Kadıköy’ün ilk yazlık evleri

Mimar Seray Arıkan Özyurt, yüksek lisans tezinde 1930-1980 yılları arasında Kadıköy’de inşa edilen ve dönemin önemli mimari yapılarından olan yazlık evleri inceledi. Özyurt ile uzun yıllar İstanbul’un sayfiye alanı olarak kullanılan Kadıköy’ün yazlık evlerini ve dönüşümünü konuştuk

25 Mart 2021 - 09:18

Kadıköy’e ait eski fotoğraflara ve Kadıköy hakkında yazılanlara baktığımızda Moda ve Suadiye Plajı, yazlık evler, köşkler, bahçeli konaklar ve buna benzer birçok detayla karşılaşırız. Her ne kadar Boğaziçi uzun yıllar İstanbul’un sayfiye alanı olarak kullanılsa da özellikle 1900’lü yılların başından itibaren Kadıköy, İstanbul’un en önemli sayfiye bölgesi olarak ünlenmeye başlamış. Mimarlık alanındaki yüksek lisans tezinde Kadıköy’ün yazlık evlerini inceleyen Mimar Seray Arıkan Özyurt, bunun sebebini “1940’lı yıllar Kadıköy için oldukça canlıdır. Bu dönemde özellikle ahşap yapılar yıkılarak yerlerine betonarme villalar-yazlıklar yapılmış. Ulaşım ağındaki hızlı gelişim Kadıköy’ü kent merkezi haline getirerek insanları sahil şeridindeki Fenerbahçe’ye yönlendirmiştir.” sözleriyle açıklıyor.   Kadıköy’ün sayfiye alanına dönüşmesinden sonra semtteki mimari dokunun da dönüşüme uğradığını dile getiren Arıkan, 1930-1980 yılları arasında Kadıköy’de inşa edilen yazlık evlerin kendine has bir mimari karaktere sahip olduğunu dile getiriyor. Arıkan ile hem tezini hem de Kadıköy’ün uzun yıllardır devam eden dönüşümünü konuştuk.

  • Teziniz 1930-1980 yılları arasında Kadıköy'deki yazlık evleri odak noktasına alıyor. Sizin de kesit olarak aldığınız bu 50 yıllık zaman dilimi, sanırım İstanbul'da yazlık ev ve tatil kavramının en belirgin yaşandığı dönem. Ne dersiniz?

Tatil kavramının çıkış noktası denize girme alışkanlığının edinilmesiyle ortaya çıkıyor. 18. yüzyılda Dr. Richard Russell’ın “deniz suyunun hastalıklara etkisi” üzerine tezi oldukça gündem yaratıyor ve Batı dünyasında denize girmekle ilgili birçok çalışma yapılıyor. Tabii bu durumun bizdeki etkisi 1930 öncesi yazlık saraylar ile başlayan bir kavramın, 1980’li yıllarda apartmanlaşmaya dönüşen hikayesi. 1930 öncesi sayfiye alanı olarak gidilen saraylar, ulaşım ağının gelişmesiyle 1930 yılları sonrası “yazlık ev” olarak adlandırılmaya başlıyor. Bu yıllar arasında ‘tatil’ aslında burjuva kesime hitap eden bir kavram. Burjuva kesim bile bu kavramı tatil olarak adlandırmamış diyebilirim. Dönemin ulaşım zorlukları tatil yapmaya engel olmuş. Ancak gelişen ulaşım ağı ve büyüyen kent çeperi, gidilen sayfiye alanlarını kent merkezi haline getirmiş ve insanlar İstanbul dışında yeni yerleşimler aramaya başlamış.

“KADIKÖY İYİ BİR SEÇİM”

  • Sizce neden sayfiye alanı olarak Kadıköy tercih edilmiş?  

Bir bölgenin sayfiye alanı olması için ticari alan olmaması, denize yakın olması, yoğun bir yapılaşmanın görülmemesi gerekiyor. Bu durumda Kadıköy sahil şeridi en iyi seçim olmuş. 1930’lu yıllarda İstanbul’un kent merkezi Tarihi Yarımada. Anadolu Yakasında şimdiki gibi bir yapılaşma yok ve deniz de doldurulmamış tabii. Bu nedenle Kadıköy’ün sahil şeridi Tuzla’ya kadar olan bölge belli aralıklarla sayfiye alanı olarak kullanılmış. Bu dönemdeki önemli olaylardan biri de 1938-1949 yılları arasında yapılan İstanbul’daki imar düzenlemeleri.

  • Neden önemli?

