Eğitimci-yazar Nusret Karaca, Kadıköy sokaklarının şairi Nurullah Can ile Gazete Kadıköy okurları için ayaküstü sıcak bir sohbet yaptı.
-Kadıköy’ü seviyorsun…
Bugünkü Kadıköy’ü, eskisi kadar olmamakla beraber seviyorum. Kadıköy’ün demografik yapısı değişti. Bu değişim sonucunda yeni geleneklerle iletişim kolay değil. Zorluk çekmiyor değilim. Farklı coğrafyaların insanları ile ortak payda bulmaya çalışıyorum.
-Peki senin Kadıköy’ün?
Çocukluğumun Kadıköy’ü. Leylak bahçeleri, tahta köprüler, ahşap köşkler, faytonlar, tramvaylar, yangın yerleri…
-Şimdiki Kadıköy?
Alt yapı sorunlarını geniş ölçüde çözmüş, kültürel ve sanatsal açıdan son yıllarda aktif. Kadıköy entelektüellerinin sanatsal ve kültürel etkinlikler için Avrupa yakasına geçme gereği kalmadı.
-Kadıköy güzeldir demek istiyorsun…
O adla kitabım var biliyorsun “Kadıköy Güzeldir”
-Bahariye’de duvar üzerinde sergiler açtın, kitaplar sattın bir dönem. Müşterilerin kimlerdi?
Genellikle sevgililer, genç evliler, öğrenciler.
-Onlara göre mi yazıyorsun?
-Ben kendi bildiğimi yazıyorum. Okura göre değil.
-İşler iyi gidiyor muydu son zamanlarda?
Yok canım birkaç kitaptı. 1999’dan sonra ilgi azaldı gibi. İnternetin, korsan yayınların da rolü var sanıyorum.
-Yunus Nadi ödülün var senin…
1993 “Kadınlar Geceleri Severler, Geceleri Güzel Bakarlar” kitabımla.
-Kedilere düşkünsün...
-Uykusuz Kedi’yim ben. Son kitabımın da adı o.
-Neden “Rüzgârlı Günlerin Şiirleri?”
1974-2002 yılları arasındaki şiirlerim rüzgâr gibiydi.