Türkiye’de toplumsal cinsiyet temelli eşitsizlikleri saptamak ve sorunları açığa çıkarmaya yönelik haritalama ve izleme çalışmalarını sürdüren Cinsiyet Eşitliği İzleme Derneği (CEİD) 'Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini İzleme Raporu 2021-2022’ yayınlandı. Avrupa Birliği tarafından desteklenen ilk rapor, “Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini İzleme Raporu 2019-2020” ismiyle 2021 yılında yayınlanmıştı.
Kamu kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde, politikaları, strateji ve eylem planlarının gözden geçirildiği raporda, sivil toplum örgütlerinin cinsiyet eşitliği izleme çalışmaları ve görüşleri de değerlendirilmeye alındı.
Yapısal ve gösterge temelli izleme olarak iki bölümden oluşan raporda kadına yönelik şiddetle ilgili olumsuz gelişmelere dair dikkat çeken yorumlar öne çıkıyor.
Raporda dikkat çeken ana başlıklar şöyle:
TÜRKİYE 35. SIRADA
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesinin olumsuz sonuçlarının hatırlatıldığı raporda CEİD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksinde Türkiye 56,5 puan ile 36 OECD ülkesi arasında 35. sırada yer alıyor. Listede 36. sırada Güney Kore yer alıyor.
CEİD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Endeksinde, alt alanlara göre ise durum yine iç açıcı değil. Eğitim hakkı kapsamındaki göstergeye göre Türkiye hem kadın hem de erkeklerde ortalama okul yılı ile OECD ülkeleri arasında toplam eğitim süresi en düşük olan ülke. Çalışma hakkına bakıldığında da Türkiye yine 36 ülke arasında sonuncu sırada. İşgücüne katılım oranlarında cinsiyet açığının yüksek olması ve erken çocukluk eğitimine kayıtlılık oranı bakımından OECD ortalamasının çok altında yer alan Türkiye, Meksika ve Güney Kore ile birlikte en düşük skora sahip üç ülkeden biri. Çalışma hakkına benzer biçimde kaynaklara erişim, iyi ve yeterli yaşam hakkından yoksunluk bakımından, Türkiye, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en yüksek düzeyde gözlendiği üç ülkeden biri. Türkiye, kararlara katılım hakkı bakımından ise 34. sırada yer alıyor.
İŞ YAŞAMINDA EŞİTSİZLİK DERİNLEŞTİ
Rapora göre 2021-2022 döneminde işgücü piyasasında eşitsizlik derinleşti. COVID-19 dönemindeki kapanma süreciyle özellikle kadın istihdamının olumsuz etkilendiğinin belirtildiği raporda kadınlar arasında işsizlik oranlarının çok daha hızlı yükselmesiyle kadın yoksulluğunun arttığına dikkat çekiliyor. Rapordaki sayısal veriler şöyle:
BAKANLIK EŞİTLİKTEN VAZGEÇMİŞ!
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın toplumsal cinsiyet eşitliği bakımından değerlendirildiği raporda yerel yönetimler de masaya yatırılmış. 30 Büyükşehir Belediyesinin sadece beş tanesinde Eşitlik Birimi var ve belediyelerin Stratejik Planları da toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı değil. Türkiye’de 2022 Mayıs ayı itibarıyla il ve ilçe belediyelerinde 35 Eşitlik Birimi bulunuyor. Eşitlik Birimi bulunan belediyelerden biri de Kadıköy Belediyesi
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafında durum daha da vahim. Çünkü bakanlık “Toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramını terk etmiş. Onuncu Kalkınma Planı’nda (2014-2018), “Toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme (TCDB) konusunda farkındalık oluşturulacak ve örnek uygulamalar geliştirilecektir” şeklinde ifadeler kullanan bakanlık, On Birinci Kalkınma Planı’nda ise toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını kullanmıyor. Aynı şekilde, 2019 yılı bütçe gerekçesinde “toplumsal cinsiyete duyarlı politika, plan ve bütçelerin geliştirilmesinin” önemi vurgulanırken 2020 yılı bütçe gerekçesinde ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ kavramına yer verilmiyor.