Karşılaşma ve sosyalleşme alanı: Sokaklar

Sokaklar daha yaşanabilir, daha güvenli ve daha eğlenceli hale gelebilir mi? Sokak Bizim Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emine Atalay “Mahalle olgusunu ve mahalleli bilincini kaybetmemiş yerleşim alanlarında çocukların sokak kullanımı mümkünken, kent formu değişmiş yerleşim alanlarında bu mümkün olmayabilir” diyor

28 Eylül 2023 - 14:15

Kentsel sorunlar üzerine çalışan ve projeler gerçekleştiren Sokak Bizim Derneği 2010 yılında kuruldu. Sokakların ortak kullanım alanı olduğunu dile getiren dernek, bu anlayışı daha da güçlendirmek için İstanbul’un farklı ilçelerinde projeler ve etkinlikler gerçekleştiriyor, kampanyalar düzenliyor. Sokağın önemini ve sosyal yaşam için sahip olduğu imkanları Sokak Bizim Derneği Başkanı Emine Atalay ile konuştuk.

-Sokak Bizim Derneği’ni tanıtır mısınız hangi amaçla kuruldu?

Sokak Bizim Derneği, insan odaklı şehirler ve sokaklar yaratma hedefiyle 2007 yılında inisiyatif olarak yola çıktı. Çalışmalarının temelinde “Nasıl bir kentte yaşamak istiyoruz?” sorusuna yer veren ve 2010 yılında dernek statüsünü alan bir sivil toplum kuruluşudur. Belediyeler, yerel halk ve diğer STK’lar ile işbirliği içerisindeyiz. Kentleri daha yaşanabilir kılmak için değişime sokak ölçeğinden başlanması gerektiğine inanan bir derneğiz. Özellikle sokaklar, kamusal alanlar ve sürdürülebilir ulaşım (yaya ve bisikletli ulaşım) konularında farkındalık oluşturacak etkinlikler, kampanyalar gerçekleştirerek çalışmalarımıza devam ediyoruz. 

-Şu ana kadar hangi projeleri hayata geçirdiniz?

Sokakların tasarım ve uygulamalarında insan odaklı düşünce temelinin yer etmemesi, karşılaşma ve oyun mekânlarının da müşterekleşme zemini olmaktan giderek uzaklaşması sorunundan yola çıkarak pek çok sivil toplum kuruluşu, yerel yönetim ve mahalleliyle beraber katılımcı yöntemlerle Ayda Bir Gün Sokak Bizim etkinliklerini gerçekleştirdik. Buradaki amacımız, bir sokağı araç trafiğine kapattığımız zaman mahallelinin kendi sokağını kullanma pratiğindeki çeşitliliği göz önüne sermek ve elinden alınan temel hakkını en basit haliyle fark etmelerini sağlamaktı.

HAK İHLALİNE DİKKAT ÇEKTİLER

-Bu projenin devamında “Kaldırım Nerede?” kampanyasını da başlatmıştınız.

Evet. Bu etkinlik serisi beraberinde bize kaldırımlarda güvenli ve konforlu bir şekilde yürüyememe sorunumuz üzerine düşünmeye itti. Bu sefer “kaldırım nerede?” sorusunu sormaya başladık ve kaldırımlardaki fiziksel ve sosyal sorunlara dikkat çekebilmek amacıyla Kaldırım Nerede? kampanyamızı hayata geçirdik. 2013’te başlattığımız kampanya ile ülke geneline hâkim olan kaldırım temelli hak ihlallerine karşı yaya odaklı şehir taleplerimizi dile getirmiştik. Kentliler kaldırımda yürürken karşılaştıkları sorunlar üzerinde kaldırım standartlarına ilişkin 130 santimetrelik bir cetvel bulunan ‘kaldırım ölçer’ bandı ile işaretlemiş, daha sonra fotoğrafını çekerek #kaldırımnerede etiketiyle sosyal medyada paylaşmışlardı. Ardından her gün kaldırımlarda karşılaştığımız bu sorunları daha görünür kılabilmek adına ve farklı bir noktaya taşımak adına kampanyayı 2018 yılında web tabanlı haritaya geçiş yaptık. Daha önceki kampanyada tespit ettiğimiz temel sorunları haritada görselleştirirken beş kategoride sınıflandırdık.

-Neydi bu kategoriler?

Bu kategoriler; dar, yüksek veya bozuk durumdaki standart dışı kaldırımlar, motorlu araçların yasadışı park etmesi ile oluşan araç işgali, dükkanların kaldırıma taşması gibi geçici işgaller veya trafo, telefon, çöp kutusu gibi kalıcı işgaller ve kaldırımın hiç olmaması gibi temel sorunları tarif ediyordu. Kategorilerin farklı renklerde etiketlenmesi ve paylaşımların haritada konumları ile gösterilmesi sayesinde hangi sorunların nerelerde yoğunlaştığı açık bir şekilde ortaya konmuş olduk. Her biri farklı renkle gösterilen kategoriler sayesinde ne tür kaldırım sorunlarının da en yoğun şekilde yaşandığını görebildik.

