Biri çıkıyor sahneye. Belli ki ilk kez. Elini kolunu nereye koyacağını bilemiyor. İzleyenler pür dikkat. Başlıyor anlatmaya heyecanla. 5 dakikası var hikâyesini paylaşmak için. O daha bebekken meydana gelen bir olayın kaderini nasıl çizdiğini anlatıyor. Bir diğeri sevgilisinden ayrılışını, ötekisi bir araba alma sürecini, bir başkası ise kız kardeşini kadın cinayetine kurban verişini…
İşte tüm bu insanları ortak paydada buluşturan bir oluşum var; Anlat Hikâyeni... ‘Gerçek’ insan hikâyelerinin sahnede canlı olarak sınırlı süre içerisinde hikâyenin sahibi tarafından anlatıldığı bir anlatma etkinliği bu.
Anlat Hikayeni projesinin arkasında ise üç isim var; podcast (cep yayın, sohbet yayını) kanalı Onbironsekiz’in kurucuları Berna Kahraman- Onur Akmehmet ve ‘sıradışı etkinlikler’ platformu Hayal Gücü’nün yaratıcısı Meriç Demiray.
Mikrofonu bu kez Berna Kahraman’a uzattık ve ‘anlat hikâyeni’ dedik.
Amerika’da 20 sene önce başlayan hikâye anlatma etkinliği The Moth’tan ilham aldık. Eşitlikçi, çeşitliliğe önem veren, insanların seslerinin duyurulmasını sağlayan bir organizasyon bu. Biz de zaten Onbironsekiz’de benzer bir şey yapıyoruz. Meriç’in de desteğiyle bunu canlı bir sahne formatına dönüştürmeye karar verdik. Geçen bahardan beri Türkiye’ye uyarlamak, doğru formatı yakalamak için uğraşıyoruz.
Bu sezonun başından beri 7 tane maraton yaptık. 3 tanesi Beyoğlu’nda idi, diğerleri Kadıköy’de oldu. Sezonun son Kadıköy etkinliğini 17 Nisan’da mecra’da yapacağız. 24 Mayıs’ta da büyük bir final etkinliğimiz olacak, Maslak Uniq Glass Room'da. Şu ana kadarki tüm etkinliklerden 1. ve 2. olan 14 kişi bu büyük finalde yarışacak. Dışarıdan da bir jürimiz olacak. Sonunda ‘en iyi anlatıcı’ seçilecek, bir de ödülümüz olacak.
Toplamda 100’e yakın anlatıcıyı, 500’ü aşkın kişi izledi.
Bu bizim için ticari bir iş değil kesinlikle. Fakat mekân, fotoğraf-video çekimi gibi masrafların karşılanabilmesi yani işin devam ettirilebilmesi için var bu ücret. Çoğumuz gönüllü çalışıyoruz ve inanın çoğunlukla kendi cebimizden de para çıkıyor.
Herkese açığız. Dil, din, ırk vb hiçbir kıstas yok. Farklı kesimlerden farklı anlatıcılarımız oluyor. Kadın erkek oranına her zaman çok dikkat ediyoruz, kadınları teşvik edici davranıyoruz.
İnsanlar anlatmaya aç! Hikâyelerini paylaşmak ve dinlemek istiyorlar. İnsanların birbirleri ile iletişim kurabilmesi de hikâyeler yoluyla daha mümkün. İnsanlar hikâye anlatarak ve dinleyerek birbirlerine yakınlaşıyor, önyargılar kırılıyor. İnsanların, ön kabul gördüğü rahat bir ortamda hikâyelerini paylaşmaları, hem anlatıcılara hem dinleyicilere iyi geliyor. Farklı yaşantılara tanıklık etmek dinleyenleri de değiştiriyor. Hele ki günümüzde… İnsanların birbirlerini dinlemeye, anlamaya çok ihtiyaçları var. Biz sadece bunun için ufak bir kapı açtık diyelim. İnsanlara ses veriyoruz. Dileğimiz de bunu yaymak ve daha fazla insanın hikâyesini anlatmasına vesile olmak. Türkiye’nin başka illerinde de etkinlikler düzenlemek istiyoruz.
Bizde komik hikâyeler az oluyor, insanlar daha derin şeyler paylaşıyorlar. Smart Entertainment (zeki eğlence) diye bir kavram var. İnsanlar elbette ki eğleniyorlar ama sığ, boş eğlence değil.
Evet, bu yola çıkarken onu özellikle kurgulamadık ama tarihe tanıklık eden, zamanın ruhunu yakalayan bir etkinlik oldu.
Bir kadın anlatıcı, kız kardeşini kadın cinayetlerine kurban vermiş. Onu anlatmıştı. Hepimiz çok etkilendik tabi. Etkinlik sonrası birisi gelip bana, aslında bu konuyla çok ilgili olduğunu ama ilk kez böyle bir canlı tanıkla yüz yüze konuştuğunu söylemişti. Bir anlatıcımız da geçirdiği ağır bir travmayı paylaşmıştı. Gecenin sonunda ‘Ben bunu burada anlattım ve bitirdim, artık o sayfayı kapattım’ demişti. Hem anlatan hem dinleyen için iyileştirici bir tarafı var bu etkinliğin. Kişisel olarak bana da iyi geliyor mesela buna vesile oluyor olmak.
(Bilgi için: Onbironsekiz 0212 253 6621 [email protected])