İnsanların kediler ile olan bağlarını güçlendirmek amacıyla 2002 yılından beri 8 Ağustos “Uluslararası Kedi Günü” olarak kutlanıyor. İnsanlara yaşamlarında can dostu olan ve onlarla birlikte hayatı paylaşan kediler, karşılıksız sevginin diğer bir adı gibidir. Bu sevgi, insanlar ile kediler arasında bağ kurulmasını ve bu bağın güçlenmesini sağlıyor. “Uluslararası Kedi Günü” vesilesiyle Kadıköy Belediyesi Veteriner İşleri Müdür Yardımcısı Süleyman Erçin'den belediyenin sokakta yaşayan kedilere yönelik yaptığı çalışmalar hakkında bilgi edinirken, kedilerin yaşamlarındaki yeri hakkında ise Nehir Kılıç ile Elif Tanrıverdi'nin paylaşımlarına kulak verdik.
Kadıköy Belediyesi Veteriner İşleri Müdür Yardımcısı Süleyman Erçin, belediyelerin sokak hayvanları (kedi, köpek) ile ilgili 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında hayvan nakli, muayene, kısırlaştırma, işaretleme ve hayvanın alındığı ortama bırakılması gibi rehabilitasyon süreçlerini gerçekleştirmekle yükümlü olduğunu söyledi.
“KISIRLAŞTIRMA VE KUDUZ AŞISI YAPILIR”
Veteriner İşleri Müdür Yardımcısı Süleyman Erçin, sokak hayvanlarına yönelik verilen hizmetler hakkında şu bilgileri verdi: “Kadıköy’de sahipsiz hayvanlar, hayvan nakline uygun araçlar ile ekiplerimiz tarafından alınarak Kadıköy Belediyesi Sahipsiz Hayvanlar Rehabilitasyon Merkezi'ne getirilir. İlk aşamada veteriner hekimler tarafından muayene edilerek gözlem altına alınırlar. Herhangi bir hastalık bulgusu olmayan hayvanlar anestezi altında operasyonla kısırlaştırılır. Dışarıdan bakıldığında anlaşılabilmesi için işaretleme yöntemi olarak kedilerin kulağına çentik, köpeklere ise küpe takılır. Yaklaşık bir hafta operasyon sonrası bakımı ve takibinde kuduz aşısı yapılır. Sahiplendirilememiş ise öncelikle alındıkları ortama bırakılması sağlanır. Ancak alındığı ortamda söz konusu hayvanın veya toplum sağlığını riske atabilecek bir olumsuzluk var ise ilçemiz dahilinde daha güvenli bir yere bırakılması sağlanır.”
Travmatik durumlarla (trafik kazası, yüksekten düşme, hayvan saldırısı vb.) ve enfeksiyon hastalıklarıyla da karşılaşıldığını belirten Süleyman Erçin, merkezde cerrahi müdahale ile enfeksiyon hastalıklarının tedavisinin yapıldığını da hatırlattı.
“İSHALE VE ZEHİRLENMEYE NEDEN OLABİLİR ”
Erçin, “Bazı hatırlatmaları yapmakta fayda var. Kedi ve köpeklerin beslenmesine uygun olmayan evsel çorba, salata, ıslak ekmek gibi şeyler kirlilik, sinek, kemirgen, koku sorunu yaratmaması adına verilmemelidir. Yaz aylarında güneş altında bir kap sütte 15 dakika içinde bakteri üreyebilir, beslenen hayvanda ishal ya da zehirlenme belirtileri açığa çıkabilir. Su kaplarında ise sivrisinek ürememesi adına suyun dökülüp yenisinin doldurulmasında fayda var” uyarısında bulundu.
“OYUNCAK GİBİ GÖRMEK VİCDANSIZLIK”
Elif Tanrıverdi, kedisi Jiyan ile üç buçuk aylık iken 2016 yılında yollarının kesiştiğini söyledi. Tanrıverdi, “Bir sürü kedinin arasında onu yemek yemeye çalışırken gözlemledim. Küçük olduğu için yemek yiyememişti. Belki o gün bir daha yemek yeme durumu olmayabilirdi. O çok zoruma gitmişti. Ertesi gün onu eve getirdik. Jiyan beni aklı selim düşünmeye yöneltti. Daha sakin ve derin duygusallık yaşadım. Ama bir taraftan da kediler ile birlikte dinginleştiğimi fark ettim. 2016'dan önceki Elif ile şimdiki Elif arasında farklar var. Gücüm yettiğince dışarıdaki kedileri de beslemeye ve onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Sokakta yaşayan kedilere destek olmak adına arkadaşlarımız ile aramızda bir dayanışma da var. Kedileri bir oyuncak ve eşya olarak görüp sahiplenmek büyük bir vicdansızlık. Çünkü daha sonra o kediler sokağa bırakılıyor. Pandemi de sokağa bırakılmış çok sayıda kedi ile köpek gördük. Bu durumlar canımızı acıtıyor. Sorumluluk alamayan kişiler sahiplenmesin” dedi.
“İYİ Kİ KEDİLER VAR”
Nehir Kılıç ise kedi ile dostluğunu şu sözlerle anlattı: “Bir arkadaşım depresyondaydı. İyi geleceğini düşündüğüm için sahiplenmesi adına ona yavru bir kedi götürdüm. Üç ay sonra oğlunun alerjisi çıktı. Sokağa bırakılamaz dedim. 8 yıl oldu o gün bugündür bıcırık ile beraberiz. Sokakta hasta bulduğum, iyileştirmek için aldığım ve sonra bırakırım dediğim kedileri de sokağa bırakamadım. Onlarla da bağ kurdum. Şu an evde sekiz kedi var. Gözlemlemeyi ve odaklanmayı kedilerden öğrendim. Gereken şeyi gerektiği yerde yapabilmeyi, kendi kendine yetebilmeyi de. Üzülüyorlar ve tepki veriyorlar. Hepsinin ayrı bir karakteri var. Kedileri dışarıda beslerken bir yıl önce enfeksiyon kapmıştım. Enfeksiyonun neden olduğu hastalığın tedavi sürecinde çekilen röntgen sonucunda meme kanseri olduğum anlaşıldı. Hastalık başında bulundu. Doktorum ‘iyi ki kediler var’ dedi. Şu an çok iyiyim.”
Nehir Kılıç, “Pandemi döneminde sokaktaki hayvanların beslenme sorunu olacağı için Yeldeğirmeni Mahallesi'nde bir dayanışma ekibi oluştu. Mama dağıtımı yaptık. Sokak hayvanlarını besledik. Bireysel çabalarımız ile kedinin kısırlaştırılma işlemini de yaptırıyoruz. Ama kısırlaştırma işleminden sonra kediye evde bakabileceğimiz bir ortam ne yazık ki olmuyor. O yüzden yerel yönetimden Kadıköy merkezde ulaşım anlamında sıkıntı yaşanmayacak bir noktada poliklinik talep ediyoruz. Ayrıca rehabilitasyon merkezinin 7/24 olmasını istiyoruz. İşten sonra sağlık hizmetine ihtiyacı olan sokakta yaşayan bir kediyi merkez kapalı olduğu için götüremiyoruz” dedi.