Farklı disiplinlerden oluşan ‘Üzgün İnsandan Özgür İnsana’ adlı kitap geçtiğimiz yılın Kasım ayında raflardaki yerini aldı. Gelecek tasavvuru ve insanın “fabrika ayarlarından” yola çıkarak özgürleşme çabasını irdeleyen kitap yoğun ilgi görmeye devam ediyor.
Prof. Dr. Uğur Batı, kitabın amacını şöyle anlatıyor: “Gelecek yekpare olarak gelmeyecek. 2050’nin İngiltere’si ile Türkiye arasında yine bir fark olacak. Zannediyoruz ki, gelecek iyi veya kötü olarak geldiğinde yekpare tek bir gelecek olarak gelecek. Hatta bence yaratıcı düşünce, ilerleme, teknolojiyi üreten ülke olma gibi konularda sıçrama gerçekleştiremezsek dünya bize 2000’li yıllar öncesinde davrandığı gibi davranmayacak. Her bir yeni dalga geldiğinde, dünyanın koşulları tekrar tekrar başlıyor. Biz de kitapta üzgün ve özgür insanı anlatırken, konuyu buralardan aldık. Bu konuda bir model çizmeye çalıştık.”
İnsanın dünyada yaratılışı algılama, derin düşünce, dünyayı okuma, kesişme, karşılaşma yeteneklerini kullanabildiği ölçüde dünyada var olduğuna değinen Prof. Dr. Uğur Batı’nın ardından gazeteci Deniz Bayramoğlu söz aldı.
“YALNIZ HİSSEDİYORUZ AMA DEĞİLİZ”
Geleceğin aslında içinde bulunulan süreç olduğunu vurgulayan Bayramoğlu şunları söyledi: “Kendimizi çok yalnız zannediyoruz. Politik olarak, kültürel olarak bulunduğumuz her alanda. Ama hiç de değiliz. Biz doğaya kulaklarımızı kapattığımız gibi etrafımızda bizim gibi olanlara gözlerimizi kapattığımız için kendimizi yalnız zannediyoruz.”
Bayramoğlu, yaşanan hayatın insanı mutsuz ettiğini belirtirken “Özgürleşme yoluna girebilmemiz için kendimizi, etrafımızı ve hayatı tanımamız gerekiyor.” dedi.
“İnsanoğlunun rasyonel bir varlık olduğunu düşünüyoruz ama değildir. Biz genelde duygularımızla karar veriyoruz” diyen Bayramoğlu’na Uğur Batı destek verdi: “İnsanlar her daim rasyonel düşünür, nadiren rasyonel kararlar verirler. Parmak izlerimiz farklı ama 8 milyar insanın yüzde 99.9 aynı. Binde bir farklılığımız var.”
“HERKESİN ‘MAHALLESİ’ VAR”
Risk üzerine gelen bir soruya yanıt veren Batı, konunun siyasetle de bağlantılı olduğunu söyledi: “Mesela iktidar, ‘kefenimizle çıktık, yoldan dönmek yok’ diyor. Mesela bu risksiz bir yoldur. Çok belli. Türkiye’de siyaset, futbolla birlikte en fazla konuşulan konudur. İnsanların verdiği kararı sorgulamaktansa temelindeki dürtüyü bulup ona dair mesaj vermek önemlidir.”
Türkiye gibi sürekli tehditle yaşayan bir ülkede davranışları, kayıp korkusunun belirlediğini söyleyen Bayramoğlu ise “Türkiye’deki siyasal yelpazede her kesimin ‘mahalleleri’ vardır, o mahalleye dükkan açarlar. İçinde bulunduğumuz durum da bunu körüklüyor. Mahalleye açılan dükkânları çoğaltıyor. Biz ise politik sloganların arkasına saklanmadık sadece doğruyu söyleyelim dedik.” diye konuştu.
“10 YIL SONRA ÖNEMİ KALMAYACAK”
Batı, “Dünya nereye gidiyor bunu anlamamız lazım. 2022’de Nike 3D printerlarla ayakkabı üreteceğini açıkladı. Artık gelecek çok daha yakında. Yaratıcı ve yenilikçi olmalıyız. 2015 yılından beri Çin fantastik edebiyatı okullarda zorunlu kıldı. Çocukların yaratıcılıkları gelişsin diye. Biz hala ezber siyasi tartışmalarla uğraşıyoruz 10 yıl sonra bunların önemi kalmayacak.” dedi.
Bayramoğlu ise konuşmasını “Bizim çocuklarımız da bugün var olan mesleklerin büyük bir kısmıyla ilgilenmeyecekler. Yaşı 40 civarında olan kim varsa; en az yarımız bir uzmanlık daha öğrenmek zorunda kalacağız.” diye noktaladı.
Söyleşinin ardından Deniz Bayramoğlu ve Prof. Dr. Uğur Batı kitaplarını okurları için imzaladı.