Bu imar düzenlemesinde; Kadıköy-Üsküdar yolunun Haydarpaşa’da demiryoluna rastlanan kesiminde bir köprü yapılmış. Bağdat Caddesi Kartal’a kadar asfaltlanmış. 1935 yılında Anadolu yakasında 24 kilometrelik bir tramvay ağı oluşturulmuş. Ulaşım alanındaki gelişmeler tramvay hattından sonra otobüs seferleri ile devam etmiş. Kadıköy Gazhanesi’ni işletmekte olan Havagazı Şirketi, 1945 yılında İETT bünyesine katılmış. Dönemin belirleyici olaylarından biri de 1966 yılında Anadolu Yakasında tramvay hatlarının sökülmesidir. Türkiye’de durağan bir kentsel yapının olduğu 1940’lı yıllar Kadıköy için oldukça canlıdır. Bu dönemde özellikle ahşap yapılar yıkılarak yerlerine betonarme villaların-yazlıkların yapıldığı bir sürece girilmiş. Ulaşım ağındaki hızlı gelişim Kadıköy’ü kent merkezi haline getirerek, insanları sahil şeridindeki Fenerbahçe’ye yönlendirmeye başlamış.

Doktor İhsan Sami Evi, Mimar-Seyfettin Arkan 

İKİ KATLI BAHÇELİ YAPILAR

  • Kadıköy'deki yazlık evleri mimari açıdan da ele alıyorsunuz. Nedir bu evlerin özellikleri?

1930-1980 yılları arasında Kadıköy sahil şeridinde görülen yazlık evlerin mimari tipolojisini incelediğimizde hepsinin tek veya iki katlı olup bahçe ile iç içe olduğunu görüyoruz. Bant pencere kullanımları, üst katlarda odalara açılan ortak teraslar, kış bahçesi ve salon bağlantıları. En çok dikkatimi çeken ise, servis ve çalışan girişlerinin konut girişinden ayrı tutulması. Bu detay günümüzde bile yok sayılıyor.

  • Kadıköy'de en fazla hangi ilçelerde yazlık evler inşa edilmiş?

Kadıköy’de kentleşme ve ulaşım alanındaki gelişmeler şehrin kentsel yapısında değişimlere neden olmuş ve eskiden sahil ve plaj olarak kullanılan birçok bölge günümüzde plaj olarak kullanılmaz duruma gelmiş. Dolayısıyla dönemin sahillerini incelemek o dönemde Kadıköy’ün kentleşmeden önce nasıl bir yapıya sahip olduğunu görmek açısından önem arz ediyor. Sırasıyla Moda, Fenerbahçe, Caddebostan ve Suadiye sahilleri; Kadıköy’ün kentsel dönüşümünde farklılaşan sahilleri olarak görülüyor. Buradan hareketle öncelikle Moda sahili bu dönüşümün önemli örneklerinden biri olarak gösterilebilir.

Cemil Filmer Evi, Mimar- Rebii Garbon

  • Tezinizde öne çıkan bazı evler de var. Bunların özellikleri neler?

Tezimde; Moda, Göztepe, Fenerbahçe, Erenköy, Caddebostan, Suadiye ve Bostancı gibi bölgelerden seçilen 1930-1960 yılları arasındaki yazlık ev örneklerine yer verdim. 

1934 yılında Suadiye’de inşa edilen İhsan Sami Evi, 1938 yılında Fenerbahçe’de yapılan Cemil Filmer’in Evi, 1954 yılında Erenköy’de yapılan Sanatkâr Mesud Cemil'in Evi ve yine Erenköy’de 1954 yılında inşa edilen Mithat Güldü Evi gibi birçok yapı dönemin en gözde mimarlarının Kadıköy sahil şeridinde inşa ettiği evlerdir. 1960’lı yıllardan sonra ise, Kadıköy sahil şeridinde yazlık ev olarak inşa edilen Özdemiroğlu Yalısı tez konusunun inceleme kriterine uygun olan tek yapıdır. Bu tarih aralığında Kadıköy’de incelenen örneğin tek olması, bu bölgede müstakil olarak kullanılan yazlık evlerin 1960’lardan sonra varlığını kaybettiğinin bir kanıtı olarak sunulmuştur. 

  • 1970'li yıllarda yazlık evler yerini apartmanlara bırakmış. Bunu nasıl açıklayabiliriz?

O dönemde bir bölgenin gelişmesi ve çeperlerinin büyümesi, sayfiye alanı olmasıyla başlıyor. Sayfiye alanı olan bölgede insan yoğunluğu artıyor, ulaşım ağı gelişiyor ve bölge ticari alana dönüşmeye başlayarak kent çeperlerine dahil oluyor. Kadıköy için de durum bu şekilde. Eskiden sayfiye alanı olarak kullanılan Kadıköy sahili şu anki ulaşım ağıyla bir ticari merkez haline gelmiş durumda.

Hep üstünde durduğumuz konu aslında. Ulaşım ağının ve sanayileşmenin gelişmesiyle 1970’li yıllar sonrasında bu bölgeler İstanbul’un kent çeperlerinin bir parçası haline gelmeye başladı. Bu sayfiye alanlarında ticari bölgeler oluşmaya başlayınca, insanoğlu daha sakin sayfiye alanlarının keşfine girmeye başlıyor. Ticari alanların oluşması bu sayfiye bölgesinin sakinliğini yok ediyor. Eskiden tek veya iki katlı olan evler nüfusa yetmiyor ve apartmanlar yapılmaya başlanıyor.


ARŞİV