Son günlerin popüler oyunu Pokemon GO, ününe ün katmaya devam ediyor. Herkesin oynadığı oyun, Kadıköy sokaklarını ele geçirmiş durumda. Oyuncuların görüşü, oyunun spor yapmaya katkı sağladığı yönünde
Kaan DERTÜRK
Konu Pokemon’dan açılınca gençlerin muhakkak söyleyecek iki çift lafı vardır. Pikachu’nun sarı yanakları üstündeki kırmızı benekleri, sokaklarda saatlerce oynanan taso oyunları... 90’ların sonu ve 2000’li yılların başında gerek dizisiyle gerekse oyun kartlarıyla hemen herkesin hafızalarına kazınan Pokemon çılgınlığı, akıllı telefonlar aracılığıyla hayatımıza yeniden girmiş durumda.
Nintendo ve Niantic firmalarının ortak yapımı olan Pokemon GO uygulaması ülkemizde de hatırı sayılır bir oyuncu kitlesine sahip. Bunun en büyük örneğini Kadıköy’ün dört bir yanını ellerinde telefonlarıyla Pokemon bulma uğruna gezenler veriyor. Eğer çevrenizde telefonuna baka baka yürüyen ya da telefon kamerasını yere doğru tutanlar varsa sakın endişelenmeyin. Yüksek ihtimalle kendi halinde bir Pokemon Go oyuncusudur ve oldukça keyifli vakit geçiriyordur.
POKEMON AVINA KATILDIK
Eğer Nazım Hikmet Kültür Merkezi’ne gitmek isterseniz yürüyeceğiniz yollar üstünde yüzlerce Pokemon Go oyuncusuyla karşılaşabilirsiniz. Çünkü Ali Suavi Sokak üzerinde Pokemon Go oyununun özel noktası olan Lure Modülü bulunuyor. Durum böyle olunca Kadıköy’de Pokemon avlamak isteyenler için önemli bir toplanma merkezi haline gelmiş diğer adıyla Sanatçılar Sokağı. Pokemon Go oynayan iki kişiyle başlayan av yolculuğumuz bir anda 10 kişiye, daha sonrasında 25 kişilik koca bir gruba dönüştü. İşin ilginç yanı bu gruptan kimsenin öncesinde bir tanışıklığının olmaması!
Kurdukları tüm iletişim “Sen de mi Pokemon oynuyorsun?” sorusu ile başlıyor. Sonrasında gelişen samimiyet ile sanki yıllardan beri arkadaşlarmış izlenimini veriyorlar. İlerleyen dakikalarda denk geldiğimiz başka bir grup ise bisikletleri ile Pokemon avına katılanlar oluyor. Pokemonları kimseye kaptırmadan hızlı bir şekilde koleksiyonuna katmak isteyenler bisikletleri ile hızlıca yol kat etmeyi seçmişler. Oyunculara baktığınızda kocaman sırt çantalarının içine sularını, sandviçlerini, şarj aletlerini hatta taşınabilir şarj aletlerini koyup, ava son sürat devam ediyorlar. Taşınabilir şarjları bittiğinde ise yakınlardaki kafelere oturup, topluca telefonlarını şarj ediyorlar.
“BANA MUTLULUK VERİYOR”
Ali Suavi Sokak’ta uzun yıllardır Kafe Sen’in işletmeciliğini yapan Hüseyin Bedrettin Şen’e Pokemon oyuncularını ve yaşamış olduğu ilginç anları sorduk. Şen, aktif bir oyun olmasına dikkat çekiyor: “Bana göre kötü bir şey değil. Çocuklar hareket ediyorlar, sosyalleşiyorlar. Kimseye zarar vermeden kendi hallerinde eğlenip, güzel vakit geçiriyorlar. Bunların hepsi basit bu oyun aracılığıyla oluyor. Bundan daha güzel ne var? Oyun oynanmaya başladığından beri yüzlerce genç ile diyalog kurdum. Hepsi masumane, pırıl pırıl arkadaşlar. Zamanında anne ve babamız bizleri kot giyiyoruz, saç uzatıyoruz diye yargıladılar. Şimdi biz büyükler olarak aynı şeyleri gençlere yapmamalıyız. Sonsuz hoşgörü ile yaklaşmalıyız. Çocukların yerlerde oturması bile ayrı güzel. Sokağımıza renk katıp, canlandırdılar. Sokağımızda Pokemon oynayan her genç soluklanmak isteyip, kafemize oturduğunda gerekli indirimi yapıyoruz. Gençliği böyle görmek bana mutluluk veriyor.”
