Kadıköy'ün hatıra defteri

​1914 doğumlu Kadıköy beyefendisi Adnan Giz, “Bir Zamanlar Kadıköy” adlı eserini, “Eski Kadıköylülerden bize bir hatırlama zevki kaldı. İşte bu kitap, o hatırlayışın ürünüdür.” diye tanımlıyordu…

19 Ağustos 2024 - 12:50

Kadıköy Sultanisi’nde öğrencilerin cıvıldadığı, bestekar Leylâ Saz hanımefendinin Bostancı’daki köşkünden musikinin yükseldiği, Kuşdili Tiyatrosu'nda tuluat gecelerinin seyir edildiği, Kalamış’ta mehtaba karşı bir tatlı huzur bulunduğu, Kadıköylülerin atlı arabalarla yolculuk ettiği bir zamanların Kadıköyü…

1914 doğumlu Kadıköy beyefendisi Adnan Giz’in hatırat kitabından bu seçmeler… Tarihçi- yazar Giz’in belge niteliğindeki Bir Zamanlar Kadıköy adlı eseri, tıpkı adında vaat ettiği gibi bir zamanların Kadıköyü’ne davet ediyor okurunu. Bu kitap aslında oldukça eski, 1988. yılına tarihleniyor. Ancak yakın zamanda (2022 senesinde) yeniden basıldı. İBB Yayınları, bu albüm-kitabı,Fahri Aral’ın editörlüğünde özel bir baskıyla günümüze uyarladı. 344 sayfalık kitabın redaksiyonunu Serpil Kurtay yaptı, kapak tasarımında da Geray Gençer’in imzası bulunuyor.

Bir Zamanlar Kadıköy, İstanbul’un en eski, en kozmopolit ilçelerinden olan Kadıköy’ün 1930’lu, 40’lı, 50’li, 60’lı ve 70’li yılların Kadıköy’ünden pek çok bilgiyi içerisinde barındırıyor. İstanbulluları unutulmaya yüz tutmuş yakın geçmişiyle tanıştıran eser coğrafyası, sanatı, sanatçısı, sporcuları, okulları, gazetesi ve daha birçok hikâyesiyle, Kadıköy’ü bütünüyle ele alıyor. Çeşitli arşivlerden derlenmiş fotoğraflarla bezeli olan kitapta, ilçenin tarihî ve kültürel zenginliği ön plana çıkıyor.“Güzel Kadıköy” başlığı ile giriş yapılan kitapta, Kadıköy’ün okulları, çayırları, eczaneleri, vapurları gibi mekânsal değerler üzerinde durulurken; “Kadıköy’ün İnsanları” başlığı altında ise Ahmet Haşim’den Yahya Kemal’e, Nâzım Hikmet’ten Salih Zeki’ye kadar ünlü edebiyatçıların ilçede geçen hikâyelerine tanık olunuyor.

“İYİ BİR KADIKÖYLÜ”

Kitap için kaleme aldığı sunuş yazısına “Kitabın yazarı Adnan Giz Beyefendi çok iyi bir Kadıköylü.” diye başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Yıllar evvel yazdığı Bir Zamanlar Kadıköy gelecek kuşaklara önemli izler taşıyor. Özellikle 1930'lu, 40'lı, 50'li, 60'lı ve 70'li yılların Kadıköy'ünden pek çok bilgiyi aktarmış. Kendisini saygı ve rahmetle anıyorum. İlginçtir, hayata veda ettiği 1989 yılı bizim ailece gelip Üsküdar Bağlarbaşı'na yerleştiğimiz yıl. Kısa bir süre sonra da Göztepe'ye taşındık. Hem üniversitede okuduğum hem de iş hayatımın yoğunlaşmaya başladığı yıllardı. Bir yandan Göztepe'de inşaat işleri yapan babama yardım ederken diğer yandan da her sabah daha güneş doğmadan yola koyulur Avcılar'a, İstanbul Üniversitesi'ne giderdim. O sebeple Kadıköy ve civarını ancak hafta sonları kendime firsat yaratarak gezmeye, tanımaya çalışırdım... “diyor. İmamoğlu, “Kitap, eski ve yeni Kadıköylüleri ve tabii ki tüm İstanbulluları belki de unutulmaya yüz tutmuş yakın geçmişiyle tanıştırıyor. Kadıköy bir kültür kenti. Eskiden de öyle idi şimdi de. O kadar çok ismin yetiştiği ve barındığı Kadıköy, sanat ve sanatçısıyla her zaman dikkat çekmiştir. Kitapta tam da bu konunun çok güzel yansımaları mevcut.” ifadelerini kullanıyor.

 KADIKÖY'ÜN GÜZELLİKLERİ

Adnan Giz’in “Kadıköy'ün güzellikleri” temalı yazısından bazı bölümler:

  • Kadıköy güzeldi. Cenâb-ı Hak, İstanbul'un bu bölgesine her yerde bir araya gelmemiş şu güzellik ve zenginlikleri vermişti: Deniz: Marmara. Koy: Haydarpaşa, Kalamış, Fenerbahçe. Yarımada: Fenerbahçe. Burun: Moda. Dere: Kurbağalıdere. Tepe: Küçükçamlıca. Çayır: Haydarpaşa, Paşaçayırı, Kuşdili Çayırı, Moda Çayırı, Uzunçayır. İçme suyu: Kayışdağı, Küçükçamlıca. Böylece, Kadıköy'de tabiat güzelliklerinin birer minyatür örneği yaratılmış oluyordu.

