İBB Kültür Daire Başkanlığı Basın Yayın Müdürlüğü’nce şehrin sosyokültürel hayatına ve görsel hafızasına katkı sunan, “Fotoğraflar ve Haberleriyle İstanbul Hafızası” isimli bir kitap hazırlandı.
İki ciltten oluşan kitap, Cumhuriyet’in ilk yıllarından İkinci Dünya Savaşı’nın bitimine kadar geçen 20 yıllık süreçte, her bakımdan çehresi başkalaşan eski başkent İstanbul’un geçirdiği değişimlere tanıklık ediyor. Dönemin İstanbul’una ait toplumsal olayları ve mekanları fotoğraf ve haber metinleriyle anlatan eser, 1923-1931 ve 1932-1944 yıllarını 520 sayfaya taşıyor.
Kitap, İstanbul'da yaşanan sosyal ve toplumsal olayları, bazıları geçmişte kalmış eğlence biçimlerini, gündelik hayatın gelenekleri kaybolan mekanlarını, şehrin tarihinde önemli yer tutan karakterleri okuyucunun karşısına çıkartarak hafızasındaki yerlerini yeniden almasını sağlıyor. Fotoğraflar ise sadece zamanı ve mekanı belirsiz birer enstantane ve nostaljik imgeler olmaktan kurtularak gerçek hikayeler ile günümüze ulaşıyor. O yıllarda yayımlanan gazete ve dergiler için fotoğraflar çeken usta foto muhabirleri Hilmi Şahenk, Namık Görgüç, Cemal Göral, Ali Ersan, Faik Şenol Selahattin Giz ve Jean Weinberg’in kitapta yer alan fotoğrafları, toplumsal değişimlere dair yoruma ve analize açık önemli birer belge değeri taşıyor.
Proje koordinatörlüğünü Cengiz Özkarabekir’in, yayın yönetmenliğini Vahit Uysal’ın yaptığı kitap, Cengiz Kahraman ve Mehmet Yüce tarafından kaleme alındı. Editörlüğü Bülent Ulus, kapak tasarımını Geray Gencer, sayfa kimlik konsepti ve tasarımı Faruk Güney ve arşiv tarama görevini de Evren Ertem üstlendi.
Kitaptan bazı Kadıköy haberleri şöyle:
İstanbul’un lodoslu günlerinden birinde Moda İskelesi’ne yanaşmaya çalışan Seyr-i Sefain İdaresi’nin Fenerbahçe vapurunun makine kolu kırıldı, kıç tarafında hasar oluştu. Dalgıçlar bu bölümü onarmadan vapur yüzdürülemiyordu. 2 Aralık 1928’de kayaya oturan vapur, 4 Aralık'ta kurtarıldı. Römorklar eşliğinde limana getirildi buradan 5 Aralık'ta Haliç'teki Sefain İdaresi havuza götürülerek tamir edildi. (Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan fotoğrafı, gazetenin fotomuhabiri Namık (Görgüç) bey çekti.)
16 Şubat 1931 günü Haydarpaşa Garı’na gelen Ankara yolcu treninden inen ve iki zembil taşıyan hamal şüphe üzerine polis tarafından arandı. Meyve dolu zembillerin altında 25 kilo kaçak tütün bulundu. Hamal hakkında soruşturma başlatıldı. (Yedi Gün gazetesinde 17 Şubat’ta yayınlanan fotoğrafta Haydarpaşa garındaki Polis Merkezi önünde yakalanan kaçak tütünler görülüyor.)
İstanbul'da 1931 yaz aylarında sayfiyeleri neredeyse bomboştu. Göçler geç başlamış ve yazlığa gidenler azalmıştı. Yeni Gün gazetesinde ‘Halkın Sözü’ köşesinin köşesi muhabirinin röportaj yaptığı ev sahiplerinden birisi olan Caddebostan'da oturan Halim Bey konu ile ilgili yazara şunları söyledi; ‘Ev kiraları bu sene çok yükseldi. Plajlar dolayısıyla fazla müşteri gelecek zannıyla, ev sahipleri yüksek kira istediler. Bu havalide yavaş yavaş iki nevi müşteri hadis olmağa başladı. Bir kısmı Türkler ve Hristiyanlar, diğer kısmı da Museviler, 100 lira ile tuttukları bir evde mevsim imtitadında belki 20 aile oturuyorlar.’ Yazlıkçıları sayfiyeye götüren Arabacı Mustafa Ağa ise işlerinin düşmesinden şikayet etmiş; ‘Göztepe, Erenköyü'nde beni tanımayan yoktur. Biz 5-10 arabacı hep göç ile geçiririz. Bu sene mayısa dek sinek avladık, hazirandan sonra işler başladı ama nafile. Geçen seneki gibi değil.’ (3 Temmuz’da gazetede yayınlanan fotoğrafta Sirkeci iskelesindeki ‘göç arabacıları’ görülüyor. Fotoğrafı Cumhuriyet ve Yeni Gün Gazetesi fotomuhabiri Namık (Görgüç) Bey çekti.)
