Bahariye Caddesi’nden geçtiğinizde geriye sadece kagir avlu kapısı halan tarihi Köçeoğlu Hamamı’nın izlerine rastlamışsınızdır. Bir asır önce semtin en gösterişli yapılarından biri olduğu düşünülen bu hamam maalesef restore edilememiş ve yerine modern yapılar Buy soundcloud followers inşa edilmiş. Kadıköy’ün bir başka kayıp tarihi hamamı ise Taşköprü Caddesi’nin yanındaki Marmaray’ın kontrol noktasının içinde yer alan ismi meçhul hamamı. Bazı bölümleri yol çalışmaları yüzünden yıkılan ve günümüze yalnızca iki ana mekanı ulaşabilen bu hamam da maalesef restore edilmemiş. Kadıköy’ün hamamları üzerine inceleme yapan şehir plancısı ve akademisyen Hasan Sercan Sağlam ile konuştuk.
KAGİR KAPISI KALMIŞ
Hamamları incelemeye nasıl karar verdiniz?
Kaderine terk edilmiş hamamlara çocukluğumdan beri aşinayım, zira bir Anadolu ilçesi olan memleketimde bu tip 4 adet yapı vardı ve bazılarını neredeyse her gün görüyordum. Elbette bu da insanda bir ilgi ve merak uyandırıyor fakat bu yapılar hakkında neredeyse hiçbir bilgi yoktu. O hamamların tamamını 2012 basımı "Burhaniye'nin Tarihi Yapıları" adlı kitabımda ele aldım ve yüksek lisans tez konum da yine Edremit Körfezi'ndeki terk edilmiş hamamlar üzerineydi. Açıkçası küçük ilçelerde böylesi metruk ve unutulmuş yapılarla karşılaşmak olası geliyor ve büyükşehirlerdeki kültür mirasının nispeten bilinir olduğuna yönelik bir genel kanı söz konusu. Lakin İstanbul'un göbeğinde bile daha hala bilinmeyen ve keşfedilmeyi bekleyen yapıların olduğunu fark edince konu çok daha ilginç bir hal aldı. Öyle ki, 2014'te tesadüfen görüp hikayesini merak ettiğim Köçeoğlu Hamamı'nın mimarlık tarihine ilişkin doyurucu bir bilgi bulmam bir türlü mümkün olmadı. Bu yüzden de o dönem gönüllü olarak katkı sağlamaya çalıştığım Tasarım Atölyesi Kadıköy bünyesinde ilçenin "bilinen ama bilinmeyen" yapılarına dair bir atölye çalışması düzenledim. Hala mevcut olmalarına karşın unutulmuş ve hakkında çok az çalışma olan yapıları katılımcılara tanıtmayı ve bunlara yönelik bir farkındalık yaratmayı amaçladım.
Köçeoğlu Hamamı hakkında ne tür bilgilere ulaştınız?
Bahariye Caddesi ile Nevzemin Sokak'ın kesiştiği köşede bulunmuş bu hamam, Köçeoğlu ailesinin mülkü olarak daha sonra saraya kredi verecek kadar zengin bir banker olacak sarraf Agop Köçeoğlu (1820-1893) adına 1840'ta inşa ettirilmiş ve 1960'lara kadar faaliyet göstermiş. Sonradan büyük oranda yıkılmış ve sadece kemerli avlu kapısı ile bir miktar duvar kalıntısı korunmuş asıl yapının yerinde günümüzde bir mağaza bulunuyor.
HARİTALARDA HAMAMLAR
Ben de bir tarama yapmıştım ancak bu hamam hakkında yeterli bilgiye ve hiçbir görsele ulaşamadım.
Hamamın fiziki yapısına ilişkin en açıklayıcı kaynaklardan biri Kadıköy için 1930'larda hazırlanmış Pervititch Haritalarıdır. Burada yapının tek hamam olduğu, yani bir adet ana yıkanma mekanına (sıcaklık) sahip olduğu görülebilir. Bundan dolayı da kadın ve erkeklere haftanın farklı günlerinde hizmet veriyormuş. İki sıcaklığa sahip olup kadın ve erkeklere aynı anda hizmet verebilen hamamlara ise çifte hamam deniyor. Köçeoğlu Hamamı'nın toplamda beş ana bölümden oluştuğu anlaşılıyor: soyunmalık, ılıklık, sıcaklık, külhan ve odunluk. Soyunup giyinilen mekana soyunmalık, yıkanma öncesi vücudun ısıya alıştırıldığı kuru mekana ılıklık, suyun ısıtılıp depolandığı birime külhan, ve ısıtmada kullanılan yakacakların depolandığı yere de odunluk deniyor. Hamamın soyunmalık kısmı ahşap yapıdaymış ve iki bölümden oluşuyor.
Soyunmalık bölümlerinin kimi zaman ana işlevine ek olarak çay ocağı ve süs havuzları ile sosyal bir mekan olarak da kullanıldığı ele alınırsa Köçeoğlu Hamamı'nın iki bölümlü girişi de muhtemelen böylesi bir düzenlemeye sahipti. İşlek bir caddeye bakan hamamın boyutlarına göre oldukça geniş sayılabilecek avlusu da bu ihtimali güçlendiriyor. Avluda ahşaptan bir müştemilatı daha varmış. Ilıklık, sıcaklık ve külhan birimleri ise kagir teknikle inşa edilmiş ve sıcaklığının üzeri büyükçe bir kubbeyle örtülüydü. Ilıklıktan dışa taşan küçük birim ise hamamın tuvaletiydi. Bu gibi durumlarda ılıklık ve tuvalet birimleri "aralık" denen bir koridor yardımıyla birbirinden ayrılır. Odunluk yapısı ahşaptandı ve iki katlıydı. Buranın üst katı belki de başka bir işleve sahipti.
