Kadınlar kültür dünyasında da ayrımcılığa uğruyor

​İKSV’nin “Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet” raporuna göre sektör çalışanı kadınların yaklaşık yarısı cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşıyor

10 Mayıs 2022 - 03:33

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) kültür politikaları çalışmaları kapsamında  “Kültür-Sanat Dünyasında Toplumsal Cinsiyet: Tartışmalı Konular, Yapısal Sorunlar, Çözüm Önerileri” başlıklı bir rapor hazırladı. Türkiye'de yaratıcı sektörlerin nasıl daha eşit, adil ve kapsayıcı hale gelebileceğini ele alan raporu İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Itır Erhart kaleme aldı. İstanbul’daki kültür-sanat sektörü içinde, en çok istihdam sağlanan üç disiplin olan tiyatro, sinema ve müzik ekseninde hazırlanan raporda, kamu kurumları, sendikalar ve meslek örgütleri, sanat okulları, yapım şirketleri ve sivil toplum kuruluşları gibi pek çok paydaşın sorunların çözümüne katkı vermesi için somut öneriler sunuluyor.

EŞİT BİR KÜLTÜR-SANAT EKOSİSTEMİ 

Rapor ile öncelikle kültür-sanat sektöründe toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin görünürlüğünün artması amaçlanıyor. Buna ek olarak, kadın istihdamını artırmaya yönelik eğitim programlarının hayata geçirilmesi, bu alanda yeni kaynakların geliştirilmesi ve finansmana erişim imkânlarının artırılması, yeni stratejiler ve politikalar geliştirilmesi için kamu kurumları ile alanda faaliyet gösteren STK’lar ve sanat dünyası arasındaki diyaloğun güçlendirilmesinin önemine işaret ediliyor.

SANAT VE TOPLUMSAL CİNSİYET

İstanbul’daki kültür-sanat evrenini, toplumsal cinsiyet eşitliği bağlamında analiz etmeyi amaçladıklarını belirten İKSV Kültür Politikaları Çalışmaları Direktörü Özlem Ece,“Sektörü dönüştürmeye yönelik süreçler geliştirmek için eşitsizliklerin boyutunu, nedenlerini ve kaynaklarını anlayabilmek için sistematik verilere ihtiyaç var. Bu raporda İstanbul’un kültür-sanat profesyonelleri ile birlikte düşünüyor, tartışmalı konuları ve yapısal sorunları titizlikle gündeme taşıyor, çözüm önerileri sunuyoruz.”  dedi.  

Toplumsal cinsiyet eşitliği için gerek akademik alanda gerekse sivil toplumda uzun yıllardır çalışmalar yürüten Prof. Dr. Itır Erhart da bu çalışmada, yaratıcı sektörlerdeki toplumsal cinsiyet eşitliği olgusunu farklı yönleriyle anlamak ve anlatmak için yola çıktıklarını söyledi. Erhart, şöyle devam etti: “Konunun boyutlarını ve nedenlerini, tüm bu eşitsizlikleri deneyimleyen sektör profesyonellerinden dinlemeyi, farklı bulgular ışığında ortaya çıkan sonuçları analiz etmeyi, yine dinlediğimiz iyi örnekler ve uygulamalarla harmanlayarak daha eşit, kapsayıcı bir kültür-sanat ekosistemi için önerilerde bulunmayı amaçladık. Raporumuzun, bu alandaki çalışmaları takip eden tüm paydaşların ilgisini çekeceğine inanıyor, veriye dayalı bilgi ihtiyacını gidermede de önemli katkı sunacağını düşünüyoruz.”

PANDEMİ EŞİTSİZLİĞİ KÖRÜKLEDİ

Kültür-sanat dünyasında toplumsal cinsiyet eşitliğini konu alan bu araştırma kapsamında, İstanbul’daki kültür-sanat sektörü içinde, en çok istihdam sağlanan üç disiplin olan tiyatro, sinema, müzik alanında gerek sahne önü gerekse sahne arkasında görev alan 157 kadın ile bir online anket çalışması gerçekleştirildi. Buna ek olarak, 18 sektör profesyoneli kadınla yarı yapılandırılmış görüşmeler ve LGBTİ sanatçılarla bir odak grup görüşmesi gerçekleştirildi.

Rapor bulguları ışığında kültür-sanat dünyasındaki toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dair bazı rakamlar şöyle:  

    Katılanların %15’i çalıştıkları sektörde fırsat eşitliği olduğuna inanıyor, %13’ü eşit işe eşit ücret ilkesinin uygulandığını düşünüyor.

    Araştırmaya katılan kadınların %63’ü erkek olmadıkları için dezavantajlar yaşadığını düşünüyor. 

    Sektör çalışanı kadınların %52’si cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşadığını belirtiyor.

    Her 10 katılımcıdan 6’sı çalıştığı sektörde taciz/mobbing yaşadığını belirtiyor. Katılımcıların sadece %62’si bu durumda ne yapılması gerektiğini bildiğini belirtiyor.

    Araştırmaya katılanların %81’i iş hayatında toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmadığını düşünüyor.

    Katılımcıların %40’ı pandeminin çalıştıkları sektörlerde toplumsal cinsiyet eşitliğine olumsuz etki ettiğini belirtiyor.


ARŞİV