Mustafa Kemal 12 Ocak 1932 Salı günü Ankara'dan İstanbul'a trenle geldi. Resmi karşılama töreni yapılmasını istemeyen Mustafa Kemal'i, Haydarpaşa Garı’na sabahın erken saatlerinden itibaren akın eden İstanbullar büyük bir sevinçle karşıladı. Mustafa Kemal lacivert palto giymiş, koyu yeşil bir şapka takmıştı. Garın merdivenlerinden inerken bir kız çocuğu yanına yaklaştı. Küçük kız selamladığı Cumhurbaşkanı Kemal’e bir mektup verdi. (Cumhuriyet gazetesinde 13 Ocak'ta yayınlanan fotoğrafı Namık Bey çekti.)
Fenerbahçe kulüp binası yandı. Kuşdili mevkiinde bulunan kulüp binası ahşaptan beyaz boyalı ve son derece zarif çizgileri olan bir yalıydı. Burada kulübün eski ve yeni sporcuları toplanır, müsabaka günleri hemen yakında bulunan stadyuma buradan hep birlikte giderlerdi. İnsanın bakmaya doyamayacağı güzellikteki yapı, 6 Haziran 1932 pazartesi gecesi sabaha karşı elektrik kontağından çıkan bir kıvılcımın alev alması neticesi harap oldu. Kulübün o tarihe kadar kazandığı hemen hemen bütün kupalar, pek kıymeti ihtiva eden spor levazımatı, futbol ve ragbi topları, tenis raketleri, hokey sopaları kül oldu. Ggalatasaray Terbiye-i Bedeniye Kulübü ile aralarının açılmasına sebep olan meşhur şampiyonluk şildi de bu yangın esnasında kayboldu. İngiltere'den getirmiş olan bu muazzam şilt, abanoz ağacından imal edilmiş, üzerinde gümüşten 10 adet yürek ihtiva ediyor, şampiyon olan kulüp bu yüreklerden birine ismini kazıyor ve bir sene müddetçe kulüpte muhafaza etme hakkı kazanıyordu. (Akşam gazetesinde 7 Haziran’da yayınlanan fotoğrafları fotomuhabiri Faik Şenol çekti. Yangını haberi alır almaz kulübe koşan Fenerbahçe'nin efsane futbolcuları Zeki Rıza (Sporel), Alaaddin (Baydar) ve diğer sporcular yangından kurtarabildikleri eşya ile birlikte son derece üzgün ve şaşkın bir vaziyette.)
Cumhuriyetin ilk yıllarında gazeteler, sosyal etkinlikler düzenleme alanında birbirleriyle rekabet halinde idi. Cumhuriyet Gazetesi ilk güzellik yarışmalarını düzenlerken, Milliyet otomobil yarışı, Akşam da atletizm yarışmaları düzenlemişti. Cumhuriyet Gazetesi 1933 yılında da Moda- Suadiye arasında bir mukavemet yüzme yarışması düzenledi. Diğer gazeteler kısa mesafeli yüzme yarışı düzenlerken mukavemet müsabakası çok ses getirdi. 25 Ağustos'a Moda iskelesinde toplanan yarışmacılar iskelenin üstündeki salonda üstlerine değiştirdiler ve gazetenin verdiği numaralı başlıklarını taktılar. 80 sporcu hakem heyetinin başlama işareti ile birlikte iskeleden denize atladı. Müsabakaya katılan 57 yüzücü arasında Beykoz Spor Kulübü’den Toma Bey Moda ile Suadiye arasındaki mesafeyi 2 saat 20 dakikada tamamlayarak 1.oldu. (Gazetede Namık ve Selahattin beylerin çektiği fotoğraflarda, başlama işaretini bekleyen yarışmacılar görünüyor)