Türkiye’nin en büyük göçmen nüfusuna ev sahipliği yapan İstanbul’un dört ilçesindeki göçmenlere dair hazırlanan "İstanbul İlçelerinde Göç ve Kent İlişkileri" raporu yayımlandı. Göç Araştırmaları Derneği (GAR) çatısı altında Esenyurt, Beyoğlu, Kadıköy ve Zeytinburnu’ndan gerçekleştirilen araştırma, 2023 yılı yerel seçimleri öncesinde yapıldı. Kent ve göç ilişkisine odaklanan araştırmada nitel araştırma yöntemi kapsamında derinlemesine görüşmeler gerçekleştirildi.
Farklı siyasi partiler tarafından yönetilen dört ilçede göçmen politikasını yerelde doğrudan deneyimleyen, gözlemleyen önemli aktörler –belediye çalışanları, ilçe sakinleri, sivil toplum örgütleri, emlakçılar, muhtarlar, esnaf, öğretmenler, doktorlar, işverenler- ile mülakatlar yapıldı. Bu kapsamda Kasım 2023-Ocak 2024 tarihlerinde dört ilçede toplam 54 derinlemesine görüşme ile veriler toplandı. Masabaşı araştırmada 4 ilçenin geçtiğimiz yıllarda geçirdiği kentsel ve toplumsal dönüşümler ile yerelde göçmen varlığını etkileyen göç politikasındaki değişimleri incelendi. Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliğinin desteği olan araştırmada, Dr. Didem Danış koordinatör, Eda Sevinin ve Deniz Sert idari koordinatörler, Ayşenur Ölmezses, Birgül Çay, Çisel Karacebe ve Yasir Bodur ise araştırmacılar olarak görev aldı.
YERELE ETKİSİ ARAŞTIRILDI
İstanbul’daki göçün dinamik ve değişken yapısını göz önüne alarak son dönemde artan denetimlerin sonucu olarak kentte ortaya çıkan güncel göç durumunu ele alan rapor, göç ve göçmen meselesinin yerelde nasıl algılandığına odaklanarak, ilçeler arası benzerlikler, farklılıklar ile ne tür eşitsizlikler ürettiğini ortaya koyuyor. Raporun amacı, İstanbul'da göçmen varlığının dinamik ve değişken yapısını ve bunun toplumsal düzeyde etkisine dair güncel durumu tespit etmek.
(Raporun tanıtım toplantısı 16 Mayıs’ta İstanbul Kent Konseyi ev sahipliğinde yapıldı)
KADIKÖY’ÜN VERİLERİ
Araştırmadan ilçe bazında çıkan önemli sonuçları kısmından Kadıköy’e dair bulgular şöyle:
Kadıköy, kentli, eğitim seviyesi yüksek; diğer ilçelere göre yüksek fiyatlı konut piyasası; eğitim ve uzmanlık gerektiren ekonomik faaliyetlerin yaygınlığı sebebiyle kırılgan gruplardan göçmenlerin ikamet etmek için seçtikleri bir yerleşim yeri değil.
Kadıköy yüksek nitelikli yabancı işgücünü-”expatları” çekiyor. Özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı sonrası Kadıköy’e gelmiş olan sosyo-ekonomik açıdan imkanları daha geniş göçmen grupları için en çok tercih edilen bir ilçe haline geldi.
Geçici koruma altındaki Suriyeli grubun Kadıköy’de ikameti çok düşük.
Görece sosyo ekonomik profilin düşük olduğu göçmen gruplar Fikirtepe’de ikamet ediyor. Kentsel dönüşüm bekleyen eski konutlar, göçmenlere kiralanıyor. Burada yoğun olarak Özbek, Türkmen, Afgan gruplar var.
Kadıköy göçmenler tarafından güvenli ve canlı sosyal hayata katılımı olan bir yer olarak tanımlanıyor.