POKEMON GO’CULAR ANLATIYOR
■ Alp Alptekin (25, Tiyatrocu): Çocukluğumdan beri tutkum. İki haftadır ara vermeden oynuyorum. Spor yaptırmasından dolayı çok mutluyum. Daha tartıya çıkmadım ama farkı hissedebiliyorum. Kısa bir zaman içinde oyun sayesinde 20 yeni arkadaş edindim.
■ Asena Can (23, Biyoloji Öğrencisi): Küçüklüğümde çizgi filminin tamamını izledim. Sonrasında Nintendo’nun yayınladığı oyunları oynadım. Eğer bu oyun ücretli olsaydı ücretini verip yine oynardım. Asosyal olduğunu bildiğim arkadaşlarım sadece Pokemon oynamak için saatlerce, yüzlerce kilometre yürüyor. Oynayacak arkadaşlara tek tavsiyem önlerine bakmaları olur!
■ Berk Kaçar (20, İstanbul Üniversitesi): Taso ve kart oyunları ile Pokemon maceram başladı. Artık telefon kullandığıma göre oynamaya telefondan devam ediyorum. Oyunu oynarken gerçekten keyifli vakit geçiriyorum. Yoksa hiç uğraşmazdım. Çünkü gerçekten ciddi bir emek harcıyorsunuz. Sadece oyunu oynamak için Kadıköy’e geldiğim bile oluyor. Günde en az üç saatim Pokemon Go oyunu ile geçiyor.
■ Melis Kasap (21, Marmara Kimya Müh.): Herkes oyunu oynayınca ben de dâhil olmak istedim. Çizgi filmini de çok önceden izlemiştim. Oyun çıktığından beri oynuyorum. Çoğu insanı birleştiren bir oyun oldu. Oyun sayesinde 4 saatlik yürüyüş yaptığım oluyor. En büyük sorun ise şarj oluyor. Şarjım bitene kadar Pokemon avlamayı sürdürüyorum.
■ Kemal Karabeke (22, Mezun): Sosyal medya aracılığıyla oyundan haberdar oldum. KPSS’ye hazırlandığım için çok fazla evden çıkmıyordum. Bu oyun bana ilaç gibi geldi. Oyunu oynamak için her gün dışarı çıkıyorum. Kadıköy bölgesinde oynayan çok fazla insan var. Güzel dostluklar kurup aynı zamanda spor yapıyoruz.
■ Eda Yılmaz (22, Marmara Makine Müh.): Yolculuk yaparken sürekli olarak oynuyorum. Çoğunlukla Kadıköy olmak üzere Taksim, Beşiktaş gibi birçok yerde Pokemon avladım. Daha yüksek seviyeli Pokemonlar avlamak için Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde oynuyorum. İnsanları bu kadar sosyalleştirebileceğini düşünmezdim ama meğer tam tersiymiş.
“ÇILGINLIK DEĞİL”
Üsküdar Üniversitesi İstanbul Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin, Pokemon Go’nun eğlenceli ve ilginç bir oyun olduğunu belirtiyor. Çetin, “Öncelikle ‘çılgınlık’ demek uygun olmayacaktır, o zaman bu oyunu oynayan kişilere de çılgın demiş oluyoruz. Moda demek daha uygun. Şu anda Pokemon GO modası var, muhtemel bir süre daha devam edecek. Tıpkı bir zamanlar Tamaguchi (sanal bebek) modasının var olması gibi. Eğlenceli bir oyun, ilginç bir fikir, gündelik hayatımızda elimizden düşürmediğimiz cep telefonunu kullanan bir uygulama. Hepsi bir araya gelince, medya da bu rüzgârı arttırınca bu aralar daha sık görüyoruz.” şeklinde konuştu.