Kadıköy delilerinin mekânı; Derviş Baba

Derviş Baba Deliler, Abdallar, Meczuplar, Âşıklar Kahvehânesi; Balat ve Cihangir’den sonra Kadıköy’de de açıldı

20 Mayıs 2016 - 10:11

Gökçe UYGUN
Kahve ve kafe kültürünün yoğunlaştığı Yeldeğirmeni’ndeki mekânlara bir yenisi eklendi geçtiğimiz günlerde. Ama bu mekân, diğerlerinden biraz farklı. Alameti adında gizli; Kadıköy Derviş Baba Deliler, Abdallar, Meczuplar, Âşıklar Kahvehânesi…
Yeldeğirmeni’nin denize dik inen sokaklarından birinde, renkli vitrini ile ziyaretçilerini ağırlayan bu mekanın, daha doğrusu ‘Derviş Baba’ fikrinin isim babası Ali Denizci. Varlıklı bir ailenin çocuğu olarak Boğaz’da bir yalıda doğan, lisedeyken sol-anarşist bir örgütte militan olan, 80’li yıllarda müteahhitlik yapan ancak daha sonra iş dünyasının, yaşamın, ülkenin ve dünyanın çelişkilerini kabul etmediği için; evsiz bir alkolik olarak 3.5 yıl sokaklarda yaşayan Denizci, bu sürenin sekiz ayını Aşiyan’da satın aldığı boş bir mezarda geçirdi! Sonra hayata geri dönmeye karar verdi. Zararlı alışkanlıklarını bırakarak yeniden hayata başladı. Bir gün gittiği bir kahvede, bir meczuba çay verilmediğini gördü. Bu duruma çok kızdı ve delilerin, meczupların ücretsiz yararlanabilecekleri bir mekân açmaya karar verdi. İstanbul’un en yoksul semtlerinden olan Balat’ta ‘Derviş Baba Deliler, Abdallar, Meczuplar ve Âşıklar Kahvehânesi’ni kurdu. ‘Görüyorsan, duyuyorsan; sorumlusun!’ felsefesiyle, başlangıçta mahallenin yardıma ihtiyacı olan delileri ve parkta yaşayan evsizleri ile başladığı yardımları sonra çok daha kapsamlı bir hale geldi. Balat’tan sonra Cihangir’de de bir kahvehane daha açtı.

BİR DELİ BİR KUYUYA BİR TAŞ ATTI…
Şimdi de bu oluşumun Kadıköy ayağı faaliyete girdi. Kadıköy Derviş Baba Gönüllüleri’nden Seda Akpınar Şenyuva’nın deyişiyle “Derviş Baba diye tek bir kişi yok. Bu gönüllülük esasına bağlı olan herkes Derviş Baba...” Gönüllüler arasında dil, din, ırk gibi her hangi bir ayrım yahut hiyerarşi de bulunmuyor. Ortak paydaları; ihtiyaç sahiplerine yardım etmek… Akpınar, bu sosyal yardım ağını “Bir delinin bir kuyuya taş atmasıyla başlayan bu yolda hepimiz o delinin arkasından gidiyoruz…” diye tanımlıyor.
Peki, sistem nasıl işliyor? Gönüllülerin kendi muhitlerinde belirledikleri ihtiyaç sahibi ailelere erzak vb yardımları yapılıyor. Bu yardımları da bağışçılar karşılıyor. Seda Akpınar detayları anlatıyor; “Buraya gelen her müşteri ‘Biz ne yapabiliriz’ diye soruyor ve katkı sunuyor. Her ne kadar kötülükler görünse de insanın içinde iyilik de var. Bu iyi tarafları ortaya çıkartmak isteyenler de bu topluluğun içinde bulunmak istiyor.’’
2 ÇAY, 1 OYUNCAK…
Balat ve Cihangir’deki kahvehanelerde gönüllüler tarafından, çeşitli konularda ücretsiz kurslar veriliyor. Bu etkinliklerin Kadıköy’de de yapılacağını anlatan Seda Akpınar, “Cumartesi günleri, ikinci el pazarı yapacağız. Geliri de ihtiyaç sahibi ailelere gidecek. İmza günleri, film gösterimleri, atölyeler düzenleyeceğiz. Tüm etkinliklerimiz ücretsiz olacak zira bizim burada ticari bir amacımız kesinlikle yok. Tek amaç daha fazla kişiye yardım edebilmek… Burada kimse sizden içtiğiniz/yediğiniz şeyin hesabını istemez. Ama sizin vereceğiniz bir çay parası bir başkasına bir tas çorba, iki çayın parası da bir çocuğa oyuncak olarak gider” diye konuşuyor. Her Çarşamba saat 19.30’da buluşmaları olduğunu anımsatan Seda Akpınar, “Lütfen herkes çekinmeden gelsin. Ne kadar çok gönüllü katılırsa aramıza, o kadar fazla aileye destek olabiliriz. Ercan isimli bir delinin, Ali Denizci’ye söylediği bir söz var; ‘Deli gibi sevmek lazım, yaratılan her şeyi çok sevmek lazım, bunun için de mangal gibi yürek lazım’. Biz de bu mangal yürekleri bekliyoruz…” çağrısını yapıyor.

 
Etiketler; Derviş Baba

ARŞİV