Çocukluğumuzun gazozu ve leblebisi Ahali Kahvesi’nde. İç dekorasyonuyla da bizi bugünden alıp geçmişe götüren kafe, gencinden yaşlısına herkesin ilgi odağı…
Aysel KILIÇ
Kadıköy’de birbirinden güzel konseptlerle açılan mekânlar semt sakinlerinin ilgi odağı olmaya devam ediyor. Farklılığıyla ilgiyi üzerine çeken mekanlardan biri de Ahali Kahvesi. Kafe, tıpkı ismi gibi halkı kucaklıyor; gencinden yaşlısına; öğrencisinden işçisine herkese ev sahipliği yapıyor.
Ahali Kahvesi hem halktan hem de bir o kadar da sıra dışı. "Sıradışı" diyorum, çünkü mekândaki eşyalar bizi bugünden geriye bir zaman yolculuğuna çıkarıyor. Duvarlar boylu boyunca resimler ve antika eşyalarla süslenmiş. “Çiçek Abbas”, “Selvi Boylu Al Yazmalım” gibi halkın gönlünde taht kuran dönemin sinema afişleri, siyah beyaz portreler, yağlı boya çizimlerinin yer aldığı duvarların en tanıdık konuğuysa Şahmeran.
Ahali Kahvesi’nin her köşesi nostalji kokuyor. Bakır tencereler, çift musluklu altın sarısı rengiyle salep kazanı, çevirmeli telefon, gazoz şişeleri… Bu mekanı farklı kılan en önemli şey ise, geri dönüşümün hayata geçirilmiş olması. Ahali Kahvesi’ndeki hiçbir eşya, hiçbir aksesuar “sıfır” değil. Tuvalet fayansları, yer döşemeleri moloz yığınları arasından toplanmış, aksesuarlar bitpazarından alınmış. Mekânın sahiplerinden Veli Ergün, “Tüketim çılgınlığına karşı bir mesaj bizimkisi” diyor.
“MÜZE GİBİ BİR KAFE…”
Veli Ergün ve Cem Erdost İleri, yaklaşık bir sene önce burayı açmışlar. İki arkadaş, hem eş dostla vakit geçirmek hem de geçimlerini sağlamak için kafe işine girişmişler. Veli Ergün, “Yıllarca toplayıcılık yaptım. Oralarda topladığım eşyaları değerlendirmek istiyordum. Bu kafe bir nebze de olsa hayalimdeki konsepti anlatıyor” diyor. Ergün, bitpazarlarındaki günlerinde ünlü yazar Orhan Pamuk’la olan karşılaşmalarını da anlatıyor: “Devamlı Orhan Pamuk’la karşılaşıyordum. Pazara kızıyla gelirlerdi. Neden geldiklerini bilmiyordum. Sonradan öğrendim ki Masumiyet Müzesi’ni kurmak içinmiş. Yıllar sonra Pamuk’un müzesini de gezdim… Müze gibi bir kafe oluşturmak istedim ben de.”
“DEDESİNİ GETİREN GENÇLER VAR”
Ahali Kahvesi’ne gencinden yaşlısına herkes geliyor. Ergün, neden “kafe” değil de “kahve” ismini verdiklerini açıklıyor: “Çünkü kahve daha halktan, daha samimi. Buraya halk geliyor. Özellikle gençlerin ilgisi yoğun. Geçmişle bağı olmayan gençler, buranın üzerinden bir bağ kurmaya çalışıyor. Annesini, babasını, dedesini getiren gençlerimiz var.”
ÇOCUKLUĞUMUZUN GAZOZU
Ahali Kahvesi’nin en revaç içeceğiyse gazoz. Çocukluğumuzda içtiğimiz gazozlar raflarda sıra sıra dizilmiş. 25 çeşit gazoz var. Ankara, Balsa, Niğde, Uludağ, Bağlar, Cansu, Çamlıca, Kızılcahamam Çamlık, Yeni Zafer gazozları bunlardan bir kaçı. Gazozun yanına en iyi giden leblebiyse unutulmamış. “Kadıköylüleri yerel tatlarla buluşturmak istedik” diyen Ergün, Coca Cola’nın gazozu bitirmek istendiğini söylüyor: “Coca Cola’nın girdiği her ülkede, bilinçli olarak, yerel içecekleri bitirme politikası izleniyor. Ayranı bitiremediler. Ama gazoz üzerine fazla gittiler. Mesela, çocukluğumuzda Elvan gazozları vardı. Çok içilen bir gazozdu ama üretimini durdurdular. Ne yaparlarsa yapsınlar Anadolu’nun içeceği olan gazoz kültürünü yok edemezler. Kadınlar evde bile kendi gazozunu kendisi yapıyor.”
Ahali Kahvesi’ne gitmek de çok kolay. Bahariye’den bizi Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne götüren “Sanatçılar Sokağı”ndan ilk sağ sokağa saptığınızda karşınıza çıkar. Osmanağa Mah., Nihal Sok. No: 2/A