İstanbul’da 100 bin konut inşa edilecek

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, “Ev Sahibi Türkiye” kampanyasıyla toplamda 500 bin sosyal konut yapacağını açıkladı. Mekanda Adalet Derneği’nden Bahar Bayhan “Barınma sorununu çözmek için, inşaat sektörüne bağımlı anlayıştan uzaklaşıp yeni bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor” dedi

06 Kasım 2025 - 15:23

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıkladığı 81 ili kapsayan proje kapsamında 500 bin sosyal konut inşa edilmesi planlanıyor. “Ev Sahibi Türkiye” sloganıyla tanıtılan kampanya, artan konut ve kira fiyatlarını dengelemeyi, dar ve orta gelirli vatandaşlara uzun vadeli ödeme koşullarıyla ev sahibi olma imkânı sunmayı hedefliyor. Aynı proje kapsamında ilk kez kiralık sosyal konut modelinin de hayata geçirileceği açıklandı. Proje kapsamında TOKİ eliyle yapılacak konutlar 55, 65 ve 80 metrekare büyüklüklerde olacak. İstanbul’da 100 bin konut inşa edilecek. Konutların yüzde 10’u peşinatla, 240 aya varan vadelerle satışa sunulacak. Projede; şehit aileleri, gaziler, engelliler, emekliler, gençler ve üç ve daha fazla çocuğu olan aileler için özel kontenjanlar ayrıldı. Başvuru koşullarına göre, İstanbul’da hane gelirinin aylık net 145 bin TL’yi, diğer illerde 127 bin TL’yi aşmaması gerekiyor. Üzerinde tapu kaydı bulunmayan, başvuru yaptığı il veya ilçede en az bir yıldır ikamet eden vatandaşlar projeye dahil olabilecek. İstanbul’da inşa edilecek 100 bin konuta ek olarak 15 bin kiralık sosyal konutun üretileceği de açıklandı. Bu evler piyasa rayicinin altında kiraya verilecek ve 3 yıl süreyle kiralanabilecek. Yönetim, bakım ve denetimleri TOKİ tarafından sağlanacak. 

İSTANBUL İÇİN ÖDEME PLANI
İstanbul’da 55 metrekarelik 1+1 konutların satış fiyatı 1 milyon 950 bin TL olarak belirlendi. Yüzde 10 peşinat (195.000 TL), 240 ay vade imkanı sunulacak. Bu konutların aylık taksiti 7 bin 313 TL olacak.

65 metrekarelik 2+1 konutların satış fiyatı 2 milyon 450 bin TL olarak belirlendi. Yüzde 10 peşinat (245.000 TL), 240 ay vade imkanı sunulacak. Bu konutların aylık taksiti 9 bin 188 TL olacak.

80 metrekarelik 2+1 konutların satış fiyatı 2 milyon 950 bin TL olarak belirlendi. Yüzde 10 peşinat (295.000 TL), 240 ay vade imkanı sunulacak. Bu konutların aylık taksiti 11 bin 63 TL olacak.

BARINMA HAKKI VE ÖTESİ
Peki bu proje, barınma sorununa çözüm olabilecek mi? Mekanda Adalet Derneği Kentsel Politikalar Programı Koordinatörü Bahar Bayhan ile konuştuk. Barınma hakkının yalnızca konut sayısını artırmaktan ibaret olmadığını vurgulayan Bayhan, Türkiye’de sosyal konut projelerinin büyük ölçüde konut arzını artırmayı hedeflediğine dikkat çekti. Bayhan, “Kampanya, yükselen konut fiyatlarına yönelik halkın tepkisine karşılık geliştirilmiş bir proje olarak öne çıkıyor. Halbuki barınma hakkı bundan çok daha fazlasını ifade eder. Yani konutun ödenebilirliği dışında yaşayanların gerçek ihtiyacını karşılayıp karşılamadığı, oturulabilir konforda olup olmadığı, işe-okula-kamusal hizmetlere ulaşılabilir durumda olup olmadığı, yaşlılar, engelliler gibi grupların özel ihtiyaçlarını gözetip gözetmediği, konutların halk sağlığı riski taşıyan bölgelere (örneğin fabrika çevresi, deprem riski taşıyan zeminler gibi) inşa edilmemesi gibi birçok kriter devreye girer.” değerlendirmesini yaptı. 