Bu yapının sadece bir bölümü ayakta kalabilmiş.
Hamamdan geriye kalan kagir avlu kapısı, duvarlara göre daha derin yapıdadır. Tuğladan kemerinin orta boşluğu demirden bir süsleme ile kapatılmış. Payelerin arkasında kayıp kapı kanatlarının bir zamanlar tutturulduğu demir halkaların izleri hala görülüyor ve caddeye açılan köşeler yumuşatılmış. Kemerli kapı ile daha alçak avlu duvarları arasında kavisli bir geçiş vardır.
Bu hamamın restorasyonunun yapılması hiç düşünülmemiş mi? Neden böyle bir tarihi yapı koruma altına alınmamış?
Hamam, mimari mirasın tescil edilerek koruma altına alınması çalışmalarının başlamasından önceki bir tarihte yıkılmış olmalı. Bu yüzden de yerine yeni binalar inşa edilmiş. Parselin eski sınırını teşkil eden kapısı ise herhalde hatıra olarak bırakılmış. Köçeoğlu Hamamı'ndan geriye kalanlar günümüzde pek iyi durumda değil. Tuğla kısımlarda rutubet sebebiyle ciddi malzeme kayıpları, ancak bir ahşap iskele yardımıyla duran kemerde ise hasar ve bozulmalar var. Üst kısımlardaki alaturka kiremitlerin çoğu dökülmüş ve bu yüzden de kalıntılar doğal koşullara karşı daha dayanıksız hale gelmiş. Daha da fazla harap olmadan mutlak surette sahip çıkılması ve gerekli müdahalelerle koruma altına alınması gerek. Bazen fazla göz önünde olan anıtlar ne yazık ki ilk unutulan olabiliyor. Kültür mirasının korunması sürecinde öncelik ayrımı yapılmamalı. Köçeoğlu Hamamı kalıntısı tekil olarak basit bir yıkıntı gibi dursa da hiç şüphesiz Bahariye Caddesi'nin sembollerinden birisidir. Bu yüzden de barındırdığı mimari özelliklerden daha büyük bir önem taşıyor ve çehresi neredeyse tamamen değişmiş caddenin yaklaşık bir yüzyıl öncesini yansıtıyor.
İSMİ MEÇHUL HAMAM
Kadıköy'de başka tarihi hamamlar var mı?
Günümüzde Çarşı Hamamı, Aziziye Hamamı ve ismi meçhul bir hamam daha bulunuyor. Üçü de tescilli fakat özellikle de bu son yapıya dair bilgiler çok kısıtlı. Bu tek hamam da Kurbağalıdere Caddesi, Taşköprü Caddesi ve banliyö tren hattının kesiştiği alanda bulunuyor. Yüksek kubbesi sebebiyle kolayca fark ediliyor.
Bu yapıyla ilgili hangi bilgilere eriştiniz?
Atıl durumdaki bu hamam 1875'te Abdi Bey isminde birisi tarafından yaptırılmış. Bazı bölümleri yol çalışmaları yüzünden yıkılmış ve geriye kalan kısımlar da toprak altında kalmış. Günümüze yalnızca iki ana mekanı ulaşabilmiş. Bunlardan birincisi üç bölümden oluşan bir ılıklık, diğeri de kubbeli bir sıcaklıktır. İlk bölümdeki büyük mekanın direkt olarak sıcaklığa bağlandığı için ılıklık, diğer iki birimin ise tuvalet veya tıraşlık olması olası. Sade bir görünüme sahip hamamın kubbesi neredeyse yarım küre formuna eşit, yüksekçe bir yapıdadır ve üzerindeki çok sayıda fil gözü penceresiyle aydınlatma sağlanmış. Sıcaklık kısmında işlevini yitirmiş iki kapı daha var. Bunlar muhtemelen mahrem yıkanma mekanlarına bağlanıyordu.
Siz bu yapıyı da haritalar üzerinden incelenmişsiniz.
1939 tarihli Pervititch haritasına göre yapının tam haliyle kubbeli iki ana parçadan oluştuğu biliniyor. Avluya açılan ve üzerinde kat olan büyük bir kapı yoluyla hamama ulaşılıyormuş. Tescilli bir yapı olmasına karşın kaderine terk edilmiş durumdaki hamam korunmaya muhtaç durumda.
O dönem sizce Kadıköy'de hamamlar nasıl işleve sahipti?
Kadıköy, kozmopolit yapısıyla bilinen İstanbul'un bu bağlamda önde gelen semtlerinden biriydi. Hamamlar ise temizlik ihtiyacı yanında her kesimden insanın bir araya geldiği kamusal yapılar olmasının yanında zengin fakir ya da diğer türdeki ayrımların belki de hiçbir türlüsünün olmadığı yerlerdi. Banyo teknolojisinin doğrudan hanelere sağlanabilir düzeye ulaşmasıyla birlikte hamamlar büyük ölçüde terk edildi ve daha işlevsel binalar için yıkılmaya başlandı. Sosyal hayatta önemli bir yer teşkil etmiş hamam kültürü, yerini artık sadece turistik ya da folklorik değer taşıyan sınırlı bir kimliğe bıraktı. Bireyselleşmenin giderek arttığı günümüz toplumunda bir zamanlar hamamların oluşturduğu, ortak ve gündelik bir amaç vesilesiyle oluşmuş yarı mahrem ve eşit koşullardaki bir sosyalleşme ortamının karşılığı yok gibi. Temizlik ihtiyacı artık çok daha hızlı ve tercih edilir koşullarda giderilmesine karşın hem kültürel, hem de mimari açıdan bir kayıp. Bu yüzden de dönemin hamamlarını yalnızca basit yıkanma mekanları olarak düşünmemek gerek.