Kadıköy'de bulunan Ritimist Perküsyon Atölyesi, darbukanın ritimleriyle yoğun iş hayatının stresini atmak ve sosyalleşmek isteyen insanları bir araya getiriyor. Katılımcılar haftada iki saat darbuka çalmayı öğrenirken hem eğleniyor hem de günlük kaygılardan uzaklaşıyor. Atölye sadece bir müzik kursu değil, aynı zamanda sosyal bir ortam. Katılımcılar burada yeni arkadaşlıklar kuruyor, birlikte tatile çıkıyor ve ortak etkinlikler düzenliyor.
“İNSANLAR RİTİMLE STRES ATIYOR”
Darbuka öğretmeni Kaan Şehirkahyasıoğlu, yaklaşık 50 kişiye ders verirken, mezdeke, pop, arabesk gibi çeşitli şarkıların ritimlerini öğretiyor. Şehirkahyasıoğlu, “Hikâyem İTÜ'de başladı. Yüksek lisans tezimi darbuka üzerine yaptım. İnsanların bunu sevdiğini anladıktan sonra atölyeye başladık ve büyüdük. Tüm Türkiye'ye sıçradı. Darbukayı insanlarla beraber çalmak iyi geldi. Kadınların darbukaya olan ilgisinin yüksek olması da bizim için büyük bir mutluluk kaynağı.” diyor.
Kadıköy'deki bu darbuka atölyesi, sadece müzik öğretmiyor, aynı zamanda yaşam boyu sürecek dostluklar, sosyal aktiviteler ve stres yönetimi için bir alan sunuyor. Psikolog, psikiyatr, bankacı ve öğretmen gibi birçok meslekten katılımcı, atölyenin sağladığı huzuru ve nasıl stres atıklarını gazetemize anlattı.
“BURASI BENİM VAZGEÇİLMEZİM”
Darbuka atölyesine katılan Mine Gümüş Şenyurt, her geldiğinde heyecanlandığını ve çok mutlu olduğunu belirterek, “48 yaşındayım ve bankacıyım. Yoğun ve stresli bir iş yapıyorum. İki senedir bu atölyeye geliyorum. Hem eğleniyorum hem de öğreniyorum. Kendime vakit ayırmak ve yatırım yapmak için harika bir aktivite bu. Yeni dostluklar kuruyoruz. Hem darbuka çalıyoruz hem de eğleniyoruz.” diyor.
Atölyeye katılmaktan büyük keyif aldığını ve hafta sonlarını sabırsızlıkla beklediğini anlatan Beyhan Sarıkaya ise şunları söylüyor: “48 yaşındayım, özel sektörde insan kaynakları uzmanıyım. Cumartesilerimizin dolu dolu geçtiği ve mutlu olduğumuz bir yer burası. Yoğun iş temposundan sonra hafta sonunu iple çekiyorum. Duyan insanlar darbuka çalmama şaşırıyorlar. Ama burası benim vazgeçilmezim. İki saatlik yoldan Şişli'den geliyorum ama doğru adreste olduğumdan eminim.”
“DARBUKA ÇALMAK TERAPİ GİBİ”
Gökçe Yılmaz, darbukanın hayatında yarattığı pozitif değişikliklerden şöyle bahsediyor: “44 yaşındayım ve 3 senedir buradayım. Daha önce de kurslara gidiyordum ama buranın enerjisi başka. Arkadaşımın tavsiyesiyle geldim ve mükemmel zaman geçiriyorum. Gündelik stres yok oluyor. İyi ki de buraya gelmişim. Burada enerji yükleniyorum, eve gittiğimde ve sonrasında topladığım enerjiyle devam ediyorum.”
Süreyya Seferoğlu, darbukanın kendisine sağladığı rahatlama hissinden bahsederek, “35 yaşındayım, Dudullu'da oturuyorum ve bankacıyım. İki yıldır buradayım. Darbuka, terapi dediğimiz olayın en eğlenceli hali burada. İnsanlara sıradan gelen darbuka, buraya gelmemle bir aşka dönüştü. Mutluyum, burada çalmaya başladığım zaman olumsuz ne varsa unutuyorum” diye ifade ediyor.
İlkin Akyol Akalın, darbuka atölyesinin kendisinde yarattığı dönüşümü ise şöyle anlatıyor: “Matematik öğretmeniyim. 20 yıl özel bir okulda çalıştım, stres yüklendim ve burayı keşfettim. Çok yoğun geçen iş hayatının sonunda buraya geldim. Hiçbir arkadaşım falan yoktu buraya geldiğimde ama kayıt olduğum gün çok tatlı arkadaşlarım oldu. Burası beni evimde hissettiriyor.” diyor.