Kadıköylüler tohumla buluştu!

Kadıköy Belediyesi ile Yeryüzü Derneği el ele verdi; “5. İstanbul Tohum Takas Şenliği”ni Alan Kadıköy Parkı'nda gerçekleştirdi

25 Nisan 2022 - 12:29

“Atalık tohumlar geleceğimizin güvencesi ve sağlıklı gıdanın birinci elementidir.” diyen Yeryüzü Derneği'nin düzenlediği, Kadıköy Belediyesi'nin de destek verdiği “5. İstanbul Tohum Takas Şenliği”,  24 Nisan Pazar günü Alan Kadıköy Parkı'nda gerçekleşti. Maydanoz, tere, roka, semizotu, salatalık, barbunya, dereotu ve pazı tohumlarının dağıtıldığı şenlik alanında üretici kooperatiflerinin, Yeni İnsan Yayınevi'nin, Validebağ Savunması'nın standı gibi birçok stand da yer aldı. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı da şenlik alanını ziyaret etti; standları dolaştı.

Tohum Takas Şenliği kapsamında “Atalık Tohumlarımıza Sahip Çıkalım” başlıklı bir panel de gerçekleştirildi. Yeryüzü Derneği'nden Ayla Tokmak'ın moderatörlüğünü yaptığı panelin konuşmacıları ise üretici Vicdan Karabudak, Necla Sarı ile gazeteci ve yazar Gürkan Akgüneş'ti. Panelin açılış konuşmasını yapan Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı şunları söyledi: “Ben de bir çiftçiyim. Hem zeytinliğim hem de tarım yaptığım arazim var. Çiftçi destekleme almak için atalık tohumları kullanmıyor. Atalık tohum kullandığınız zaman devlet destek vermiyor. Sertifikalı  tohumdan almanız gerekiyor. Mısır ektik. Tohum ayırmak istedik. Ziraat mühendisi bir arkadaşımız, ‘bu tohumu ekerseniz ürün alamazsanız. Bu genetiği bozulmuş bir tohumdur. Bunu ekersen sıfır ürün alırsın’ dedi. Hem ekonomik hem de ülkenin kaynaklarını kurutmak anlamında ciddi problemler var.”

“TOPRAKTAN KOPTUK, BOSTAN AÇIYORUZ”

“Daha da önemlisi doğal dediğimiz ve sürekli yediğimiz ekmeğin tadı değişti.” diyen  Odabaşı, “Glutensiz ürün diyoruz. Bundan 50 yıl önce kimse bunu bilmiyordu. O ekmeği yiyordu ve gluten hastası değildi. Şimdi ise genetiği oynanmış tohumla ekmek yapıyoruz ve yiyoruz. Glutenden korunmak için de ilaç alıyoruz. Mezopotamya'da binlerce yıl önce yetişen tohumlar şu an yok. Yanlış tarım yöntemleri ile toprağı öldürdük. Ürün alabilmek için farklı tohum arayışına girdik. Siyasi iktidar bunu teşvik ediyor. Biz unuttuğumuz tohumlarla sizleri buluşturmaya çalışıyoruz. Topraktan koptuk. O yüzden bostan açıyoruz. Çocuklar çileğin ağaçta yetiştiğini biliyor. Çocuklarımıza anlatmamız gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“KIZIMIZ İÇİN YOLA ÇIKTIK”

Dilovası Devlet Hastanesi’nde hemşire olan, İzmit Dağ Köyü'nde yaşayan ve üreticilik yapan Necla Sarı, “Kızımız iki buçuk yaşındaydı ve sürekli hasta oluyordu. Ona sağlıklı gıda bulmakta zorlanıyorduk. O yüzden 2016 yılında İstanbul'u terk ederek kırsala yerleşmek istedik. Bizim hikayemiz de böyle başladı. Kırsala yerleştikten sonra kızımız İda hiç hastalanmadı. Sağlıklı beslenmek için ekmeye başladık. Sonra arkadaşlarımız da istedi. Onlar için de üretmeye başladık. Derken şu an kooperatif kurduk. Şimdi ise İzmit'i besleme yoluna çıktık.” diye konuştu.

“TOPRAK VE TOHUM İÇİN KAYGILIYIM”

“Vicdan Anne” olarak tanınan Vicdan Karabudak ise şunları söyledi: “20 sene önce köye yerleştim. Keşke 30 yıl önce yerleşseydim diyorum. Bahçemiz var, ekiyoruz, biçiyoruz. Doğru bildiğini yapmanın keyfini yaşıyoruz. Hepimiz toprak ve tohum konusunda kaygılıyız. Toprağımız iyi olmazsa tohum olmaz. Toprağımızı çölleştiriyoruz ve öldürüyoruz. Tohumlarımızı korumak için şenlikler yapıyoruz. Farkındalığı yüksek kişiler örgütleniyor. Platformlara destek vermeliyiz. Yerel sebzeler daha besleyicidir. Kendinize en yakın üreticileri tespit edin. Hem sağlıklı beslenirsiniz hem de üreticiye destek olursunuz.”

“GIDA BAĞIMSIZLIĞININ TEMELİ TOHUMDUR”

“Son 50 yılda tamamen küresel piyasada meta haline gelen bir üründen bahsediyoruz” diyen gazeteci ve yazar Gürkan Akgüneş ise, “Marketten ve pazardan aldığımız ürünlerin büyük kısmında hibrit tohumla karşı karşıyayız. Laboratuvarda üretilen bir tohum. Gıda bağımsızlığının temeli tohumdur. Tohum olmazsa gelecek kuşaklara bırakabileceğimiz gıda olmaz. Yerel tohum demek, insanların yüzyıllardır yetiştirdiği sebzelerin tekrar toprağa ekilip verim alınmasıdır. Bu tohum kimsenin malı değil.  Marketlerden en parlak, en irisini seçme eğilimindeyiz. Bu bilinci değiştirmemiz gerekiyor.” dedi.  


ARŞİV