-Bazı etkinliklerinizde mahallede yaşayan insanları da projeye dahil ediyorsunuz.

2014 yılı “Avrupa Hareketlilik Haftası”nın teması olan “Bizim Sokaklarımız, Bizim Seçimimiz” sloganından yola çıkarak ‘Senin Sokağın Senin Seçimin’ isminde bir masa oyununu tasarladık. Oyun, küçük bir ölçekte yaya, bisiklet yolu, bina, otobüs yolu vb. gibi sokağın bileşenlerinden oluşan ve bu bileşenleri farklı kombinasyonlarda kullanarak hayalinizdeki sokağı oluşturmanızı mümkün kılıyor. ‘Senin Sokağın Senin Seçimin’ oyununu hem üniversitelerin mimarlık fakültelerinde öğrencilerle birlikte hem de farklı şehirlerde farklı yaş gruplarıyla birlikte oynayarak yaşadığımız ortak şehirlere dair kolektif bir pratiği deneyimledik. Oyun aracılığıyla insanların hayallerindeki sokakların ve kentlerin araç yerine yaya, bisiklet ve toplu taşıma odaklı olduğunu, kentlilerin daha fazla kamusal mekanlara ve yeşil alanlara ihtiyaç olduğunu görmüş olduk. Şimdilerde ise oyunun malzemelerinde nasıl farklılıklar yapabiliriz üzerine çalışma yapıyoruz.

“SOKAKTAN KULAĞA”

Son olarak pandemi döneminde sokaklarda olmayınca sesimizi podcast aracılığıyla daha çok ve farklı kitleye ulaştırmak amacıyla Sokaktan Kulağa isimli podcast serisine başladık. Bu süreçte 18 bölüm kaydederek Sokak Bizim’i ve 2007 yılından itibaren gerçekleştirdiğimiz faaliyetleri aktardık. Konuklu bölümler kaydederek kente dair konulara da değindik. Bizi bizim sesimizden dinlemek isteyen herkes tüm podcast mecralarından podcast serimizi ulaşabilirler.

SOKAK VE ÇOCUK

-Sokak Bizimin çocuklarla nasıl bir ilişkisi var?

Sokağın ve çocuğun sokakla kurduğu ilişkinin ne denli önemli olduğunun farkındayız ve çocuğun bireysel gelişiminde önemli bir rolü olan eğitim ve oyun alanı olarak görüyoruz. Çocukların sağlıklı gelişimi için de kendilerini kente ait ve o kentte mutlu ve özgür hissetmeleri gerektiğine inanıyoruz. Bu sebeple de sokaklarda gerçekleştirdiğimiz etkinliklerde oyunlaştırma yöntemi kullanarak bu ilişkinin nasıl daha iyi olabileceğini göstermeye ve vurgulamaya çalışıyoruz. Düzenlediğimiz kampanya veya etkinliklerin ön hazırlığında çocukların yaş gruplarına göre yaşadığı çevreyi anlamada hangi faktörlerin etkili olabileceğini araştırıp yöntemimizi ona göre kurguluyoruz.

-Çocukların sokakları kullanabildiğini söylemek mümkün mü?

Bu durum mahalle yapısı ve aidiyetine göre değişiklik gösterebilir. Mahalle olgusunu ve mahalleli bilincini kaybetmemiş yerleşim alanlarında çocukların sokak kullanımı mümkünken kent formu değişmiş yerleşim alanlarında mümkün olmayabilir.

Sokakta neler değişti ve nelere ihtiyaç var?

Değişen toplum ve çevre yapısının sokakları kullanışsız ve güvensiz hale getirdiğini söyleyebiliriz. Komşuluk ilişkilerinin zayıflaması, çevredeki yabancıların oluşturduğu güvensiz ortam ile ebeveynlerin çocuklarını sokaktan uzaklaştırdığını düşünüyoruz. Kapalı sitelerin yoğunlaşmasının, günlük ihtiyaçların yaya yoluyla sağlanamamasının sokak kullanımını azalttığı kanısındayız. Sokakların araç kullanımına uygun oluşturulması, yerleşim alanlarındaki hız sınırlamasına uyulmaması ve yeterince caydırıcı olmaması, herhangi bir tehlike anında çocukların kaçabileceği güvenli kaldırım ve yaya alanlarının yetersiz olmasının çocuklar için tehlike yarattığını vurguluyoruz.

 

 


ARŞİV