiş durumda. İçinde yaşadığımız dünyayı ekonomik ve sosyal olarak kaçınılmaz bir şekilde şekillendiren bu firmalar; Metaverse, sürücüsüz arabalar, insansız hava araçları, tıbbi teşhis için yapay zeka gibi önümüzde bizi bekleyen teknolojiler ile geleceğimizi daha da belirliyor olacaklar. En önemlisi de hakkımızda her türlü bilgiye sahip olmaları. Uyandığımız andan başlayarak saat kaçta yatağa girdiğimize ve uykuya daldığımıza kadar her şeyimizi biliyor ve izliyorlar. Gün boyu tüm hareketlerimiz, bireysel ilişkilerimiz, dili kullanma alışkanlıklarımız, hastalıklarımız, hassasiyetlerimiz, kısacası tüm davranışlarımız ve mahremiyetimiz teknoloji firmalarının elinde. Bu bilgilerle ne yapabileceklerini belirlemek ise bizim elimizde” diye konuştu.

“EŞİTLİKÇİ TEKNOLOJİ TALEP ETMEK HAKKIMIZ”

Uslu, “Bütün algoritmalar ve teknik sistemler, insanlar tarafından tasarlanır. Tasarımın her boyutunda kurumsal kararlar vardır. Bazen algoritmalara insan eli değmediğini, algoritmayı tasarlayan mühendisin kurduğu son çıktının, nihai çıktı ve değişmez olduğunu hissedebiliriz. Ya da teknolojinin bize sunduğu içerikleri, tarafsız bir şekilde sunduğunu düşünürüz. Ancak algoritmalar ve teknoloji, mevcut güç dengelerini yansıtır. Dünyadaki eşitsizliklerin ve dengesizliklerin internete yansımasını engellemek de bize bağlı. Dengeli ve eşitlikçi teknoloji talep etmek hakkımız.” ifadelerini kullandı. 

Uslu, Gözlemevi’nin yalnızca teknoloji bilgisi ile değil farklı disiplinlerden de destek alarak çalışacağını söyledi: “Teknolojinin hayatlarımızı nasıl etkilediğini anlamak için kimi zaman komplike kodlama, algoritmalar gibi, çıplak gözle anlaşılamayacak teknik bilgiler gerekse de bu da yeterli olmayabiliyor. Teknolojiyi içinde bulunduğu kara kutulardan çıkarmayı gerçekten istiyorsak, birden çok disiplinin öğretisine ihtiyacımız var. Teknik yöntemler kadar medya çalışmaları, eleştirel teori kuramları, sosyoloji ve psikoloji gibi farklı disiplinlerden faydalandığımız an ancak büyük resmi görebiliriz ve Gözlemevi tam da bunu yapmak istiyor.”

 


ARŞİV