Göçmenler, çalışma izni, ikamet izni ve genel olarak göçmenlik prosedürleri konusunda karşılaştıkları zorlukları ifade ediyor ve göç idaresi gibi kurumlarda İngilizce konuşan kişi sayısının az olmasından ve hatta yönlendirildikleri web sitelerinin İngilizcesinin anlaşılır olmamasından şikâyet ediyor.
Göçmenlerle ilişkinin sınırlı olduğu ve ilçenin “korunaklı” olduğuna dair bir algı var.
Türki Cumhuriyetlerden gelen göçmenler “uzun saatler çalışan”, “işinde gücünde”, “uysal” göçmenler olarak ve ekonomik faaliyetlerin bir parçası olarak görülüyor ve yerli halkın çalışmak istemediği evde yaşlı bakımı gibi hizmetlerde önemli bir emek ihtiyacına karşılık geliyorlar.
Kadıköy’ün seküler ve ulusalcı baskın politik duruşu sebebiyle, özellikle Suriyeli ve Afganları hedefleyen göçmen karşıtlığı söylemlerin dönem dönem yükseldiği görülüyor.
11 ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Saha araştırmalarının bulguları ışığında raporda yer verilen 11 maddelik çözüm önerileri listesi şöyle:
1. İstanbul’da farklı göç hareketleri demografik, sosyal ve sınıfsal açıdan ciddi bir çeşitlilik yaratıyor. Kentteki tüm aktörlerin, göçmenleri tek bir etiket altına sokmaya çalışmadan, bu çeşitliliği dikkate alan politikalar üretmesi elzem.
2. Seyreltme politikası ve artan denetimler kamusal alanda düzenin sağlanması açısından vatandaşlar tarafından olumlu değerlendirilse de, göçmenlerin hukuki açıdan tartışmalı yollarla geri gönderme merkezlerine alınması ve sınır dışı edilmesi görünmezleşme, içe kapanma ve parçalanan aileler gibi sorunlara neden oluyor. Bu konuda hem göçmenlerin temel haklarına saygı gösteren hem de vatandaşların şikayetlerini dikkate alan politikalar üretilmesi gerekiyor.
3. Kente uyum açısından önemli aşama kaydetmiş Suriyelilerin geçici koruma statüsünün yarattığı kırılganlığın azaltılması ve entegrasyon süreçlerinin desteklenmesi için kalıcı bir statüye geçişine yönelik bir yol haritası belirlenmeli.
4. Göç İdaresi Müdürlüklerinin kayıt prosedürlerinin daha şeffaf ve erişilebilir olması gerekli.
5. Yetkili kurumların kamuoyunu göçmenlerle ilgili konularda doğru bir şekilde bilgilendirmesi gerekli.
6. Belediye hizmetleri kapsayıcılık ilkesine uygun şekilde biçimlendirilmeli. .
7. Göçmenlerin kayıtlı istihdamını teşvik etmek için geliştirilecek politikalar hem göçmenlerin ekonomik entegrasyonunu güçlendirecek hem de işgücü piyasasını dengeleyerek, yerli işgücünün emek piyasasında dezavantajlı konuma düşmesini engelleyecek.
8. Kentte vatandaş ve göçmen grupların uyumunu güçlendirmek için eğitim alanında kapsayıcı politikalar benimsenmesi gerekiyor.
9. Gerçek ihtiyaçlar doğrultusunda, vatandaş-mülteci ayrımı yapılmadan tüm dezavantajlı kesimlere yönelik kapsayıcı projeler tasarlanmalı.
10. Hem ev sahiplerini hem de kiracıları korumak ve mahalledeki toplumsal barışı desteklemek için ev sahibi-kiracı ilişkilerine yönelik adil bir hukuk sistemi oluşturulmalı.
11. İstanbul’un önündeki en büyük tehlike olan deprem riski karşısında, afet hazırlığına yönelik planlamalara göçmenler de dahil edilmeli.
(Görseller rapordan alınmıştır)