İklim krizi yeni hastalıklar yaratıyor

​Etkileri gittikçe artan küresel iklim değişiklikleri; ısı bitkinliği, eko-anksiyete, iklim depresyonu gibi yeni hastalıklara neden oluyor. Yuvam Dünya İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyesi Dr. Elif Altuğ, “ İnsanlık olarak fizyolojik ve sosyolojik sınırlarımıza yaklaşıyoruz.” dedi

11 Temmuz 2024 - 12:21

İklim krizi her alanda dünyayı etkilemeye devam ediyor. Küresel sağlık kuruluşları, insan kaynaklı iklim krizinin halk sağlığı için büyük bir tehdit olduğunu ilan etti.  ‘İklim krizi aynı zamanda bir sağlık krizidir’ denilerek açılan Türkiye’nin ilk İklim Kliniği, çalışmalarına yaz boyunca değişen iklim nedeniyle ortaya çıkan ve çıkabilecek sağlık risk faktörleri hakkında bilgilendirici içeriklerle devam ediyor.  İklim krizine yönelik farkındalık kazandırmayı ve toplumda kolektif dönüşümü amaçlayan Yuvam Dünya Derneği tarafından Koç Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi işbirliğiyle açılan İklim Kliniği’nin ikinci sezonunda ilk bilgilendirici içeriği yayınlandı. İçeriği İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Levent Kurnaz ve Dr. Elif Altuğ hazırladı. 

Kurnaz şaşırtan sıcaklıkların arkasındaki bilimsel döngüyü şöyle açıkladı: “Yeryüzünün neredeyse yarısını kaplayan Pasifik Okyanusu’nun sularının ısınması ya da soğuması da buna bağlı olarak atmosferimizin ısınması ya da soğuması üzerinde en büyük etkiyi yaratır. Pasifik sularının normalden sıcak olmasına El Nino, normalden serin olmasına da La Nina deriz. İklim krizi yeryüzünün ortalama sıcaklığını her sene belirli bir miktarda artırıyor. El Nino görülen zamanlarda bu artış beklenenden biraz daha fazla, La Nina’da ise beklenenden biraz daha az olur. Dünya’nın çeşitli bölgeleri bu olaylardan değişik biçimde etkilenir, ama genel olarak konuşacak olursak Pasifik Okyanusu’nda El Nino başladıktan birkaç ay sonra küresel ortalama sıcaklıklar artar, bittikten birkaç ay sonra da normal haline döner. Geçen sene Nisan ayında Pasifik’te El Nino görülmeye başladı. Küresel sıcaklıklar da buna bağlı olarak Haziran’da artmaya başladı. Geçen senenin Haziran başından bu senenin Haziran başına kadar El Nino etkisi altında olduğumuzdan yaşadığımız 12 ayın her biri o ay için en yüksek sıcaklık rekoru kırdı. Bu sene başından bu yana geçirdiğimiz 152 günün 106’sı en yüksek sıcaklıkla geçti. Dolayısıyla insanlık daha önce bu kadar sıcak 12 aylık bir dönem yaşamamıştı. 2023 senesi çok daha sıcak senelerden biriydi, 2024 senesi de El Nino etkisinde çok daha sıcak senelerden biri olarak başladı.”

YAZ ORTASI NORMAL SICAKLIKLARA DÖNÜŞ

Pek yaz boyunca sıcaklıklar böyle mi sürecek? Prof. Dr. Kurnaz bu soruya da “El Nino resmen mayıs ayı başında sona erdi. Şu anda El Nino ile La Nina arasındaki normal sıcaklık dönemindeyiz, muhtemelen çok kısa süre sonra da La Nina’ya doğru döneceğiz. Bu bizler açısından beklenenden çok daha sıcak günlerin biraz daha süreceği, ama yaz ortasından sonra beklenen kadar sıcak günlere döneceğimiz anlamına geliyor. Yaz sonuna doğru da beklenenden az daha sıcak olan günlere geçebiliriz.” yanıtını verdi.

ISI KRAMPLARI, ISI BİTKİNLİĞİ...

