Haziran 2024- Haziran 2025'i "Nâzım Hikmet Yılı" ilan eden Bursa Büyükşehir Belediyesi, bu etkinlik kapsamında 9 Mayıs - 9 Eylül 2025 tarihleri arasında, Nâzım Hikmet Ran üzerine hazırlanan bir sergiyi izleyicilere sunuyor.
Adını, Hikmet’in 1962 yılında yazdığı “Yaşamak Güzel Şey Be Kardeşim” romanından alan sergi, eşzamanlı olarak iki farklı mekânda iki bölümden oluşuyor. Serginin küratörlüğünü Emre Zeytinoğlu, mekân tasarımını Savaş Çekiç ve iletişim tasarımını da Nejat Biçen üstleniyor. Serginin ilk bölümü, Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Şefik Bursalı Sanat Galerisi’nde yer alıyor ve Hikmet hakkındaki metinler ile görsellerden oluşan dokümanter bir nitelik taşıyor. Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV), Nâzım Hikmet Vakfı ve Piraye Koleksiyonu’nun desteğiyle hazırlanan sergide, izleyicilere aktarılan kronolojik bilgiler, görsellerle destekleniyor. Nâzım Hikmet’in şiir, tiyatro, roman, sinema ve resim dünyasını anlatan bu dokümanter bölüm, aynı zamanda onun politik yanını hep gündeminde tutarken, çocukluğundan itibaren özel yaşamına da değiniyor ve her bir alanın son derece dinamik hareketleri arasında bağlantılar kurmayı hedefliyor.
SANATÇILARIN NAZIM’I...
Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne ait Tayyare Kültür Merkezi’ndeki ikinci bölümdeyse Nâzım Hikmet’i konu eden ve onunla kurdukları düşünsel ya da duygusal bağları yansıtan sanatçıların yapıtları bulunuyor. Bu yapıtların büyük bölümü, “Ahmet Merey Koleksiyonu” kapsamında sergi mekânına yerleşiyor. Öte yandan, Nâzım Hikmet’in yeğeni Ayşe Yaltırım’ın da aralarında olduğu dört sanatçının yapıtı, bu koleksiyonun dışından bu sergiye ekleniyor. Sergide yer alan sanatçılar: Asaf Zeki Yüksel, Ayşe Yaltırım, Hakan Gürsoytrak, Huri Kiriş, İrfan Okan, Memet Güreli, Metin Karayağız, Murat Germen, Mustafa Horasan, Mustafa Orkun Müftüoğlu, Nalan Yırtmaç, Neslihan Pala, Savaş Çekiç, Selçuk Fergökçe, Sezai Özdemir, Taner Güven, Umut Germeç, Ümit Öztürk, Veysel Kurucu, Yalçın Karayağız, Yonca Karayağız ve Zeynep Özdemir.
(Mustafa Orkun Müfüoğlu’nun ‘Vasiyet’ başlıklı tablosu)
BİR BÜTÜN OLARAK NAZIM’IN KARAKTERİ
Serginin küratörü Emre Zeytinoğlu, “Onun politik duruşu, özel yaşamı ve sanatı asla birbirinden ayrılmıyor. Bunlar Nâzım Hikmet'te ayrı ayrı kompartimanlar değildir. Tümü de duygusal bir tabana yayılır ve bir yaşam sevincine yöneltir. Örneğin arkadaşlıkları, aşkları, hasretleri, anıları, şiirleri, resimleri, yani duygularının en etkili olduğu anları, maruz kaldığı öylesine sert ve acımasız olaylar ve ortamlar sırasında belirir ki onun ortaya koyduğu karakter gerçekten şaşırtıcıdır. İşte bu sergi de Nâzım Hikmet'e ait kaynakları kullanırken, böyle bir karakter yapısını yansıtıyor.” diyor.
(Sezai Özdemir’in ‘Nazım’ eseri)
Etkinlikler kapsamında 9-10 Mayıs günlerinde “Güneşin Sofrasında Nâzım Hikmet Sempozyumu” başlıklı bir sempozyum düzenlendi. 2 günlük sempozyumda, şiirleriyle Türkçeye benzersiz bir miras bırakan, edebiyatımızda devrim yapan, başta şiir olmak üzere, oyun, senaryo, roman vb ürünler veren dünya şairi Nâzım Hikmet’in, yapıtları, yaşamı ve Bursa Cezaevi’nde yattığı yıllar üzerine bildiriler okundu.
İstanbul’dan bir grup gazeteci olarak belediyenin davetlisi olarak bu kente gittik.