Kadıköy’ün bir sokağında yaşayan bestekâr: DİLHAYAT KALFA

Kadıköy’de bir sokağa adı verilen Dilhayat Kalfa kimdir hiç merak ettiniz mi? Bu dünyadan göçseler de semtin sokaklarında yaşamaya devam edenlerden biri olan Bestekâr Dilhayat’ın izini sürdük…

29 Haziran 2018 - 14:58

Dilhayat Kalfa’yla tanışma hikayemiz, konuşulmayan tarihî anlatıları duymak ve egemen anlatılara karşı eleştirel düşünce geliştirebilmek, keşfedebilmek ve sorgulayabilmek için katıldığımız Sabancı Üniversitesi bünyesinde oluşturulan Cins Adımlar ekibinin Şubat 2017’de düzenlediği Toplumsal Cinsiyet ve Hafıza Yürüyüşleri ile gerçekleşmişti. Kadıköy’de Osmanağa Mahallesi’nde Bestekâr Dilhayat Kalfa Sokağı’nda, yüzlerimizde hakkında hiçbir şey bilememenin vermiş olduğu bir mahcubiyetle yaklaşık üç yüz yıl öncesini selamlıyorduk.

"Gönlümün isteklerini birer birer anlattım"  ile başlıyor saba bestesinin dizelerine 18.yy’da Osmanlı İmparatoluğu’nda besteleriyle ünlenen ikinci Müslüman kadın besteci Dilhayat Kalfa. Hakkında edindiğimiz bilgiler her ne kadar kısıtlı ve tahminlere dayalı olsa da onu, günümüze taşıyan tartışılmaz bir müzik kalitesi, sanatkâr üslubu ve engin müzik bilgisine sahip olması. Araştırmacı Talip Mert’in Osmanlı Arşivi’nden bizlere kazandırdığı, Dilhayat Kalfa’nın Mirası’nda belirttiği üzere Dilhayat Kalfa, sarayda yetişmiş kalfalık rütbesine erişmiş önemli idarî görevlerde bulunmuş bir kadındır. Hatta bilinenin aksine kalfalıktan da ustalığa terfi etmiş birisi. Eşyaları arasında Hazinedarlara özel yaptırılan kabak çiçeği şeklinde dört elmas yaka iğnesine sahip olması, III. Ahmet’in Hazinedar ustası olduğuna dair emareleri kuvvetlendiriyor. Özel bir eğitim aldığı ve Bestekâr Itrî’nin öğrencisi olduğu düşünülüyor. Lale Devrine yani sanat ve kültür anlayışının geliştiği rahat bir döneme denk gelen bir hayat çizgisinin olduğu düşünülse de kadın olarak, yetişmiş olduğu çağ ve bu çağın toplumsal anlayışını göz önünde tuttuğumuzda onu biricik kılan şeyin cesareti, tutkusu ve ciddi bir kültüre sahip olması diyebiliriz hiç şüphesiz.

PEŞREV’İN USTA İCRACISI

Edindiğimiz bilgilere göre; Osmanlı müziğinde kıymetli yeri olan Evcara makamındaki peşrevî ve saz semaisini, ustalıkla kullanmıştır. Bazı kaynaklar, bu makamın Sultan III.Selim tarafından bulunduğunu ve onun döneminde kullanılmaya başlandığını ileri sürse de, Dilhayat Kalfa’nın Miras belgesinde yer alan ölüm tarihinin, 1740 kabul edilmesi bu ihtimali büyük ölçüde azaltıyor. III. Selim’in doğum yılı Türk Tarih Kurumu tarafından 1761 olarak belirtilmiş. Bu sebepten ustalık isteyen bir makamı genç yaşında III.Selim’in icra edemeyeceği görülüyor. Fakat Klasik Türk Musikisi’nde özel kıymete sahip bir makamın kadın bir besteci yerine Sultan’a mâl ediliyor olması bizlere şaşkınlık vermiyor.

İstanbul Kadın Müzesi’nden öğrendiğimiz bilgilere göre müzik eserlerinin yazılı sözlerine yer veren Hekimbaşı Mecmuası’nda “Dilhayat” adına kayıtlı on üç eseri mevcut. Günümüze ise yüze yakın eserinin ulaşamadığı tahmin ediliyor. Mevcut eserlerine baktığımızda ise tambur çaldığı, cümlelerin melodik ve mana uygunluğuna özen gösterdiği, usul, makam ve güfte kullanımı konusunda son derece ölçülü olduğu görülüyor.

Araştırmacı Talip Mert, Dilhayat Kalfa’nın Mirası’nda kişiliği hakkında da iyiliksever, eli açık ve gönlü bol biri olduğunu, gösterişten uzak bir hayat yaşadığını belirtiyor. Miras belgesinde eşyaları arasında kanarya kafeslerine rastlanmış olması kuş merakı olduğunu da gösteriyor.

Patrona Halil İsyanı’ndan sonra III.Ahmet’in tahttan indirilmesiyle Dilhayat Kalfa’nın da iki cariyeyle saraydan ayrıldığı düşünülüyor. Sultanahmet Camii civarında Kabasakal Mahallesi’nde bir köşkte yaşadığı ve burada vefat ettiği belirtiliyor. Ölüm tarihinin 1740 olduğu kabul ediliyor. Yaşamış olduğu ev, 2012 yılında restore ettirilerek otel olarak işletilmeye devam ediyor.

BESTELERİ ARTIK ALBÜMDE

Dilhayat Kalfa’nın eserlerinin yeniden hayat bulduğu aynı zamanda kayıt altına alınmış tarihî bir belge işlevi gören albüm, Lâle Kadınlar Topluluğu tarafından müzikseverlerin beğenisine sunuldu. Ekim 2017’de çıkan albümde Klasik Türk Müziğinin vazgeçilmez enstrümanları olan kanun, tambur, ney, kemençe, ud ve ritim sazları icra ediliyor. Mayıs 2017’de hayatını kaybeden aynı zamanda Lâle Kadınlar Topluluğu’nun da kurucusu olan İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Prof. Şefika Şehvar Beşiroğlu’nun projesi olan bu albüm, İngiliz Müzikolog Rosaly Lambourn’un önerisiyle hazırlandı. Şanlı İskender Mecmuası ve Cüneyd Kosal arşivi yoluyla oluşturulan CD repertuvarlarının güfteleri Hekimbaşı Mecmuası tarafından doğrulandı. Prof. Beşiroğlu’nun değerli anısına sunulan albüm, hem Dilhayat Kalfa’yı merak eden hem de sanat değerlerine sahip çıkmak isteyen herkesle kucaklaşmaya hazır. Albüm dijital platformlardan da dinlenebilir.

Lale Kadınlar Topluluğu’nun Dilhayat Kalfa Eserleri albümüne ulaşabileceğiniz linkler:

https://www.youtube.com/watch?v=FPr0UaBrolY&list=PLMrE0EMr-qsU9Izk1ZbZT_KIbUOlo0vL4&index=1

https://open.spotify.com/artist/1RPsBlPNgpULHZ6ggNBtNg?autoplay=true&v=A

https://itunes.apple.com/us/artist/lale-kad%C4%B1nlar-toplulu%C4%9Fu/1289954153


ARŞİV