Kadıköy'ün Rumları anlatıyor…

İstanbul’un demografik yapısını kökünden değiştiren 1964 Rum sürgünü, 50. yılında bir belgesel vasıtasıyla tekrar gündeme geliyor.

24 Nisan 2014 - 08:23
  
Gökçe UYGUN
Güncel fotoğraflar: Stelios Giansakidis
 
Çok kültürlü bir geçmişe sahipKadıköy toplumunun asli unsurlarından Rumların Kadıköy’deki geçmiş tatlı günleri belgesel oldu. Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu ve Rum Vakıfları Derneği üyesi olan Kadıköy Rum Ortodoks Cemaati Vakfı tarafından “Khalkedon- İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki Rum Cemaati’’ adlı bir belgesel hazırlandı. Yunan mühendis/yönetmen Grigoris Oikonomidis’in yönetmenliğini yaptığı belgesel, 5 Nisan günü Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğu’nun kültür merkezi olan Sismanoglio Megaro’da ilk kez seyirci karşısına çıktı. Belgeselin galasına, Ekümenik Patrik 1. Bartholomeos, Cemaat Vakıfları Meclisi Azınlık Vakıfları Temsilcisi Laki Vingas, Yunanistan İstanbul Başkonsolosu Nicolas Matthioudakis, Kadıköy’ün eski Belediye Başkanı Selami Öztürk ile yeni Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu ve Rum toplumunun önde gelen isimleri katıldı.
Rum cemaatinin geçmişine dair bir sözlü tarih çalışması niteliği de taşıyan 85 dakikalık belgeselde, bir zamanlar Khalkedon adını taşıyan bugünkü Kadıköy’ün Rumlarının geçmiş ve günümüzdeki durumları, ilçenin sosyal, kültürel, ekonomik hayatındaki rolleri ele alınıyor. Yunanistan’a göç etmek zorunda kalmış Rumlar ve İstanbul’da kalan Kadıköylü Rumlar ile söyleşilerin yanı sıra arşiv görüntüleri ve günümüzde çekilmiş görüntülerle süslenen belgeselde, Bahçeşehir Kadıköy metropoliti Athanasios Papas ve İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu Başkanı Niko Uzunoğlu da konuştu. Ekümenik Patrikhane’nin Basın Sözcüsü Peder Dositheos’un da aralarında bulunduğu çok sayıda kişi duygu ve düşüncelerini anlatıyor. Ünlü Yunan sanatçı Vasiliki Papageorgiou’nun özel olarak şarkı bestelediği belgeselde, Kadıköy’deki Ayia Efimia Kilisesi’nin aşevinden yemek yiyen Kürt hamalların, 6-7 Eylül olaylarında Kadıköylü Rumları koruması, İstanbulluları ilk kez kapuçino kahvesiyle tanıştıran Kadıköy’ün ünlü pastanesi Baylan’ın sahibi Lenas ailesinin hikâyesi gibi ilginç bilgiler de anlatılıyor. Belgeselin ortak teması ise göç etmek zorunda kalan Rumların, topraklarına geri dönebilme ihtimallerine dair umut…

ATİNALI OİKONOMİDİS: ‘İSTANBULLU HİSSEDİYORUM KENDİMİ…’
Khalkedon belgeselinin yönetmeni, Atinalı Grigoris Oikonomidis köken olarak Darıcalı bir Rum. “Darıca ile ile ilgili bir belgesel yaparken içimde atalarımın anıları uyandı” diyen Oikonomidis, şunları anlatıyor; “Darıca da Kadıköy Metropolitanı’na bağlı idi. Oradakiler okul için Kadıköy’e gelirdi. İstanbul’un bu en güzel ilçesini ben de belgeseli çekerken daha yakından tanıma fırsatı buldum. Yunanistan’dan çekimler için buraya gelince çok duygulandım. Kadıköy, İstanbul bana büyük mutluluk veriyor. Kendimi sanki İstanbullu gibi hissediyorum. Özellikle söylemek isterim ki belgeselde ‘Keşke gidenler geri gelebilseler’ diyen Selami Öztürk’ün sıcak tavrı da beni çok duygulandırdı.”

‘10 YILA İSTANBUL’DA HİÇ RUM KALMAYACAK’
Belgeselde konuşan Kadıköylerden biri olan Kadıköy Vakfı Başkanı Prof. Yorgo İstefanopulos, Agos Gazetesi’ne verdiği röportajda İstanbullu Rumlar içerisinde Kadıköylülerin entellektüellikleriyle öne çıktığını belirterek, “Kurtuluş, Samatya’da daha çok esnaf ve ticaretle uğraşan Rumlar yaşardı. Biz Kadıköy’den Avrupa yakasına geçerken ‘Poli’ye’ (şehre) gidiyoruz derdik. Orası başka bir yerdi, Kadıköy başka” diyor. “Kadıköy’de 1964 sürgünü öncesi 20 bin Rum yaşardı, şu an 300 kişi ya var, ya yok. Kiliselerimiz boş…” diyen İstefanopoulos, 64 sürgünün 50. yılı olan 2014’te, gidenleri çağırmak yerine şu öneride bulunuyor; “1964’te 13 bin Yunanistan pasaportlu kişi sınır dışı edildi. Bu sınır dışı olayı Kıbrıs’taki provokasyon sonrası oldu. 13 bin kişi gitti fakat onların aileleriyle birlikte iki ayda gidenlerin sayısı 50 bini buldu. Sonrası zaten çorap söküğü… Birçok Rum, ‘Bugün onların başına gelen yarın benim başıma gelir, ben bir an önce başımın çaresine bakayım’ diye düşünüp ülkesinden gitti. Türk hükümeti sebepsiz ve haksız yere sınır dışı ettiklerinin yerine 13 bin genç Yunan’a oturma ve çalışma izni verirse ancak bu iş düzelecek. Gidenleri çağırmak yerine halen ekonomik krizdeki Yunanistanlılara böyle bir şey teklif edilmesi bir sonuç getirir.”

ARŞİV