  • Yalnız atlı arabaların çalıştığı bu küçük şehirde yaşamanın yararları az değildi. Bugün şehirleri zehirleyen gazlar, motor sesleri, otobüs kuyrukları, benzin fiyatlarının sık sık artışı ve buna benzer dertler yoktu. Kadıköy'ün çeşitli yerlerinde atlı araba durakları bulunurdu. İskelede hal binasının önünde, bizim semtimizde, Mısırlıoğlu'nda Kayışdağı Çeşmesi'nin köşesinde dururlardı. Araba ücretleri geçmiş zamanın şartlarına göre yüksekti. Ancak Fenerbahçe, Göztepe gibi nisbeten uzak yerler için arabaya binilirdi. Cumhuriyet'ten sonra Kadıköy'de taksiler işlemeye başlayınca, eski insanlar bunu yadırgamışlardı.

  • Kadıköy iskele ile başlayıp bittiğine göre Kadıköylülerin hayatında Marmara'nın, lodosun, vapurların ve kaptanların unutulmaz bir yeri vardı. Her gün İstanbul'a geçmek zorunda olanlar lodosa alışmışlardı. Bu alışkanlığı Kadıköy vapurlarının usta ve tecrübeli kaptanları sağlamıştı. Usta kaptan lodosta iskeleden kalkınca birkaç dalga yedikten sonra Ahırkapı Feneri’ni tutturur, su üstünde kaydırmaca giderek karşıdaki evleri teker teker seçebilecek kadar o kıyıya yaklaşır ve ne çok güçlü dalgayı atlattıktan sonra burnuna selametle limana çevirirdi. Bakardınız ancak Selimiye hizasına gelmişsiniz ama böylece en tehlikeli bölgeyi atlatmış olurdunuz. Sonradan böyle hünerleri önem vermeyen, verse de beceremeyen acemi kaptanlar devreye girdi. Bugün ardı ardına yapılmış dalgakıranlar, Kadıköy'ün lodos sorununu acı tatlı anıları ile aldı götürdü. 

  • Eski bir efsanede, Kadıköy "Körlerin Şehri" diye anılır. Güya İstanbul'dan önce Kadıköy'de şehir kuranlara, İstanbul yakasının güzelliğini görmedikleri için "körler" denilmiştir. Günümüzün Kadıköy'ü, şehirciliğe ve estetiğe sırtını çevirerek bu çirkin taş yığınlarının yapılmasına izin veren körlerle, çıkardan başka bir şey düşünmeyen açıkgözlerin kurbanı olmuştur.

  • Ve Eski Kadıköylüler... Kadıköy, bir Robenson adası değildi. Bir ada düşü nün ki tabiatın bütün güzellikleri onda olsun, ama insandan yoksun! Namık Kemal, "Vatan sevgisi, vatandaş sevgisidir" der. Kadıköy'ün denizi, hava sı, suyu gibi insanı da güzel, aydın ve olgundu. Peki, ne oldu bu eski Kadıköylüler diyeceksiniz! Yukarıda sözünü ettiğim o usta kaptanlar yok mu, bu olgun ve duygulu insanları bir fırtınalı denizde gemilerine alıp götürdüler. Bize bir hatırlama zevki kaldı. İşte bu kitap, o hatırlayışın ürünüdür.

KADIKÖY'DE DOĞDU, KADIKÖY'DE ÖLDÜ.

1914 Kadıköy doğumlu olan Adanan Giz, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden 1950'de mezun oldu. Tarihe olan merakı küçük yaşlarda başladı. İlk yazısını 1930'lu yıllarda Sedat Simavi'nin Yedigün dergisinde yayımladı. Bunu pek çok mecmua ve gazetede yayımlanan makale ve tarihsel romanlar izledi. Araştırmalarını "Osmanlı Hanedanının Kadın Üyeleri" ve "Belgelerle Sanayi Tarihi" üzerinde yoğunlaştırdı. Ömür Satan Hüsam Çelebi, Küçük Esma Sultan, Sokullu Ne Yapmalıydı? ve Babanın Gorilleri adlı tiyatro eserleri Devlet ve Şehir Tiyatroları'nda sergilendi. Tarihsel makalelerine Hayat Tarih mecmuası ve Yıllarboyu Tarih dergisinde devam etti. Tarih ve Toplum dergisinin yanı sıra tarihle ilgili ansiklopedilere çeşitli madde ve çerçeve yazılar yazdı. Ömrünün son yıllarını, pek severek yazdığı ve Midhat Sertoğlu merhumun "...bir daha yazılamaz eser..." diye tanımladığı Bir Zamanlar Kadıköy adlı anı kitabına ayırdı. Adnan Giz, 13 Haziran 1989'da çok sevdiği Kadıköy'de hayata veda etti.

1: 1920’li yıllarda Kalamış ve Fenerbahçe

2: Müfid Ekdal’a göre 1928’de Koço adlı bir Rum vatandaş Mühürdar sahilinde bir bahçeyi kiralayarak gazino haline getirdi. Kendi elektriğini üreten bu gazino, fokstrot ve çarlistona meraklı gençlerin uğrak yeriydi.

3: Arka planda Fenerbahçe burnu gözüktüğüne göre, fotoğraftaki eski Kadıköyler Kalamış'ta denizi seyrediyorlar/1932


ARŞİV