“Türkiye’de bu kriterleri tartışmaktan oldukça uzağız.” yorumunda bulunan Bayhan, “Konutun ekonomik erişilebilirliği dışında bir gündemimiz olamıyor. ‘Ev Sahibi Türkiye’ kampanyasının başını sokacağımız dört duvarı mülk edindirmenin ötesinde bir vaadi yok. Diğer yandan ekonomi-finans programlarında bu konutların ‘ilk ev’ şeklinde yatırım aracı olarak faydalı olacağı tartışılıyor. Dolayısıyla bu proje gönlümüzce, güvenle oturabileceğimiz evlere kavuşmaktan çok, nasıl bir barınma koşulu sunarsa sunsun Türkiye koşullarında bir ev sahibi olabilme hayalini gerçekleştirmeyi vadediyor. Paylaşılan ilk bilgilere bakıldığında konutların 2+1 (65 ve 80 metrekare) ve 1+1 (55 metrekare) şeklinde tasarlanacağı söylenirken aynı zamanda en az 3 çocuğu olan ailelerin öncelik verilmiş gruplar arasında olduğu ifade ediliyor. 3 çocuklu bir ailenin bu konutlarda nasıl yaşayabileceği hakkında bir fikir yürütülmüşe benzemiyor.” dedi.

“MÜLK EDİNME BASKISI OLMAMALI”
İstanbul’da üretilecek 15 bin konutun kiralık konut olarak piyasaya sunulmasının sevindirici olduğunu söyleyen Bayhan, “Yıllardır barınma hakkı savunucularının dillendirdiği, yurtdışında çok fazla örneği olan kiralık sosyal konut çözümünün İstanbul’da uygulanacağını görmek sevindirici olsa da kiralama kriterleri ve bunun adaletli olup olmayacağına yönelik herhangi bir ipucu yok elimizde. Diğer yandan, İstanbul gibi ekolojik sınırlarına dayanmış, yapılaşmanın kontrolsüzce ilerlediği bir şehirde yeni konut üretimini kentsel planlama dahilinde olmadan teşvik etmek sakıncalı.” şeklinde konuştu. 

Bayhan, TOKİ’nin sosyal konut üretimindeki rolünün yıllar içinde değiştiğini belirterek mevcut modelin “dar gelirli yurttaş” tanımını karşılamadığını söyledi. “Sosyal konut yaklaşımında gelir, yaş, etnik köken, aile yapısı gibi farklılıklar gözetilmeli” diyen Bayhan, şöyle devam etti: “Mülk edinme baskısı olmadan güvenceli kiracılık modeliyle de dar gelirli grupların konut piyasasından dışlanmasının önüne geçilmeli. Türk-İş, ekim ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırını 28 bin 412 TL, yoksulluk sınırını ise 92 bin 547 TL olarak açıkladı. ‘Ev Sahibi Türkiye’ kampanyasına baktığımızda ise başvuru koşullarında hane halkı gelirinin son 12 ay ortalamasının en fazla net 127 bin TL, İstanbul ili için ise 145 bin TL olması bekleniyor. Başvuru bedeli ise 5 bin TL. Yani projenin geniş bir başvurucu havuzuna sahip olacağı anlaşılıyor. Dar gelirli yurttaşların buradan nasıl sıyrılacağı ise bir soru işareti çünkü konutların kura usulüyle dağıtılacağı ifade ediliyor.”

NELER YAPILMALI? 
“Barınma sorununun çözümünde merkeziyetçi yaklaşımın terk edilmesi gerekiyor.” diyen Bayhan, şu önerileri paylaştı: “TOKİ konut üretiminde önemli bir aktör olmakla birlikte barınma sorununun sadece konut üretimiyle çözülemeyeceğini sürekli tecrübe ediyoruz. Yap-sat anlayışıyla toplu konut üretim modelinin yerine bireylerin kendi ihtiyaçları odağında konut üretiminde aktör olabileceği kooperatifleşme gibi topluluk temelli konut üretim modellerinin desteklenmesini arzu ediyoruz. Geçmişte Toplu Konut Fonu aracılığıyla olduğu gibi bugün de topluluk temelli konut üretimlerine kaynak yaratılmalı, faizsiz kredi desteği ve bu yeni konut modelleri hakkında bilgi ve tecrübenin paylaşılacağı, kamuoyunun aydınlatılacağı araçlar sunulmalı. Hepsinden önemlisi, barınma sorununu çözmek için, inşaat sektörüne bağımlı anlayıştan uzaklaşıp yeni bir yaklaşımın benimsenmesi gerekiyor.”

 


ARŞİV