EMEP, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) 8 Mayıs 2024 tarihli toplantısında; Kadının İnsan Hakları Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, EŞİK Platformu gönüllüleri, Ekmek ve Gül ile birlikte çalışarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a iletilmek üzere sekiz maddelik kadın dosyası hazırladı. EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, dosyayı Meclis gündemine taşıyarak Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un yanıtlaması istemiyle dilekçe verdi.
“SORDUĞUMUZ SORULARA HENÜZ YANIT ALAMADIK”
“Mağdur hakları ve çeşitli alanlardaki hukuki düzenlemelerle yargı alanında yapılanlara ilişkin bilgilendirme” yapmak üzere komisyon toplantısına katılan Bakan Tunç’a, EMEP Milletvekili Sevda Karaca, kadın örgütleriyle birlikte hazırladıkları soruları ve eleştirileri iletti. Soruların Kadının İnsan Hakları Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, EŞİK Platformu gönüllüleri, Ekmek ve Gül ile birlikte hazırlandığının altını çizen Karaca, “Yargının yükünü hafifletmek’ gerekçesiyle ortaya konan arabuluculuk, nafaka tartışmalarının kadınlara şiddet olarak dönmesi konusunda ne gibi önlemler alındığı konusunda sorduğumuz sorulara henüz hiçbir yanıt alabilmiş değiliz. Aile hukukuna dair yasal değişiklik tartışmalarının, kadınların cinsiyetleri nedeniyle ezilmelerinden ve ayrımcılığa maruz bırakılmalarından kaynaklanan bir eşitsizlik temelinde ele alınmadan yürütülmesi mümkün değildir. Boşanmanın, nafakanın, velayetin şiddetle ve kadın emeğiyle bağlantısı kurulmadığı sürece yasaların ve uygulamaların iyileştirilmesi düşünülemez” dedi.
DOSYADA YER ALAN MADDELER
Kadın dosyasında yer alan maddeler özetle şöyle:
- ”Anayasa Mahkemesi kadının evlenmeden önceki soyadının evlendikten sonra da tek başına kullanılamamasının Anayasa’nın eşitlik ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşmış ve Türk Medeni Kanunu’nun 187. maddesinin birinci cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir. Yasa koyucu maddede değişiklik yapmadığı için şu an Nüfus Müdürlükleri’nde evlilik sonrası kendi soyadını kullanmak isteyen kadınlar yasada dayanak olmadığı ve kendilerine bir bilgi gelmediği gerekçesiyle geri çevrilmektedir. AYM kararının uygulanmasına ilişkin Bakanlığın uygulamadaki bu karmaşa halinin giderilmesi ve hakkın tesis edilmesi için çalışmaları nelerdir?
- Adalet Bakanı Tunç, 'Özellikle Aile Hukuku konusunda geniş bir çalışmamız var. Bilim Komisyonumuz şu anda çalışıyor. Aile Hukukunu toptan ele alacak bir düzenlememiz söz konusu olacak' demişti. Kadınların, kadın örgütlerinin, Meclis’teki diğer partilerin ve muhtemelen iktidar partisi milletvekillerinin bir kısmının bile haberdar olmadığı bu yasal düzenleme çalışmalarının kimler tarafından, nasıl yürütüldüğü belirsizdir. Bilim Komisyonu denilen yapı kimlerden, hangi bilim insanlarından oluşmaktadır? Bu konuda açık bir bilgilendirme talep ediyoruz.
- 'Yargının yükünü hafifletmek' gerekçesiyle ortaya konan arabuluculuk, nafaka tartışmalarının kadınlara şiddet olarak dönmesi konusunda ne gibi önlemler alındığı konusunda sorduğumuz sorulara henüz hiçbir yanıt alabilmiş değiliz.
- “Boşanma davalarının hızlandırılması" adı altında nafaka, velayet, tazminat konularının boşanma sonrasına bırakıldığı bir düzenleme ile kadınların haklarını temin etmeden boşanmaların hızlandırılmasının amaçlandığını görüyoruz. İktidar tarafından önerilen bu yöntem, kadınlar ve çocuklar için birçok hak kaybının önünü açacak.
- Daha önce defalarca farklı yetkililer tarafından ve son olarak da Adalet Bakanı Yılmaz Tunç tarafından dile getirilen '1 gün evli kalıp onlarca yıl nafaka ödeyen kişiler var' iddiasının artık bir an önce ispatlanması gerekmektedir. Çünkü bu ve benzeri asılsız iddialar, konunun asıl mağduru olan kadınların ve çocukların görmezden gelinmesine yol açmaktadır.
- Çocuk teslim merkezinin, çocuk görüşü ile ilgili uygulamadaki sorunları çözeceği yaklaşımı ile görüş hakkı çocuğun yüksek yararı gözetilmeden verilmekte ve bu durum çocuk için ruhsal güçlüklere neden olmaktadır. Çocuk görüşleri, çocuğun üstün yararı ilkesinden hareketle tekrar gözden geçirilmeli ve babalık hakkının çocuğun yararı ile eş tutan yaklaşımdan uzaklaşılmalıdır.
- Ceza Muhakemesi Kanunu’nda çocukların Adli Görüşme Odaları’nda dinlenmesi için yasal bir zorunluluk olmaması, hakimlerin bu konuda inisiyatif kullanmaktan geri durmaları, odaların kullanılması için önceden randevu alınması gerekliliği, tüm adliyelerde AGO olmaması gibi nedenler bu haktan faydalanılmasını olumsuz etkilemektedir. Çocukların yaşadıklarını adli ortamda defalarca anlatmak zorunda kalabildiği ve bu durumun çocukların örselenmesine neden olduğu uzmanlarca ifade edilmektedir. Bu sorunların giderilmesi için bakanlığınızca bir çalışma yapılmakta mıdır?
- Adli yardım için barolara verilen bütçelerin düşüklüğü CMK ile görevlendirilen avukatların ücretlerini yıllar sonra almasına sebep olduğu gibi, baroların ücretsiz adli yardım verme kapasitelerini de düşürüyor. Boşanmak isteyen, adli destek almak isteyen kadınlar yargı sürecinde avukat desteği alamaz hale geliyor. Bu sorunların çözümü için bakanlık bünyesinde ne gibi planlarınız var? Bu zorluklar nedeniyle mağduriyet yaşayan kadınların maddi ve manevi kayıplarını gidermek için bir çalışma yapacak mısınız?"