“İyi ki Kulüp var”

Türkiye Yahudilerini anlatan Kulüp dizisi vesilesiyle Kadıköylü Yahudi karikatürist İzel Rozental ile hem cemaati hem diziyi konuştuk. Rozental, “İyi ki yapılmış bu dizi. Olan biteni öğrenmek isteyenler izlesin. Geçmişle yüzleşebilirsek düze çıkarız.” dedi

01 Aralık 2021 - 12:54

Karikatürist, mizahçı, köşe yazarı, iş insanı, Kadıköy sakini, Yahudi… 

İzel Rozental’ın pek çok şapkası var. Bu röportaja onu konu eden ise Yahudi kimliği. Zira son günlerin popüler dizisi Kulüp, yıllardır yapılmamışı yaparak Türkiye Yahudilerini görünür kılıyor. Biz de Rozental’ın Moda’daki evinin kapısını çaldık.

  • Diziden nasıl haberdar olduğunuz? Cemaatten biri mi önerdi mesela?

Reklamları görmüştüm. Tam yayınlandığı gece eşimle ‘ne izlesek’ diye bakınırken, denk geldik. Daha açılış sahnesinde çarpıldım. İki günde hemen tüm bölümleri izleyip bitirdik. Jeneriğe de özellikle baktım, tanıdık simalar gördüm. Enteresan ve hoş bir sürpriz oldu

  • Bildiğim kadarıyla böyle bir dizi çekilmedi daha evvel.

Evet evet. Benim de şaşırma nedenim o zaten. Son 30 yılda diyebilirim ki Yahudi karakterleri genelde, maalesef ki hep negatif şekilde yansıtılıyordu. Çok eskiye bakacak olursak, mesela Karagöz-Hacivat’ta Yahudi tiplemesi vardı, tıpkı Karadenizli, Arnavut, Laz gibi ve gülünürdü. Çocukluğumdan hatırlıyorum İtalyan komedi sanatçısı Toto vardı. Türkiye'de çok seviliyordu, dublajını Necdet Mahfi Ayral yapıyordu. Harika bir Yahudi şivesi ile konuşurdu, gülerdik. Muzaffer Hepgüler, Tevfik Gelenbe, Aziz Basmacı ve daha pek çok isim vardı. Bu işin bir kısmı.

(Kulüp'ün sinagog sahneleri Yeldeğirmeni’ndeki Hemdat İsrael Sinagogu’nda; yetimhane bölümleri deModa’daki Mahmut Muhtar Paşa Konağı’nda çekildi)

“GENÇLER VARLIK VERGİSİ’Nİ BİLMEZ”

  • Diğeri nedir?

Yüzleşme… Bir takım tatsız olaylarla hiçbir zaman doğru bir şekilde yüzleşilmedi. Tam tersine üzeri kapatılmaya çalışıldı. Şimdiki yeni kuşaklar Varlık Vergisi nedir bilmezler.

  • Cahit Kayra’yı bilirsiniz, Moda’dan komşunuz. Verginin mimarlarındandı kendisi. Bir yıla yaklaştı vefat edeli. Onunla bu konuyu konuştunuz mu hiç?

Evet. Faydalı bir şey olduğuna inanıyordu. Vatanperver, devletini seven o nedenle devletinin yaptığını doğru bulan bir bürokrat, saygıdeğer biri. Kitaplarını da okudum ama onunla hemfikir değilim. Ben Şükrü Rüştü Saraçoğlu Stadı’nın adı konusunda da mutabık değilim. Çünkü varlık vergisinin mimarı bu kişi, vergiyi savunurken ‘Devletimizin ihtiyacı vardı’ falan demiyor. ‘Biz’ diyor, ‘yabancılardan’ (yabancılar kelimesiyle gayrimüslimleri kastediyor) servet transferi yapacağız, Türklere geçireceğiz’ diyor.

Yahu Türk kim? Atatürk, ‘Türküm doğruyum çalışkanım’ derken o Türk şemsiyesini kimin üzerine koydu? Bana kalırsa herkesin... Türkiye'de yaşayan, buranın vatandaşı olan, Türkçe konuşan ve düşünen herkes… Olabilir, Kürtçe de Yahudice de konuşur, başka lisanları da konuşur. Ama Türk insanıdır. Ama bunu kabul etmeyen bir sistem var, yabancı gören…

  • Siz kendinizi yabancı görüyor musunuz? Öyle hissediyor musunuz?