Sıcaklık artışının insan vücudu üzerinde kısa ve uzun dönem sonuçlarını anlatan İklim Kliniği Bilim Kurulu Üyesi Dr. Elif Altuğ da “Sıcaklık artışı ile gelişen erken dönem sağlık-ilişkili durumlar içinde güneş yanığı ve sıcak yüzeylerle temas sonrası yanıklar, deride isilik, ısı krampları,  ısı ödemi, ısı senkopu (kısmen sıvı kaybına bağlı uzun süreli ayakta duruşlarda bayılma), ısı bitkinliği ve sıcak çarpması bulunur. Isı bitkinliğinde halsizlik, baş ağrısı, terleme, kas krampları ve çarpıntı gelişirken iç vücut sıcaklığı kısmen yükselebilir ama mental durum normal seyreder. Sıcak çarpmasında ise iç vücut sıcaklığının 40 derece üzerine çıkması ve merkezi sinir sistemi fonksiyonlarında bozulmayla çoklu organ yetmezliği ve can kaybıyla sonuçlanabilen bir seyir gözlenir. Çok sayıda epidemiyolojik çalışma, uzun süreli sıcaklık dalgalarına maruziyet ile gelişen sağlık sorunları bildirir. Kardiyovasküler olaylar (akut myokard enfarktüsü, aritmi, konjestif kalp yetmezliği alevlenmesi ve inme), solunumsal durumlar (astım ve kronik akciğer hastalığı) ve böbrek sorunlarına bağlı hastalıkların gelişimi ve bunlara bağlı ölüm riski sıcaklık artışıyla paralel artış gösteriyor.” dedi.

EKO-ANKSİYETE, İKLİM DEPRESYONU

Aşırı sıcakların insan psikolojisindeki etkilerine de değinen Dr. Altuğ, “Sıcaklık artışı endişe ve depresyonda artma, intihara eğilim, öfke ve şiddet içerikli davranışlarla ilişkili bulunmuştur. Psikiyatristler iklim değişiminin uzun dönem mental sağlık üzerine dolaylı etkilerine de dikkat çekiyor. Özellikle çocuklar ve erişkinleri benzer şekilde etkileyen eko-anksiyete, iklim depresyonu gibi. Kendi dünyamızın yıkılmasına engel olamamak, olanların ışığında geleceğin belirsizliği ve gerekli eylemlerin alınmasındaki yetersizliğin yol açtığı duygusal zorlanmalar... İklim değişimine uyum sağlayabilmemiz, bu tehditle yüzleşebilecek duygusal kapasitemizle doğrudan bağlantılı” yorumunu yaptı.

(Geçen Mayıs’ta, 1300 öğrencinin ve ilgilinin katılımıyla 7 farklı oturumda ağırlanan 35 konuşmacı ile gerçekleşen İklim Kliniği Sağlık Bilimleri Konferansı’ndan bir kare)

İklim krizi ile hastalıkların yer değiştirdiğinin de gözlemlendiğini belirten Dr. Altuğ, “İklim krizi enfeksiyöz hastalıklarının da yeni bölgelere yayılımı demektir. Sivrisineklerle bulaşan sıtma hastalığını ele alalım. Geçmiş yıllara kadar sıtma yayılım için çok kuru veya çok soğuk olan bölgeler son 10 yıldır, sıtma yayılımı için uygun hale dönüştü. Isınan bu bölgelerde Dang Humması ve Zika virüs gibi viral hastalıkların yayılımını da artırmaktadır.” dedi. İklim değişikliğinin her yaş grubunu farklı etkilediğini ifade eden Altuğ şöyle devam etti: “İklim değişikliği bebekler ve çocuklar için farklı yollardan tehdit oluşturur. Günümüzde iklim değişikliği nedeniyle hemen her bir çocuk, en az bir  iklim sorunu ile karşı karşıyadır. Sıcaklık artışı ve artan karbon dioksit düzeyleri polenlerin çoğalma dönemini uzatması ve üretimini artırması sonucu artan sayılarıyla özellikle çocuklarda daha fazla alerji ve astım atağı yaşanmasına neden olur. Çocuklar ve özellikle bebekler salmonella gibi bakteriyal patojenlerce gelişen mide-bağırsak enfeksiyonlarına hassastır. Bu durum da bakterilerin bölünmesini kolaylaştıran çevresel sıcaklıklarda sıklaşır.” dedi.

 

 

 

 


ARŞİV