Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı, 2021 yılı Faaliyet Raporu’nu yayımladı. “Şiddete uğrayan kadınların büyük çoğunluğu yasal haklarını ve bunları nasıl kullanacaklarını bilememektedir” tespitine yer verilen raporda 2021 yılında ilk defa kendilerine ulaşan kadın sayısının bin 306 olduğu belirtildi.
Türkler haricinde 83 göçmenin de kendilerine başvurduğu bilgisine yer verilen raporda, bunlar arasında Afganistan, ABD, Azerbaycan, Brezilya, Ermenistan, Hollanda, İngiltere gibi ülkelerin vatandaşlarının da bulunduğu belirtildi.
GENÇLER ÇOĞUNLUKTA
Başvuranların 12’si 15 yaş altı, 195’i 16-24, 308’i 25-34, 230’u 35-45, 93’ü 45-54, 23’ü 55-64 ve 7’si 65 yaş üstü kadınlardan oluşuyor.
PANDEMİ ŞİDDETİ ARTIRDI
Başvuranlar arasında genç kadınların önemli bir yer tuttuğu kaydedilen raporda, “Geçtiğimiz yıl üniversiteler uzaktan eğitime geçince aile evine dönen genç kadınlar maruz kaldıkları şiddetle ilgili bize ulaşmışlardı. Bu yıl kadınlar, kendi aileleri ile yaşadıkları sürece maruz kaldıkları şiddeti dillendirmeye devam ettiler, şiddet ortamından çıkmak, haklarını öğrenmek için bize ulaştılar” denildi.
15 YAŞALTI BAŞVURULAR
Raporda, çevrimiçi eğitim nedeniyle çocukların dijital araçlara erişiminin arttığına dikkat çekilerek, bunu kullanan 15 yaş altı 12 çocuğun gördüğü şiddet nedeniyle kendileriyle doğrudan iletişime geçtiği ifade edildi.
Son dönemde 25-34 yaş grubundaki evli kadınların başvurusunda artış gözlendiği kaydedilen raporda, “Bu durum bizlere 20’li yaşlarda evliliklerin ya da çocuk yaşta evliliklerin Türkiye’de giderek arttığını ve/veya kadınların genç yaşta şiddeti fark ederek uzaklaşmak için adım attığını gösteriyor” denildi.
ÇOĞU EŞİNDEN ŞİDDET GÖRÜYOR
2021 yılında kendilerine ilk defa ulaşan kadınların 508’inin resmi nikahlı, 192’sinin evli olmadığı kaydedilen raporda, “643’ü eşi, 89’u aile, 73’ü baba, 47’si eski eşi, 44’ü partneri, 38’i yabancı, 36’sı eski partneri, 15’i anne, 15’i erkek kardeşi tarafından şiddete maruz kalmış. Birden fazla kişinin şiddetine maruz kalan kadın sayısı ise 17” bilgisine yer verildi.
Rapora göre evlilik süresi uzadıkça şiddet azalıyor. Eş veya partner şiddetine maruz kalan 262 kadından 72’si 5 yıldan daha az süredir o kişiyle evli veya birlikte. Eş veya partner şiddetine maruz kalan kadınların 65’i 6-10, 55’i 11-15, 30’u 16-20, 31’i 21-25 yıl şiddet gördüğü kişiyle birlikte yaşamış veya evli. Kadınların 15’i de 25 yıldan fazladır evli veya birlikte yaşıyor.
EN ÇOK PSİKOLOJİK ŞİDDET GÖRÜYORLAR
Şiddet biçimleri içinde psikolojik şiddet ilk sırada yer alıyor. 2021 yılında Mor Çatı Vakfı’na başvuran kadınların 930’u psikolojik şiddet, 683’ü fiziksel şiddet, 360’ı ekonomik şiddet, 207’si cinsel şiddet, 44’ü ısrarlı takip, 61’i dijital şiddet, 5’i de flört şiddeti gördüğünü beyan etmiş. Raporda şiddetin en fazla tanıdıklar tarafından uygulandığı kaydedildi. Kadınların aynı anda birden fazla şiddet türüne de rastlandığı kaydedilen raporda, “Önceki yıllardan farklı olarak kadınların ruh sağlığı desteklerine erişimi engelleme, küçümseme, aileleri kıyaslama, çocuklarının eğitim ve sağlık hakkını engelleme, kadının ailesi ile iletişimi engelleme, çocuk sahibi olma konusunda baskı kurma şeklinde de psikolojik şiddetin kendini gösterdiğini görüyoruz. Bunun da yüksek endişe, özgüven kaybı, kendini suçlama ve değersizlik gibi psikolojik etkilerinin olduğunu paylaştılar” denildi.
EVDEKİ BASKI EVLİLİĞE İTİYOR
Aile evindeki kısıtlamalardan dolayı bazı kadınların evlilik yolunu seçtikleri kaydedilen raporda, “Kadınlar bu ortamdan çıkmak için evliliği bir yol olarak görebiliyor ve kimi zaman evden uzaklaşma arayışları esnasında tanıştıkları kişiler tarafından şiddete maruz kalıyorlar” denildi.
EN ÇOK HUKUKİ DESTEK VE SIĞINAK İSTİYORLAR
2021 yılında Mor Çatı’ya başvuran kadınların 297’sinin hukuki destek, 297’sinin sığınak, 124’ünün kendisi ve çocuğu için psikolojik destek, 127’sinin de sosyal yardım talebinde bulunduğu bilgisine yer verilen raporda, şiddet gören kadınların en fazla kolluk güçleri, ŞÖNİM ve belediyelere başvurduğu ifade edildi.
SOSYAL İZOLASYON
Erkeklerin kıskançlık bahanesi ile kadın ve çocukların evden çıkmasını ve başka kişilerle iletişim kurmasını engellediği kaydedilen raporda, “Bu şekilde kadınlara sistematik bir izolasyon uygulanıyor. 18 kadın bu anlamda aileleri ya da kocaları ya da birlikte oldukları kişi tarafından sosyal anlamda ciddi şekilde kısıtlandıklarını, ev hapsi, telefonlarına el konulması, bakkala dahi çıkamama, camdan bakmasına izin verilmeme ve yoldan yanından erkek geçince bile hakarete maruz kalma gibi durumlara maruz bırakıldıklarını paylaştılar.. Yabancı uyruklu bir kadın yıllarca evde izole edildiğini, kocasının Türkçe öğrenmesine izin vermediğini anlattı” denildi.
Raporda, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının kadına yönelik şiddetle mücadele açısından önemli bir kayıp olduğu vurgulandı.