Bir örnek vereyim; usta karikatürist Semih Balcıoğlu zamanında bir kitap çıkartmıştı, Türk karikatüristlerden 40’ını anlatıyordu. Naçizane benim hakkımda da övgü dolu, güzel sözler yazmıştı. Fakat yazıda bir yer vardı ki bana dokundu. ‘Bizim karikatüristler de O’nun kadar çalışsaydı kim bilir neler yaparlardı…’ Hassas, ince bir nokta bu.

  • Yahudi cemaati kapalı bir toplum olarak bilinir. Kendi aranızda konuşur muydunuz?

Türkiye Yahudilerinin de pek konuşmadığı konular bunlar. Ben ve benim kuşağımdaki arkadaşlar, dostlarla bunu tartıştık ama belli bir seviyede…

90’larda yine bir varlığa göre vergi alma gibi bir durum olduğunda ben bir karikatür çizmiştim; bir Yahudi ‘elimde bir şey yok ama yine Aşkale'ye giderim’ diyordu. O zaman benim gazetem Şalom, bu konuyu deşmeyelim diyerek bunu yayınlamamıştı. Bu konunun sinemaya dökülmesi Salkım Hanımın Taneleri filmiyle olmuştu. O zaman da çok olay olmuştu. O bahsettiğim karikatürü o zaman basmışlardı.

Bunu neden anlatıyorum? Bunlar geçici dönemler, bunun gazı da sönecek ve yine unutulacak. Maalesef öyle…

(İzel Rozental’in, Yahudi cemaatinin yayın organı Şalom Gazetesi’ne yayınlanan karikatürü)

“KULÜP, BİR PANZEHİR”

  • Ama Kulüp çok ses getirdi.

Evet öyle. Bu dizinin bir farkı var ki yurt dışında da gösterime girdi ve oralarda da çok izlendi. O nedenle bu dizinin vesilesi ile bu konunun biraz daha ilgi çekeceğini tahmin ediyorum. Mesela ben izlemedim ama TRT’de felaket diziler var. Kulüp, bir panzehir olabilir mi? Neden olmasın…

  • Bu meselelere genel bakışınız nedir Türkiyeli bir Yahudi olarak?

Biz bir toplumuz hepimiz bir aradayız. Yahudidir, Ermenidir falan… Adımı söylediğimde Yahudi olduğumu anlayıp ‘estağfurullah’ diyen bile olmuştu. Böyle şeylerin artık bu devirde konuşulmuyor olması lazım. Bunun için de eskinin deşilmesi, konuşulması lazım. O bakımdan bu diziyi faydalı buldum.

  • Peki bu geçmişin acılarının diziler vasıtasıyla konuşulur olması size sağlıklı geliyor mu?

Evet, öyle başlanır. Birileri konuşmuyorsa en azından diziler yoluyla konuşulsun, tartışılsın.

  • Siyaset dünyasında son zamanlarda ‘hellaleşme’ kavramı konuşuluyor.

Bence büyük bir aksi tesadüf oldu… Bir yazı okudum, yazar diyor ki hiçbir dilde helalleşme diye bir kavram yok. 

Nedir, neyin helalleşmesi? Kim, kimin adına, kiminle helalleşiyor? Açıkçası ben anlamadım bu işi. Ne yalan söyleyeyim ben bu helalleşme politikasını pek yerinde bulmadım. Çok sıkıntılar yaşayan insanlar oldu. Halen de var. 80 yaşın üzerinde generaller şu an hapislerde. Netleşmesi lazım konunun.

  • Diziye dair son sözünüzü alayım.

İyi ki yapılmış bu dizi. Olan biteni öğrenmek, anlamak isteyenler izlesin. Sonra kitap karıştırsınlar biraz. Merak etmek, sorgulamak lazım. Geçmişle yüzleşebilirsek düze çıkarız.  


 


ARŞİV